Bütün Sevgimle Namaste Hindistan! Hindistan dünyanın en gelişmiş uygarlıklarından birini yaratmıştır. Değişik ırk, kültür ve dinlerin bir arada yaşadığı mozaik bir yapıya sahiptir.
29 Eyaletten oluşan ülke demokrasi ile yönetilir. Modern mimari yapısıyla dikkat çeken Yeni Delhi ülkenin başkentidir. Resmi dilleri olan Hintçe ve İngilizce dışında 850 farklı dil konuşulmaktadır.
Para birimi olarak Hindistan Rupisi kullanılmaktadır.

Yerel saat Türkiye saatine göre 4 saat daha ileridir. Bollywood sineması ile de dünyaca ilgi görmektedir.
Hindistan Vizesi
Hindistan seyahatinde en önemli eşyanız pasaportunuz, paranız ve biletleriniz. Pasaportunuzun kimlik sayfasını ve Hindistan vize sayfasının görüntülerini ve biletlerinizin çıktılarını mutlaka alın ve yedekleyin. Vize demişken, vizeler hakkında kısa bir bilgilendirme yapayım.
Vize almak için İstanbul Konsolosluk resmi web sitesi link adresi https://www.cgiistanbul.gov.in/
Vizesi almak için Ankara Büyükelçiliğinin resmi web sitesi link adresi https://www.indembassyankara.gov.in/
Vize ile ilgili her türlü bilgi için bu resmi siteleri takip etmelisiniz. Bilgilerin güncelliği çok önemli.
Hindistan vizesi için online sistemle müracaat etmeniz gerekiyor. Linklere tıklayarak formlara gerekli bilgileri doldurun. Sonuncu sayfaya geldiğinizde, sistem size vize için randevu tarih ve saat seçeneklerini sunacaktır. Seçtiğiniz gün ve saatte elçilik veya konsolosluğa gidip, tüm evraklarınız eksiksiz olarak müracaatınızı yapmanız gerekmektedir. Vize işlemleri sırasında parmak iziniz de alınacaktır. Aynı gün içinde vizenizi verirler.
Hindistan vizesi alabilmeniz için de mutlaka otel rezervasyonunuzun da olması gerekiyor.
Sırt Çantamda Neler Olmalı?
Hindistan’a ne tür kıyafetler götürsem diye hiç düşünmeyin. Bence mümkün olduğunca Hindistani ve lokal giyinin derim. Öyle renkli bir ülke ki siyah ve beyaz renkleri unutun. Her rengin fosforlusu, aynalısı işlemelisi, zillisi, püsküllüsü, erkek kadın fark etmiyor herkes rengarenk giyiniyor, takılar ise dillere destan. En rahat seyahat kıyafeti ise şalvar ve penye tişörtler.
Spor ayakkabınız en sadık dostunuz olacaktır. Çünkü inek pisliğine basmadan Hindistan gezilmez, gezilemez. Parmak arası terlik ise resmen Hintlilerin milli terliği gibidir.
Ben Türk işi peştamalımı bir de beyaz kalıp sabunumu da mutlaka çantama atarım.
Sırt çantası ise bir gezginin en kıymetli varlığı bence. Şarj aleti, üçlü priz, fotoğraf makinesi, ilaçlar, not defteri, kalem, nemlendirici, diş macunu fırçası, iğne iplik, tırnak makası, güneş gözlüğü, şapka, bandana, asma kilit vs.. gibi ihtiyaçlarım çantamda yerini alırlar. Asma kilidi ne mi yapacağım? Asma kilit bildiğiniz cankurtaran. Hindistan’ın her yerinde, her an, asma kilit kullanılır. Mesela çantanızı emanete bırakmanız gerekirse asma kilit olmadan asla teslim almazlar. Tren ile seyahat etmeniz gerektiğinde mutlaka çantalarınıza asma kilit takmak zorundasınız. Hem gereklilik hem zorunluluk. Zaten en çok karşılaşacağınız işportacılar asma kilit satıcıları olacaktır, ha bir de zincir. Çantalarınızı tren seyahatlerinizde güvene almanız için zincir ile bağlamanız gerekmektedir.
Ben Freebag (bel çantası) ile çok rahat ediyorum, ama onu da genelde tişörtümün içine koyuyorum. Dedim ya para ve pasaportunuz her zaman güvende olmalı ki özgür seyahat edebilin. Çünkü Delhi oldukça kalabalık hatta deli kalabalık bir metropol o yüzden korkulu rüya görmektense, uyanık yatmak yeğdir.
Hırsızlık olayları dünyanın her ülkesinde olduğu gibi Hindistan’da da var. O yüzden mümkün olduğunca dikkatli olmanız gerekiyor. Özellikle selfie çekilelim deyip çantanızı kesebilirler o yüzden bu gibi durumlarda bir eliniz ile daima çantanızı yoklayın.
Sürekli kullandığınız ilaçlar, ağrı kesici ateş düşürücü, aspirin, yara bandı, geniş spektrumlu bir antibiyotik, antiseptik, ishal ilacı, alerji ilacı, sivrisinek ilacı, bandaj…vs. çantanızda bulundurun derim. Tüm bu eşyaları yanınızda taşımayı düşünmüyorsunuz değil mi? Bu eşyaların bir kısmını otelinizde bırakın.
Hindistan Tarihi
Hindistan çeşitli dönemler yaşamıştır, Aryan dönemi, Roma dönemi, Budist dönemi, Gandhara dönemi (Günümüzdeki ipek yolu), İslam dönemi 1500 yıllarından sonra da Moğol dönemi başlamıştır.
Moğol döneminde tam bir altın çağ yaşamıştır. Kültür, sanat, edebiyat, mimariye çok önem vermişler, dünyanın en güzel mimari anıtlarını inşa etmişlerdir.

Dünyanın en güzel mimari anıtlarından olan Taj Mahal, Moğol hükümdarı Şah Cihan’ın eseridir.
Ardından İngiliz dönemi ve 20. yy.ın en önemli kişilerinden biri olan Mohandas Karamchand Gandhi’nin ( Mahatma; yüce ruh) Londra’da hukuk eğitimi aldıktan sonra 1915 yılında ülkesine dönmesiyle yeni bir dönem başlamış oldu.

AHİMSA (Zarar vermemek) ilkesi ile politik hayatına başladı. 1942 yılında İngilizlere karşı yürüttüğü ” Hindistan’dan çıkın=quit India” kampanyasıyla politikaya büyük bir dönüş yaptı. 2. Dünya savaşının bitmesiyle 1948 yılında Hindistan bağımsızlığına kavuştu.
Hindistan ve Dinler
Hinduizm ve Budizm gibi büyük dinler bu topraklarda doğdu. En ünlü iki destanı RAMAYANA ve MAHABHARATA destanlarıdır.
-Hinduizm
Hindistan birçok dine ev sahipliği yapar, ülkenin %80’i Hindu’dur. İlk M.Ö. 1000 yıllarında Veda’ların yazılmasıyla dini kaynaklar ortaya çıktı.

Hinduizm dininin önemli kaynakları; Tanrı Krishna’yı anlatan Bhagavad Gita bölümüyle Mahabharata Destanı, Rama’nın hikayesini anlatan Ramayana Destanı, Veda’lar, Upanişadlar ve Purana’lardır.

Hinduizm inancına göre insanlar enkarnasyonlar yolu ile birçok kez dünyaya gelir ve gider. Bu geliş ve gidişlerin sonunda zincir kırılır ve ”MOKSHA” (Özgürlük) seviyesine ulaşır burada etkili olan ”Karma Yasası”dır. Bir de ”Dharma Yasası” vardır ki bu da doğa yasalarıdır.

Brahma; evreni yaratandır. Om evrenin sesidir. Büyük tanrılar VİSHNU, SHİVA, SARASVATİ, LAKSMİ, PARVATİ, DURGA, KALİ, GANESH, HANUMAN gibi binlerce Tanrı ve enkarnasyonları vardır.

Guru; ruhsal rehberdir. Sadhu; ruhsal arayış yolundaki dervişlerdir.
-Müslümanlık
İkinci büyük din Müslümanlıktır. Ülke, Dünya’da sayıca en çok Müslümanın yaşadığı üçüncü ülkedir.
-Hristiyanlık
Ülkede üçüncü büyük din olarak Hristiyanlık görülmektedir. Ülke, Hristiyanlık inancı ile Portekiz İmparatorluğu döneminde tanışmıştır.
-Sikh Dini
Bir diğer büyük din de Sikh dinidir. Bu din mensuplarını kolayca tanıyabilirsiniz. Sikh dini Guru Nanak tarafından 1469 yılında Hindu ve Müslüman dinlerinin olumlu yanlarını alarak ideal bir din oluşturmaya çalışmışlardır.

Sikhler kast sistemini kabul etmezler. Gurudwara denilen tapınaklarda ibadet ederler. Sikhlerin kutsal kitabı Granth Baba Sahib 10 Sikh Gurusu tarafından yazılmıştır. Taşımak zorunda oldukları beş sembolik eşya vardır.
Kesha; saçları kesmemek
Kangha; ahşap tarak taşımak
Kaccha; özel bir iç çamaşırı giymek
Kara; çelik bilezik takmak
Kirpan; kılıç veya kama taşımaktır.
Saçlarını da tepeden toplayarak türban takarlar.
Altın tapınak, Harmandir Sahib veya Darbar Sahib adındaki büyük tapınakları Hindistan’ın Punjab Eyaletindeki Amritsar şehrinde bulunur.
-Budizm
Budizm; bu dini M.Ö. 500 yılında Siddharta Gautama kurmuştur. Öğrencileri onu ”Buddha” ”Farkında olan, aydınlanmış kişi” olarak adlandırır. Buda öğretileri Dharma olarak adlandırılır.

Budistler, Nirvana olarak bilinen ‘Aydınlanma’nın tüm canlıların nihai kurtuluşu olduğunu söylerler. Buda bu Dharma öğretilerinin olduğu gibi kabul edilmesini ve meditasyon gibi birçok içe bakış yöntemleri ile doğrulanmasını istemiştir. Kişiyi yeniden doğmaya sürükleyen ise yine kendi karmasıdır. Budha’ya göre Karma; kör bir kader değil, sebep ve sonuç yasasının bir sonucudur. Hindistan’da 5 milyon kadar Budist vardır. En önemli Budist merkezlerinin başında Bodhgaya gelir. Varanasi şehrinin yakınlarındaki Sarnath kentinde Budha ilk dersini vermiştir, bu nedenle burası çok önemlidir. Kuzey Himalayalar’daki Dharamsala kenti ise Tibetli Budistlerin sığınma yeri ve Dalai Lama’nın yaşadığı kent olarak kutsaldır.
-Jainizm
Jainizm; Budizme çok benzer, Mahavira isimli bir ermiş tarafından M.Ö. 500 yıllarında kurulmuştur. Jainizm, evrenin yaratılmadığını ve sonsuza dek var olacağına inanan transtheist bir dindir. Daha çok Budizm’e benzer.
Jainler evrenin sonsuz olduğuna ve Tanrı tarafından yaratılmadığına inanırlar.
Jainizmin beş yeminden oluşan etik öğretileri vardır. 1- Ahimsa (şiddetsizlik), 2- Satya (doğruyu söylemek),3- Asteya (çalmamak), 4- Brahmacharya (Jain rahipler için bekarlık, diğer inananlar için ise kişinin eşine sadakatli olması) 5- Aparigraha (maddi ve psikolojik bağlılığa sahip olmamak).
Jainizm dininin çileci yaşam, çıplaklık, oruç tutmak, bedeni küçümsemek, vejetaryen ya da vegan olmak gibi özellikleri vardır.
Jainler her zaman ellerinde bir tavus kuşu yelpazesi taşırlar, çıplak gezenler edep yerlerini bu tüy ile örterler. Yoluna çıkan karınca ya da böcekleri asla öldürmezler, ağaçtan meyve düşmeden onu dalından koparıp yemezler.

Jainler AHİMSA – acı vermeme prensibine göre hiçbir canlıya zarar vermemeye çalışırlar. Mezhebine göre tamamen çıplak yaşayanlar olduğu gibi ağızlarına maske takarak gezenler de vardır. Katı bir vejetaryen hayat sürerler. Rajhastan eyaletinde de yoğun bir nüfus vardır.
Kast Sistemi
Kast sistemi nedir? Bu sistemim kökeni tam olarak bilinmese de eski zamanlarda Brahmin rahiplerinin üst sınıf olduklarını iddia etmeleriyle kast sistemi temellerinin atıldığı kabul edilmektedir.

Bu sisteme göre en üstte neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veren Brahminler bulunur. Altında asker ve yöneticilerden oluşan Ksatriyalar sınıfı gelir. Sonra zanaat ve tüccarların sınıfı olan Vaisyalar gelir. İşçi ve köylü Shudralar sınıfını oluşturur. Bunların dışında bir de Dokunulmazlar sınıfı vardır ki bu kişinin gölge teması bile üst kasttaki bir kişinin birçok ritüel uygulayarak temizlenmesini gerektirir.
Mahatma Gandhi, dokunulmazlar kastına “Harijan’lar” yani “Tanrı’nın çocukları” ismini vererek onları toplumun içine dahil etmeye çalışmıştır. Kast yapısı değiştirilemez değildir. Hindu olmayan Sikh ve Müslümanlar kast dışıdır.
Hindistan Mutfağı
Annapurna Devi Hindistan’da gıda ve yemek pişirme Tanrıçasıdır. İnsanlara sınırsız miktarda yiyecek temin ettirmekle yetkili olduğuna inanılır, elinde altın bir kepçe ile tasvir edilir.

Ve o kepçeden herkes nasibini almaktadır. Hint mutfağı efsanevi bir çeşitliliğe sahiptir.

Hindistan’ın en soğuk bölgeleri, kuzeydeki dağlık Himalaya etekleridir. Keşmir, Himachal Pradesh, Bihar, Pencap ve burada yaşayan insanlar daha zengin bir beslenme alışkanlığına sahiptirler. Güney ise daha çok sebze ağırlıklı, vejetaryen ve acılı bir yemek kültürüne sahiptir.

Eski Hint metinleri, yiyecekleri ruh ve beden üzerine yarattıkları etkilere göre üçe ayırmışlardır. Satvik (Ruhsal), Rajasik (Fiili), ve Tamasic (Maddi) özelliklerdir. Tamasic yiyecekler yaşam enerjimizin azalmasına, zihnimizin puslanmasına neden olurlar.
Satvik yiyecekler, doğanın bizlere sunduğu en saf yiyeceklerdir, zihnimizi temizler, vücutta dengeli enerji akışı sağlar ve bağışıklık sistemimizin gelişmesini sağlar. Yani, insan kendi tabiatına uymayan yiyeceklerden kaçınmalıdır. Bu ayurvedik beslenme, yemekte aşırılığa kaçınılmamasını, mutlu ortamlarda yemek yenilmesini ve şükran duygusu içinde olunmasını tavsiye eder. Çatal kaşık gibi ayrıntı pek kullanılmaz.
-Baharat
Hint yaşamında ve mutfağında baharat her şey demektir. Hindistan’a ilk adım attığınızda sizi baharat kokuları karşılar.

Tohum halinde taze taze karabiber, kimyon, kişniş, hardal, tarçın, kakule sonu gelmeyen çeşitler. Usta aşçıların hazırladığı, içinde en az 25 çeşit baharatın bulunduğu, oldukça acı köri, yemeklerin vazgeçilmez malzemesidir. Bu seriden garam masala, acı kırmızı biberin yoğun olduğu bir karışım, chana- masala nohut yemeğinde kullanılan bir karışım, pulau- masala ise pirinç pilavında kullanılan bir karışımdır.
-Dhal
En basit Hint öğünü, dhal (Mercimek çorbasının bol baharatlı ve yoğun hali), pirinç pilavı ve çapati (Bir çeşit pide) den oluşur. Hindistan’ın bütün tapınaklarında, günde bir öğün, yaşlılara, fakirlere ve engellilere, pirinç pilavı, dhal ve bazen de yanında irmik helvası dağıtılır.

Thali nedir derseniz; bir öğünlük yemeğin geniş bir tepsi içinde tadımlık miktarda konularak sunulması demektir. Her eyaletin kendine özgü Thali tabağı vardır, benim de şahsen vazgeçilmezimdir.
-Basmati Pirinci
Pirinç, Hint mutfağının en bereketli yiyeceğidir. Hindistan’daki en iyi pirinç Dehra Dun Vadisi’nde yetişen ünlü Basmati pirincidir. Uzun taneli, sarımsı, bu pirincin ‘Bas’ adı verilen kendine özgü bir kokusu vardır. Pirinç pilavı her yemeğin yanında mutlaka vardır ve fakirin en temel gıdasıdır. Moğol tarzının bir türü olan Biryani, bir pirinç pişirme şeklidir ve oldukça bol çeşitli pilavlar pişirilir. Özellikle safranlı pilav harikadır. Biryani pilavının üzerine, yer fıstığı, kuru üzüm ve çeşitli kuru yemişler serpilir.
-Nan
Unlu besinler, roti adı altında, çoğu mayasız, buğday, mısır, arpa gibi unlardan yapılan pidelerdir. Tahıl ürünlerinden en çok tüketilen NAN denilen ekmektir.
Hint ekmekleri unlu mamulleri çapati, paratha, puri, kachori, pakhora, nan, dosa, idli, pappad vb dir. Çapati, yağsız tavada pişirilir, fırında pişirilen bir pide çeşidi nan, ve mercimek unundan yapılan, yağda kızartılan incecik çıtır çıtır papadum’dur. Tatlılara gelince; sütlü tatlıları çok meşhurdur. Rasa, Rasagulla, Rasamalai, Malai cham- cham, Kalakand, Khoya, Kulfi, Gulab Jamun, Gajar Helva, ladoo vb…

Tren yolculuklarında, ilk tercihiniz railway restaurantları olmalıdır. Trenlerde ise yemek saatlerinden önce dolaşan görevli, siparişleri alır. Ancak, ben bir kere yedim, boyumun ölçüsünü aldım, bilmedik aş, ya karın ağrıtır, ya da baş.
Hint mutfağında bölgesel farklıların yanında, dinler arasında da yeme alışkanlıkları ve adetleri farklıdır. Hindular, Brahmanlar, Budistler ve Jainler hayvan öldürmez ve yemezler. Bu sebepten dolayı Hindistan’da büyük bir vejetaryen topluluğu vardır.
-Aperatifler
Yemeğin yanında, baharatla karışık veya sade olarak lassi denilen ayran, kimi yerde şeker veya tuzlu içilir. Aynı zamanda sabahları, lassinin içine muz, mango, ananas ve başka meyveler katılarak kahvaltı içeceği olarak da kullanılır.

Samosa benim çok sevdiğim bir aperatiftir, hamurun içine bol acılı patates ve sebzeler konularak yağda kızartılması ile hazırlanan ve her sokak başında bulabileceğiniz lezzetli bir eğlenceliktir.
-Tandır
Hint mutfağının kuzey, güney, doğu , batı mutfaklarının kendine has özellikleri vardır. Hindistan’ın bazı eyaletlerinin mutfaklarına bir göz atalım. Tandırda pişirme geleneği de Moğollar’dan gelmiştir. Tandırda pişen, tavuk, balık ve sebzelerin yanında baharatlı soslar ve yoğurt eşlik eder. Kuzey Hint mutfağında süt, yoğurt, tereyağ gibi süt ürünleri çok kullanılır. Keşmir mutfağında, et zengin baharat çeşitleri ile kullanılır. Et yemeyi sevenlere rogan coş , guştaba ve şabdeg denilen yiyenlerin yalancısıyım, nefis yemekleri tavsiye ediyorlar.
Rogan Coş, pirzola ve kaburganın, bol baharatla karıştırılıp, gevrekçe pişirildiği bir et yemeğidir. Guştaba, kırmızı eti, kırmızı acı biberle pişirilmesidir. Şabdeg ise, testide pişirilen kaz yemeğidir. Geceden, toprak testinin içine konulan kaz, ağzı hamurla kapatılarak korlanmış tandırın içinde ertesi akşama kadar yavaşça pişen kebabın tadı muhteşemmiş.
Andhra Pradesh eyaletinin, eski ile yeninin enfes bir şekilde harmanlandığı büyüleyici şehri Haydarabat’tayız. Bu mutfak Dekan ve Güney Andra yemeklerinden beslenir. Dekan mutfağı biryani çeşitleri, helim denilen dövme bulgur ve kuzu eti ile yapılan bir çeşit ve kebaplardan oluşur ve bu yemekler dastarhan denilen yer sofrasına yenir. Andhra usulu ise sarımsak, acı biber, acı salça ve hardalın yer aldığı baharatlı yemeklerdir. Tatlılar ise Kamitha (Yer fıstıklı, sütlü tatlı), bademkicab ve dilli firdevs sütlü tatlılarıdır.
-Pan
Betel Leaves denilen bir ağaç yaprağı ve içine bir miktar kıyılmış tütün, beyaz bir macun, Hindistan cevizi kurusu, kuru yemiş, baharat ve kırmızı rengini veren bir bitki konularak yapılır. Hindistan’ın her köşesinde kırmızı tüküren Hintlileri görünce sakın şaşırmayın sebebi Pan çiğnemeleridir. Hafif keyif verici bir maddedir.
Güney Hindistan
Hindistan’ın güneyinde Goa, Karnataka, Kerala, Tmil Nadu, Andhra Pradesh ve Pondiçeri eyaletlerini kapsayan bölgedir.

Bölge doğuda Bengal Körfezi, batıda Arap Denizi ve güneyde Hint Okyanusu ile çevrilidir. Güney Hindistan’da çoğunlukla Dravid dilleri konuşulur.
Pirinç tarlaları, çay bahçeleri, baharat bitkileri, kadim Ayurvedik bilgileri ile kuzeye göre daha farklı bir coğrafyadır.

İnsanları da kuzeye göre daha koyu renklidirler. Üç tekerlekli küçük sevimli ulaşım araçlarına da Rikşa denir.
Güney Hindistan bir diller, dinler, mezhepler, renkler cümbüşü. Hemen hemen her eyalette ayrı diller konuşuluyor: Telegu, Kannada, Malayalam, Konkani, Marati, Dakani, Urdu.

Hinduizmin değişik mezheplerine inananlar, Tanrı Şhiva ya da Vishnu’nun değişik görünümlerine tapanlar, kuzeydeki Ganesha yerine Karttikeya ya da Skanda ya da Subramanya diyenler, Murugan’a, Ayappa’ya koşanlar, Sünni Müslümanlar, az da olsa Jainler, Budistler, tek tük kalan Museviler, Katolikler, Süryaniler, Anglikanlar… Hindu, Budist, Jain tapınaklar, camiler, kiliseler, sinagoglar, türbeler… Mihracelerin, nizamların, sultanların izleri…

Kuzeydeki Hindistan müzik türüne karşı Karnatik müzik, Bacan, Kavvali, Bolywood müzikleri… Bharatanatyam, Kuçipudi, Teyyam, Kathakali dansları… Her yerde Hindistan cevizi, muz, banyan, tik ve kauçuk ağaçları… Özellikle Kerala bölgesi baharat cenneti.

Güney Hindistan’ın her bir köşesi doğası müthiş şaşırtıcı güzellikte, renkli, heyecan verici. Özellikle ünlü baharat limanı Kochin, Güney Hindistan’ın ahşap tekneleri diyarı Allapuzha, Hindistan cevizi, palmiye, muz ağaçları ve akarsular arasındaki Kerala Eyaleti, Periyar Ulusal Parkı. Kerala’nın Backwater gezileri ve Housboatları (Hindistan cevizi tekneleri) ile o masal gibi mor lotus çiçeklerinin arasından yapılan rüya gibi bir yolculuk.
MİNE CANDAR❤️
Hindistan ile ilgili diğer yazılarımız için Hindistan Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın.
Yorumlar (9)
Mine Candar sevgili dostum, yüreğine kalemine sağlık. Bu güzel ülkeye seninle gittiğim için çok şanslıyım, bu güzel kültürle beni tanıştırdığın, yaşattığın güzellikler için çok teşekkür ederim. Bu güzel yazınla Hindistana bir kez daha aşık oldum. Tekrar bu mucizelerle dolu ülkeye gidebilmek umuduyla, sevgiyle kal güzel dostum.
Şerife Tokat sevgili dostum, güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Hindistan coğrafyasında yaşadığımız rengarenk anılarımız bir gün yine canlanacaklar..sevgiyle kal.
Kimileri sadece gezer, kimileri sadece yazar, kimileri hem gezer, hem yazar …
Mine Candar ise bu üç kategorisinde ötesinde gezerken yaşar, Yaşarken gezer, gezdiği yerlerde iz bırakır Usta fotoğraf sanatciligi ile gezdiği yerlerin Ruhunu çeker ve bunu yukarıdaki Muhteşem yazisinda da olduğu Harika bir anlatımla insanlara aktarir.,
Mine Candar hem gezgin, hem usta bir Fotoğrafçı ,hem de bir yazar dir…
Mine Candar, insanlara gezginlik Ruhunu aşılayan ve başka kültürleri mükemmel yazı diliyle aktaran olağanüstü bir kişiliktir..Hindistan la ilgili yazısını büyük bir hayranlıkla okudum. Kendisine hem Teşekkür ediyor, hem de böyle mukemmel bir yazı kaleme aldığı için tebrik ediyorum…
Sevgili Ceyhun ÖZGÖREN, öncelikle harika yorumunuz için çok teşekkür ederim, beni onurlandırdınız. Kendimce gezmeye, fotoğraf çekmeye ve tüm tecrübelerimi kaleme almaya çalışıyorum. Özellikle Hindistan bende tutku oldu, ne bileyim tenimin kokusu gibi. Hindistan’ın keşfedilesi coğrafyası, kadim bilgelikleri, ezoterik öğretileri, yogaları, sutraları, meditasyon öğretileri, mitolojileri, etnik kültürleri, antik tarihi, ayurvedası, bollywood sinemaları, rengarenk dansları ve niceleri…yazacak, anlatacak, gezecek çok yer çok şey var. Ben diyorum ki buyurun bu harika sitede beraber gezelim, keşfedelim. Namaste.
Mine, seni tanıdığımda Hindistan hakkında hiç bir şey bilmediğimi anladım. Yazını okuduğumda ise Hindistan’daki tüm kültürler, tüm değerler gözümde canlandı, hayranlıkla okudum. Bittiği için üzüldüm, harika bir anlatım, içinde yaşar gibi. Fotoğraflar ise çok şey anlatıyor, muhteşem. Hindistan hayranlığına bir kez daha saygı duydum. Bir gün bu deneyimi seninle birlikte orada yaşamayı çok isterim. Eline ve yüreğine sağlık…
Nurcan, güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Yoldadır yolcunun bilgeliği, sana keşfedilesi harika bir Hindistan yolculuğu diliyorum. Kim bilir belki bir gün birlikte…
Sevgili Mine Candar, benden önceki yorumculardan Ceyhun Özgören Bey’in yazdıklarına harfiyen katılıyorum. Ayrıca, çok küçükken 45 yıl kadar önce Hindistan’a değil ama komşusu Pakistan’a gitmiş, orada iki yıl kadar yaşamıştım. Bu yazınızı okuyunca aslında çok renkli, derin bir maziyi ve zenginliği barındıran Hindistan’a kadar uzanmamanın eksikliğini anladım. Bence bu kültürü tanımadan bu dünyadan, hayattan göçmemeli insan. Hele de tanıtan sizin gibi bilge bir gezgin ise… Hindistan’a bir gün gideceğim ama ancak bu sizin rehberliğinizde gerçekleşirse anlamlı olacak. Lütfen tüm gezilerinizi aynı bilgelikle paylaşmaya devam edin.
Çok duygulandım, beni gerçekten onurlandırıyorsunuz Sayın Büyükelçim. Hindistan ve Pakistan aslında aynı kültürün evlatları. Karayolundan Ankara’dan başlamak üzere Güneydoğu’dan Van, Tatvan üzerinden Tren ile İran, Pakistan ve oradan da Hindistan’a kadar süren bir aylık bir keşif yolculuğu yapmıştım. Tabi ki sizin kadar Pakistan kültür ve keşfine sahip olmam mümkün değil. Evet benim kendimce yorumladığım bir tecrübem var, o da şu; diyorum ki bir Hindistan var bir de dünya var.. İşte o derece bu kadim diyarı mutlaka bir kez görmek ve kucaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Başımın tacısınız sayın elçim, memnuniyetle. Saygılar sunarım.
merhaba çekmiş olduğunuz keşiş bi çocuğun fotoğrafını manipülasyon çalışmalarım için kullanabilir miyim ?
burakanar34@gmail.com