Hollanda’nın Amsterdam‘dan sonra ikinci büyük şehri olan Rotterdam aynı zamanda Avrupa’nın en büyük limanı. Çok değişik ve modern bir mimarisi var.
Şimdiye kadar gördüğüm yerlere bakarak modern mimarinin başkenti Rotterdam desem hiç de yanlış olmaz. Şehirde yaşayan yabancı oranı oldukça yüksek. Belki de bu durumun bir yansıması da olabilir.
Tabii ki kültürel zenginliğini de unutmamak gerek. Şehir modern müze ve sanat galerileri yönünden hayli zengin.
Dışarıda ise şehrin duvarlarını grafitiler süslüyor. Eğer tiyatro, dans ve müziği seviyorsanız doğru yerdesiniz.
Rotterdam Gezisi
Rotterdam’a Ulaşım
Rotterdam ile Amsterdam arasında her 15 dakikada bir tren seferleri var. Amsterdam’dan kişi başı 7,5 € ödeyerek tren ile 40 dakikada, kişi başı 15 € ödeyerek otobüs ile 1,25 dakikada ulaşmak mümkün.
Rotterdam’da Gezilecek Yerler
-Kübik Evler (Kijk-Kubus)
Burada toplam okul ve müze de dahil 78 adet küp ev var. Evler Mimar Piet Blom tarafından tasarlanmış. İnşaatı 1978 yılında bitmiş.
45 derecelik açıyla duran, altıgen şeklindeki evlerin her biri bir ağacı, hepsi birlikte ise ormanı simgeliyor. Mimar burada şehrin içerisinde bir köy ve ormanı tasvir etmek istemiş. Evlerin 3 tarafı yere 3 tarafı gök yüzüne bakıyor.
Fiyatlarına gelince evlerin belirli bir fiyatı yok. Eğer biri satarsa çok yüksek miktarlara ulaşan açık artırma yapılıyormuş. Bu yüzden kimse evler için net bir fiyat veremiyormuş. Buraya metro ve tramla ulaşabilirsiniz. Blaak Metro İstasyonu kübik evlerin çok yakınında bulunuyor.
-Erasmus Köprüsü (Erasmusbrug)
Maas Nehri üzerinde inşa edilen 800 m uzunluğundaki Erasmus Köprüsü ise şehrin yeni sembolü.
Rotterdamlılar ona kuğu diyor. Ben Van Berkel tarafından 1996 yılında tasarlanmış.
Hani üniversitelerde çocuklarımızın kazanmak için uğraştığı programa isim veren ortaçağın ünlü Hollandalı felsefecisi var ya Rotterdam’ın sembolü olan köprüye onun ismi verilmiş.
139 metre uzunluğundaki köprüyü 40 çelik halat tutuyor. Rotterdam’ın kuzeyini güneyine bağlıyor. Özellikle gece ortamında foto sever arkadaşlarım için mükemmel bir obje olacağını söyleyebilirim.
-De Hef Koningshavenbrug
Pieter Joosting tarafından tasarlanan köprü 1927 yılında açılmış. Uzun yıllar demiryolu taşımacılığı için önemini korumuş. Alternatif yollar inşa edilince yıkılmak istenmiş ama Rotterdamlılar karşı çıkmış.
Günümüz Dünya’sının en ünlü anıtsal köprüleri arasında yer alıyor.
Holland America Line yazısı eskiden kalma çünkü eskiden burada Holland America Line Şirketinin genel müdürlüğü varmış.
1873’te başlayan seferler 1970’lere kadar devam etmiş. Wilhelmina Limanı’ndan kalkan gemiler New York’a gidip geliyormuş. The Holland America Line kapanınca bir süre boş kalan bine restore edilerek 1993’te Hotel New York olarak yeniden faaliyete geçmiş. İçeride çok güzel bir restoranı da var. Burada en azından bir kahve molası vermenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Şimdi ise cruise gemileri eski limana tekrar dönmeye başlamış.
Gelinleri çok seviyorum çünkü mutlulukları etrafa da dolayısıyla fotoğraflara da yansıyor. Gelin ve damadı tebrik etmek üzere yanlarına gidince gördüğünüz tonton şoförün de gelinin babası olduğunu öğrendim. Ne güzel değil mi?
Ayrıca liman bölgesi geniş açılı fotoğraf çekmeyi seven foto sevdalıları için en uygun yer.
-Bavul Heykeli
Hayatınızda hiç bavul heykeli görmediniz. Şimdi görüyorsunuz. Rotterdam bugün olduğu gibi eskiden de Avrupa’nın en büyük limanlarından biriymiş. Özellikle savaş zamanlarında Amerika’ya göç etmek isteyenlerin de yolu bu limandan geçermiş.
Dolayısıyla o dönemde bavullar gemiye yüklenmeden önce bu noktada toplanırmış. Hollandalılar o dönemde kullanılan bir bavulluğu bir heykele dönüştürmüşler.
-Euromast
Rotterdam’ın neredeyse tamamını görmek isterseniz mimar H.A. Maaskant tarafından tasarlanan 100 m yükseklikteki Euromast Kulesi’nin gözlem platformuna çıkabilirsiniz.
Kule bugün Hollanda’nın en yüksek gözlem platformu. Kulenin toplam yüksekliği sonradan eklenen uzay kulesi ile birlikte bugün 185 m.
Euroscope asansörü ile birlikte kulenin en üstüne de çıkış imkanı da var. Burada bulunan süit odalar şehre gelen çiftlerin tercih ettiği en romantik noktalar arasında. Ayrıca kulede yemek yemek veya bir şeyler içmek isteyenler için manzaralı bir restoran da var. Restoran saat 11.00-23.00 arasında açık. Kuleye gitmek için 8 Numaralı Tram ı kullanabilirsiniz.
Şehir merkezinden kalkan deniz taksiler de kuleye kadar gidebiliyor. Eğer Rotterdam Kartınız varsa tüm hizmetler % 25 indirimli alınabiliyor.
Bunların dışında 8 metrelik Cascade Heykeli, Rotterdam Merkez İstasyonu, Merkez Kütüphanesi, De Markthal gibi eserler de fotoğraf çekmek isteyeceğiniz mimari şaheserler arasında yer alıyor.
Değerlendirme
Genel olarak şunu da belirtmeliyim. İnşaat mühendisliği ya da mimarlık okumak isteyen ya da okumuş arkadaşlarımın mesleğe başlamadan önce bu şehri kesinlikle görmesi lazım.
Gezi ve foto sever arkadaşlarımın ise Rotterdam için 2 gün ayırmasının yeterli olacağını değerlendiriyorum. Hollanda ve Benelüks ile ilgili diğer yazılarımıza da mutlaka bakın. Sağlıcakla Kalın.