- Brüksel Gezisi-Avrupa’nın Başkenti
- Brugge Gezisi-Belçika’nın En Güzel Kenti
- Saksafonun Mucidi Adolphe Sax Müzesi
- Bir Midye Efsanesi Chez Léon
- Bira Efsanesi Delirium
- Belçika ve Bisiklet
- Dinant Kalesi
- Brugge Begijnhof Gezisi
- Kutsal Kan Bazilikası
- Aan Zee Gezimiz
- Kışın Brugge Gezisi
- Kışın Yaptığımız De Haan Gezimiz
- Brüksel Amsterdam Ulaşımı
- Leuven Küçük Begijnhof Gezisi
- Groot Begijnhof Leuven Gezisi
- Arenberg Kalesi (Arenbergkasteel)
- Het Steen Kalesi
- Hortus Botanicus Lovaniensis
- Brüksel Ulaşım Sistemi
- Zoet Water
- Leuven Çan Kulesi
- KU Leuven Üniversite Kütüphanesi
- Dinant Gezisi
- Noel’de Brüksel Gezisi
- Kışın Gent Gezisi
- Kışın Antwerp Gezisi
- Oostende Strand
- Kışın Yaptığımız Oostende Gezisi
Gezginler için Kışın Antwerp Gezisi yapmak bir başka güzel oluyor. Nefes kesici sanat eserleri ve süslü ağaçlarla dolu meydanlar ile şehrin tarihi merkezi büyüleyici bir kış harikalar diyarına dönüşüyor.
Noel’den önceki hafta sonu, bu şenlikli dönemde biz de şehrin büyüsünü deneyimlemeye fırsatı bulabildik. Kuzeyin karanlık ve kasvetli günleri bu günlerde yerini peri ışıklarına, kahkaha seslerine ve her köşedeki süslemelere bırakıyor.
Kışın Anvers’te yapılacak çok şey var. Kendinizi büyülü Nottebohm Salonunda Harry Potter olarak hayal edebilirsiniz. Neoklasik Stadsfeestzaal’da alışverişe çıkabilirsiniz. Chocolate Nation deneyim müzesinde Belçika Çikolatası tadabilirsiniz. Katedral fuayesinde bir bira bile içebilirsiniz.
Antwerp için “Orta Çağ New York’u” deniyor. Çünkü o dönemde Avrupa’nın hem ticaret, hem finans hem de kültür merkezi imiş. Tabii ki 2 Dünya Savaşı’nın da limana uğramaması açık ki bu konuda önemli bir etken.
Belçika’nın 2. büyük şehri, dünyanın geri kalanına açılan bir kapı gibi. 168 farklı milletten insanın yaşadığı bir kompleks.
Diğer taraftan şehir, prestijli seyahat dergisi Condé Nast Traveller’ın “2024’te Gidilecek En İyi Yerler” listesine dahil edilmiş. Bu dergi, dünya çapındaki editör ağıyla birlikte her yıl ziyaret edilebilecek en iyi yerlerin bir listesini oluşturuyor. Böylece Antwerp, dünyanın en ilham verici 24 seyahat noktası arasında yer alma onuruna sahip olmuş. Gezginlerin bilgisine…
Gezginler için yazımın bundan sonraki bölümlerinde şehir ile ilgili işinize yarayacak detaylı bilgiler vereceğim.
Kışın Antwerp Gezisi
Brüksel, Kuzeybatı Avrupa’da, Londra, Paris, Amsterdam üçgeninin kalbinde merkezi bir konuma sahip. Her gün Paris, Lille, Londra, Amsterdam ve Köln’e tren seferleri yapılıyor. Antwerp ile de çok sık aralıklı bir tren bağlantısı var. Bu nedenle Antwerp hem hızlı hem de rahat ulaşılabilen bir şehir. Şehrin ana ulaşım noktası Antwerpen-Centraal Tren İstasyonu. Arabanız yoksa buraya Belçika’nın her yerinden tren ile gelebilirsiniz
-Brüksel’den Ulaşım
Brüksel ya da Brüksel Zaventem Havaalanı arabayla 1 saat mesafede. Şehre vardığınızda, aracınızı şehrin kenarında ücretsiz park edebilir veya ücretli otoparklardan birini kullanabilirsiniz. Ücretli otoparkı tercih ederseniz, şehir merkezine giden yollardaki elektronik tabelalar sizi farklı otoparklara yönlendirecektir.
Havaalanından servis otobüsü de Antwerp’e ulaşmanın kolay bir yolu. Brüksel Zaventem Havaalanı ile Antwerp arasında günde yaklaşık 10 kez gidiş-dönüş sefer yapılıyor. Flibco ve Flixbus otobüsleri ile daha uygun ulaşım da mümkün.
Bruxelles-Centraal Tren İstasyonu’ndan Antwerpen-Centraal Tren İstasyonu’na 15 dakika da bir kalkan trenlerle kişi başı gidiş dönüş 9,1 € karşılığında durak sayısına göre 45-55 dakikada ulaşmanız mümkün.
Bruxelles-Midi Tren İstasyonu ile Amsterdam Zuid arasında çalışan Eurocity Direct Hattı Antwerpen-Centraal Tren İstasyonu’na da uğruyor. Hollanda’ya giden Eurostar ve Eurocity Direct trenleri, istasyonunun -2. katındaki 22 numaralı perondan kalkıyor bilginize…
Arabanız yoksa;
Bruxelles-Centraal Tren İstasyonu’ndan Antwerpen-Centraal Tren İstasyonu’na 15 dakika da bir kalkan trenlerle kişi başı gidiş dönüş 9,1 € karşılığında durak sayısına göre 45-55 dakikada ulaşmanız mümkün. Ayrıca Brüksel Zaventem Havaalanı’ndan bu tren istasyonuna direkt seferler de mevcut.
Belçika’da 12 yaş altında kendi başına ya da ebeveyn başına 4 çocuğa kadar tren bileti ücretsiz bilginize.
Belçika’da tren işletmecisi SNCB. Biletleri aplikasyon ya da web sitesinden alıp telefonunuza yükleyebiliyorsunuz.
Yapamam diyorsanız varsa istasyonlarda bulunan otomatlardan ya da açıksa bilet satış ofislerinden kağıt bilet alabilirsiniz. Trende kondüktörden alırsanız bilet ücretine ilave 9 € ödemek zorunda kalırsınız. Değişken fiyat ve zaman planlaması için tıklayınız.
-Weekend Ticket ve Youth Ticket
Belçika’da trenlerde gezginler için 2 güzel uygulama sizi bekliyor.
Otomatlardan ya da SNCB sitesine girip telefon uygulamasından Weekend Ticket alırsanız hafta sonu olmak şartı ile geri dönüşler için ücret alınmıyor.
Örneğin Leuven Tren İstasyonu’ndan Antwerpen Centraal Tren İstasyonu’na gelmek ve dönmek için hafta sonu kişi başı 10,2 € ödüyorsunuz. Aynı yolculuğu hafta içi standart bilet ile yaparsanız tek yönde 9,1 € ödersiniz. Yani Belçika’da trenle (Belçika sınıra yakın sınır ötesi şehirler dahil) nereye giderseniz gidin hafta sonu gidin.
Diğer bir uygulama ise Youth Ticket. 26 yaşına kadar geçerli. Bu bilete ise standart ücretin yarısı kadar bir ücret ödeniyor. Yaşınız uygunsa ve hafta sonu ise gerçekten harika…
-Şehir İçi Ulaşım
Eğer bagajınız varsa istasyondaki özel bagaj dolabında bagajlarınızı güvenle saklayabilirsiniz. Bu dolaplar en az bir günlük kiralanmakta.
Daha sonra da De Lijn mağazasından bir CityCard satın alabilirsiniz. Antwerp Şehir Kartı, Antwerp’in en önemli 16 müzesine, 4 tarihi kiliseye ve 3 turistik yere ücretsiz giriş imkanının yanı sıra ücretsiz toplu taşıma ve ekstralarda indirimler sunuyor. Antwerp Şehir Kartı’nızın süresini 24, 48 veya 72 saat olarak seçebilirsiniz.
2 günlük kart 55 € ve eğer tüm girişleri yaparsanız 13 € kar edebilirsiniz. Ücretsiz toplu ulaşım ise tamamen karınız olur. Kartınızı online olarak ya da Het Steen veya Antwerpen Centraal Tren İstasyonu’daki ziyaretçi merkezinden satın alabilirsiniz.
Toplu ulaşım kapsamında istasyon, çeşitli tramvay hatlarına hizmet veren Astrid ve Diamant Metro İstasyonlarına doğrudan metroyla bağlı. Ayrıca bölgesel tram merkezi Koningin Astridplein’de, bölgesel otobüs merkezi Franklin Rooseveltplaats da istasyona yürüme mesafesinde bulunuyor.
Eğer sadece şehri gezecekseniz Antwerp oldukça kompact bir şehir. Bu nedenle gerektiğini düşündüğünüz durumlar hariç yürüyerek gezmeniz bir engeliniz yoksa çok daha doğru. Biz de istasyonda inip yürümeyi tercih ettik. Tarih eksenli yürüyüş yaklaşık 6,5 km uzunluğunda ve yaklaşık 2,5 saat sürüyor.
Yürümeyi sevmiyorsanız bisiklet de kiralayabilirsiniz. Burada bisiklet sürmenin sayısız avantajı var. Sağlıklı, çevre dostu ve çoğu durumda etrafı dolaşmanın en hızlı yolu. Şehirde halihazırda yüzlerce kilometrelik güvenli ve konforlu bisiklet yolları bulunuyor.
Şehir ve çevresinde 300’den fazla Velo İstasyonu var. Bu bisikletler istasyonun dışında park halinde ve yerinde kiralayabilirsiniz. Tek yapmanız gereken Velo web sitesinde günlük veya haftalık bir bilet oluşturmak. Varış noktanıza bisikletle gidip bisikletinizi bir Velo istasyonuna bırakabilirsiniz.
Bir istasyondan aniden bisiklet almak isterseniz, mobil web sitesi üzerinden 7/24 kod talep edebilirsiniz. Her yolculuğun ilk 30 dakikası ücretsiz, günlük ücret ise 5 €.
Antwerp Tarihi
Schelde Nehri’nin sağ kıyısındaki kazılarda çıkan bulgulara göre bölgedeki ilk iskan muhtemelen MS 2. ve 3. yüzyıllarda olmuş. 4. ve 5. yüzyıllardaki büyük Avrasya göçlerinden sonra bölge Franklar ve muhtemelen Frizler tarafından işgal edilmiş. Frizler, bölgeye Cermen öneki anda (“karşı”) ve werpen (“atmak”) fiilinden türetilen bir isimden oluşan bugünkü adını vermiş. Bu isim, muhtemelen Antwerp’in 9. yüzyılda inşa edilen müstahkem kalesi Steen’in öncülü olan ve bir şeye veya birine karşı inşa edilmiş bir yapıyı gösteriyormuş.
Şehrin adı için daha etkileyici bir etimoloji, nehir kayıkçılarının fahiş geçiş ücretlerini ödemeyi reddetmeleri üzerine ellerini kesen kötü dev Druon Antigonus’un hikâyesini de içeriyor. Romalı asker Silvius Brabo, onu bir dövüşe davet eder, ellerinden birini keser ve bugünkü Steen’in bulunduğu yerden çok da uzak olmayan nehre fırlatır; böylece devin gaspına son vermiş ve şehre adını vermiş. Bugün Antwerp arması da her iki yanında bir el bulunan müstahkem bir kaleden oluşuyor.
9. yüzyılda bölge, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun sınır bölgesi haline gelmiş. Şehir ise yüzyıllar boyunca merkezi olarak inşa edilen kalenin çevresinde gelişmiş.
13. yüzyılda şehir Schelde Nehri’nin sağ kıyısında, bir ticaret ve nakliye merkezi olmuş.
13. yüzyılın sonunda ve 14. yüzyılın başında, kendilerini bölgenin efendileri ilan eden Brabant dükleri şehirde İngilizlere, Venediklilere ve Cenevizlilere ticaret özgürlüğü vermiş.
14. yüzyılın ilk çeyreğinde şehirde yapılan panayırlar ortaçağ ekonomik büyümesinin temellerinden biri haline gelmiş.
15. yüzyılda Flaman Bölgesi’ndeki Brugge Batı Avrupa’nın ticaret metropolüymüş. 15. yüzyılın sonunda ise durum Antwerp lehine gelişmiş. Sömürge ticaretinin ticaretinden yararlanan ve Portekizli İspanyolların büyük yüklerinden etkilenen şehir, hızla Batı Avrupa’nın önde gelen ticaret merkezi haline gelmiş.
14. yüzyılın ortalarında şehirde yaklaşık 20.000 kişi varken 16. yüzyılın ortalarına doğru nüfus yaklaşık 100.000’e ulaşmış.
Ticaret, ulaşım ve sanayideki gelişim kapsamlı kentleşme planlarını ön plana çıkarmış. Liman, kuzeye doğru genişlemeye başlamış. Yeni endüstriler arasında bira fabrikaları, malt fabrikaları ve ağartma tesisleri yer alıyormuş. (İngiliz) kumaş, goblen ve ipek fabrikaları, şeker rafinerileri ve elmas endüstrisi gibi köklü olan tesisler ile birlikte şehir Batı Avrupa’nın en büyük sanayi merkezlerinden biri haline gelmiş.
Sanayi tesisleri parayı da buraya çekmiş. Şehir aynı zamanda bir finans merkezi haline gelmiş: Londra ve Amsterdam’daki daha eski borsalara örnek teşkil eden ve Avrupa’nın İlk Menkul Kıymetler Borsası 1531 yılında açılmış.
Sanayi ve para kültürü de etkilemiş. Şehir aynı zamanda büyük bir kültür merkezi haline gelmiş. 15. yüzyılın sonunda resim okulu gelişmeye başlamış. Şehrin matbaaları Avrupa’da tanınmış. Hümanizm gelişmeye başlamış.
İspanya, Portekiz ve diğer yerlerdeki devlet iflasları, dini sorunlar ve sonrasındaki savaşlar nedeniyle şehir ekonomisi felakete sürüklenmiş.
1585 yılında Hollandalılarca işgal edilmiş.Denize açılan kapı olan Schelde, Hollandalılar tarafından İspanya Kralı II. Felipe’ye karşı kapatılmış. 16. yüzyılın başlarında şehir, Protestan faaliyetlerinin merkezi haline gelmiş.
Sermaye ve girişimcilik, çoğunlukla kuzeye daha çok Amsterdam’a göç etmiş. 1585’ten 1589’a kadar nüfus 80.000’den 42.000’e düşmüş.
18. yüzyılda şehir bu haliyle de dinamik ekonomik bir merkez olmaya devam etmiş. Her zamankinden daha ünlü bir sanat merkezi haline gelmiş. Rubens, Van Dyck, Jordaens ve diğer büyük sanatçılar bu dönemde öne çıkmış.
Fransız Devrimi ve Napolyon dönemi, ardından Belçika’nın Hollanda ile geçici birliği (1815-30), 18. yüzyıldaki ticaretteki genel düşüşü tersine çevirmiş.
1792 yılında Fransızlar tarafından restore edilen Schelde’nin bir kez daha serbestçe gezilebilir hale gelmesiyle Antwerp tekrar bir liman kenti olmuş. Nüfus artarken şehir genişlemeye ve modernleşmeye başlamış.
19. yüzyılın 2. yarısından bu yana, limanının büyümesi sadece 2 Dünya Savaşı ve bunlarla ilişkili Alman işgalleri sırasında kesintiye uğramış; 1930’ların ekonomik buhranı bile liman trafiğinin ve tesislerinin genişlemesini etkilememiş.
1920 yılında Antwerp Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapmış.
1944 yılındaki kurtuluştan hemen sonra Alman füzelerinin bombardımanı ile şehir harap olurken neredeyse hiç zarar görmemiş olan liman, Nazi Almanyası’na karşı son darbeyi hedefleyen Müttefik ordularının ikmalinde etkili olmuş.
II. Dünya Savaşı’ndan bu yana şehir, banliyöleri ve limanı, ticari, endüstriyel ve denizcilik patlamasıyla teşvik edilerek hızla büyümüş. Liman tesisleri, otoyollar ve iç su yolları genişletilip iyileştirilmiş. Şehir aynı zamanda Kuzey Belçika’nın en önemli finans ve hizmet merkezi haline gelmiş.
Antwerp Gezilecek Yerler
Antwerp’i keşfetmenin en iyi yolu şüphesiz yürümek. Tarihi şehir merkezi kompakt ve küçük ölçekli. Yani yürüyerek hiçbir şeyi kaçırmazsınız.
– Antwerpen Centraal Tren İstasyonu
Şehrin en güzel binalarından biri Antwerpen Centraal Tren İstasyonu. Tabii ki her güzel binanın bir de uzun hikayesi vardır.
İlk Antwerp istasyonu, 3 Haziran 1836’da açılan Mechelen-Antwerp demiryolu hattının son durağıymış. O zamanlar sadece Antwerp veya Anvers istasyonu olarak adlandırılıyormuş.
Orijinal ahşap istasyon binası Hollanda’ya yeni uluslararası bağlantının açılışını kutlamak için 1854-1855 yıllarında yeni ve daha büyük bir bina ile değiştirilmiş.
Hollanda’ya hemzemin hat bağlantısı, büyüyen ve giderek daha da kalabalıklaşan şehirde artık sürdürülemediği için 1873 yılında istasyon tekrar son durak olarak kullanılmaya başlanmış.
Günümüzde kullanılan Antwerpen Centraal İstasyonu ise üçüncü istasyon binası olarak 1899 ve 1905 yılları arasında terminal binası olarak inşa edilmiş.
Astridplein’deki bu görkemli mimari şaheser, çelik bir platform çatısı ve oyma doğal taş bir istasyon binasından oluşuyor.
43 m yüksekliğinde, 186 m uzunluğunda ve 66 m genişliğindeki platform çatısı, 1895-1899 yılları arasında mühendis Clément Van Bogaert tarafından ve inşa edilmiş.
75 m yüksekliğindeki kubbesi olan taş istasyon binası ise, 1899 ve 1905 yılları arasında mimar Louis Delacenserie tarafından barok-ortaçağ eklektizmi tarzında inşa edilmiş ve İstasyon 11 Ağustos 1905 yılında açılmış. Delacenserie, bu binada diğer unsurların yanı sıra Roma’daki Pantheon’dan ilham almış.
20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde bina yıkım tehlikesi altına girmiş. 1975 yılında koruma altına alınan bina, 1986-1998 yılları arasında kapsamlı bir yenilemeden geçmiş.
2000-2009 yılları arasında, 2 yeraltı katındaki platformlar da dahil olmak üzere tren istasyonunun kapasitesi 2 katına çıkarılmış.
2007 yılında istasyonun altından 1 tünel açılarak artık bir terminal istasyonu olmaktan çıkmış. Yenileme çalışmalarının ardından istasyon 3 kata yayılmış ve 14 tren platformu oluşturulmuş.
Bugün binaya dışarıdan bakıldığında anıtsal katedrale benzeyen bir yapı görülüyor.
Newsweek, Mashable ve The Telegraph gibi kuruluşlar tarafından Dünya’nın En Güzel Tren İstasyonu olarak gösterilen binada kullanılan semboller arasında Antwerp Arması, Belçika Aslanı ve Kral II. Leopold’un baş harfleri var.
Bina bir çok film ve diziye de ev sahipliği yapmış. Mermer zeminli geniş giriş holü, dans gösterileri de dahil olmak üzere her türlü etkinlik ve performans için sıklıkla kullanılmakta. İstasyon aynı zamanda fotoğrafçılar ve ressamlar için de popüler bir destinasyon.
İstasyonun hemen çevresinde bir alışveriş bölgesi de bulunuyor. Diamond District ve Chinatown’dan, mağaza ve restoranlarla dolu geniş bir bulvar geçiyor. Burada çoğunlukla tanınmış zincir markalar ve yerel işletmeler bulabilirsiniz.
Diğer taraftan Noel döneminde gittiğimiz için istasyonun hemen önünde bulunan Koningin Astridplein’de çok büyük bir dönme dolap kurulmuştu.
-Çin Mahallesi (Chinatown Antwerpen)
Çin Mahallesi, Stationsbuurt bölgesindeki Van Wesenbekestraat ve Van Arteveldestraat gibi birkaç sokağı ifade ediyor. Bu sokaklarda çok sayıda Çin süpermarketi, restoran, fırın, seyahat acentesi, Çinli doktor, Çin ibadethaneleri ve Çin dernekleri bulunuyor.
Mahalle, 1970’lerin 2. yarısından itibaren kendiliğinden gelişmiş ve 1980’ler ve 1990’larda hızla büyümüş.
Temelleri, Çinli restoran sahiplerinin alışverişlerini kapalı çarşı olan Criée’de yaptığı 1970’lerde atılmış.
Daha sonra bazı zeki Çinli tüccarlar, haftalık kapanış günlerinde aileleriyle dışarıda yemek yiyen veya alışverişten sonra bir şeyler atıştırıp sohbet etmek için bir restorana uğrayan Çinli müşterilere özel olarak hizmet veren her türlü lokantayı açmış.
1976 yılında Sun Wah Süpermarketi’nin açılmasıyla mahalle, Çin kültürü ve Çin toplumuyla kesin olarak ilişkilendirilmiş. Bir aile şirketi olarak başlayan ve Rolic Group Stores adıyla Asya gıda ürünleri ve geniş bir tüketici ve yaşam tarzı ürünleri yelpazesinde önemli bir oyuncu haline gelen şirket ürünleri; Çin, Tayland, Japonya, Kore, Filipinler, Malezya, Singapur, Vietnam, Endonezya ve Hindistan’dan geliyor. O zamandan beri Çin Mahallesi’nde Asya ürünleri satan çok sayıda süpermarket açılmış. Ticari faaliyetlerin yanı sıra, burada canlı bir topluluk yaşamı da mevcut.
Mahallenin her 2 ucunda, biri istasyonunun karşısında olmak üzere , sakinleri korumak için 2 mermer aslan bulunmakta. Erfgoedbibliotheek Hendrik Conscience Hendrik Vicdan Mirası Kütüphanesi
-Hendrik Vicdan Mirası Kütüphanesi (Erfgoedbibliotheek Hendrik Conscience)
Antwerp şehrinin arşiv kütüphanesi olarak kabul ediliyor. Adını, kütüphanenin önünde heykeli bulunan Flaman yazar Hendrik Conscience’tan almış.
Kütüphanede 1830 öncesi kitaplar da dahil daha çok Hollanda, Flamanlar ve Antwerp ile ilgili 1,5 milyondan fazla kitap bulunduğu söyleniyor.
5 yüzyıldan fazla bir süredir kültürel mirası koruyan kütüphanenin tarihi 1481 yılına kadar uzanıyor. İlk kitap koleksiyonu şehir avukatı Willem Pauwels’in 41 kitaplık koleksiyonunu vasiyetinde sulh hakimi katiplerinin ve memurlarının çalışmalarını desteklemek amacıyla Antwerp şehrine miras bırakması ile oluşmuş. Bu olaydan sonra da kitap koleksiyonu hızla büyümüş.
Kütüphane, ilk olarak 1505 yılında belediye binasında kurulmuş. 1576 yılında bahse konu 41 kitap isyancı İspanyol birliklerinin çıkardığı belediye binası yangınında kaybolmuş.
Bu felaketten sonra şehir meclisi şehir kütüphanesini hızla yeniden inşa etmeye karar vermiş. Yeni kütüphane, 1594 yılında yine belediye binasında kurulmuş.
1865 yılında şehir meclisi, şehirde 2 tür kütüphane kurmaya karar vermiş: çağdaş kitaplara sahip bir volksbibliotheek (halk kütüphanesi) ve miras koleksiyonuna sahip bir stadsbibliotheek (şehir kütüphanesi).
Ancak hem şehir kütüphanesi hem de halk kütüphanesinin sürekli büyümesi, belediye binasında ciddi bir alan sıkıntısına yol açmış. Bu nedenle, 1879 yılında belediye meclisi Jezuiëtenplein’de bulunan 17. yüzyılda cizvitler tarafından inşa edilmiş bir binayı satın alarak kütüphane haline getirtmiş.
19 yüzyıl, şehir kütüphanesi için gerçek bir altın çağ olmuş. Kütüphaneciler Frans-Hendrik Mertens ve Constant-Jacob Hansen, Hendrik Vicdan Mirası Kütüphanesi’nin bugün bildiğimiz şekline getirmişler.
1881 yılındaki resmi açılışta, Hendrik Conscience Heykeli açılmış ve Jezuiëtenplein, Hendrik Conscienceplein olarak yeniden adlandırılmış. Halk ve şehir kütüphanesi 1883 yılında bu kütüphanede birleşmiş. Ancak, alan sıkıntısı büyük bir sorun olmaya devam edince halk kütüphanesi kütüphaneden tekrar ayrılmış.
Yüzyılın başında, şehir kütüphanesi Flaman Bölgesi’nin en önemli miras kütüphanelerinden biri haline gelmiş. 2008 yılında şehir kütüphanesinin adı da Hendrik Vicdan Miras Kütüphanesi olarak değiştirilmiş.
Kütüphanenin hemen karşısında bulunan ve zamanında kütüphane binasının da dahil olduğu Aziz Charles Borromeo Kilisesi (Sint-Carolus Borromeuskerk) Barok tarzında eski bir Cizvit kilisesi.
1615-1621 yılları arasında inşa edilen kilise, karşı reformasyonun tipik bir ürünü. Bir süre dini eğitim amaçlı kullanılan bina, 1803’ten beri cemaat kilisesi olarak kullanılıyormuş.
Kütüphane hafta sonu hariç her gün 10:00-18:00 saatleri arasında ziyarete açık. Kişi başı ücret 8 €.
Kütüphanedeki ünlü Nottebohm Salonu ise sadece yaz döneminde 01/07-15/09 tarihleri arasında bireysel ziyaretçilere açık.
Kütüphane özel koleksiyoncuların da gözdesi. Çünkü kütüphanedeki en eski eser bir kitap değil, 3000 yıllık bir Mısır papirüsü. Bu narin eser, karanlıkta saklanıyor. Diğer göz alıcı eserler arasında Willem Janszoon Blaeu’nun yaklaşık 400 yıllık gök ve yer küresi de yer almakta.
Kütüphanede özel rehberli turlar yapılıyor. Söz konusu turlar ekim ayından mayıs ayına kadar her cumartesi sabahı, saat 10.00 ile 11.30 arası. Ekim, Kasım, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında her Çarşamba akşamı saat 16:00’dan 20:00’a kadar. Bahse konu turlar en fazla 15 kişilik gruplar için yapılıyor ve ücreti 120 €.
Adres: Hendrik Conscienceplein 4, 2000 Antwerpen Tel:+32 3 338 87 10 onze lieve vrouwekathedraal
-Meryem Ana Katedrali (Onze Lieve Vrouwekathedraal)
9. yüzyılda bu alanda küçük bir şapel varmış ve Meryem Ana Katedrali, 1352-1521 yılları arasında bu şapelin olduğu alana Gotik haç biçimli olarak inşa edilmiş. Kulenin inşası ise yıllar sürmüş ve 1518 yılında tamamlanmış.
1533 yılında katedralde çıkan büyük bir yangın büyük hasara yol açmış. Restorasyonu önemli miktarda insan gücü ve kaynak gerektirmiş.
Şehrin en yüksek binası olan kule 1967 yılında Brüksel Güney Kulesi inşa edilene kadar Belçika’nın da en yüksek binasıymış.
Beyaz Balegem kum taşından inşa edilen Kuzey kulesi 123,925 m yüksekliğinde. Kuleye 515 basamak ile çıkılıyor.
Katedral ve kulesi, Brabant Gotik üslubunun en önemli yapılarından biri olarak kabul ediliyor.
Yapımı bizzat Antwerp halkı tarafından finanse edildiğinden şu anda bile kilise kurulunun değil, şehir meclisinin sorumluluğundaymış.
Katedralde Flaman ressam Rubens’in 4 tablosu ve diğer ustaların çok sayıda eseri yer alıyor.
Katedrali hafta içi: 10:00-17:00, cumartesi: 10:00-15:00 ve pazar: 13:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Katedral, çok çeşitli rehberli tur seçenekleri sunuyor. Bireysel ziyaretçiler için 12 € ücret ödeniyor. (18 yaş altı ücretsiz. Kule, nisan ayından eylül ayına kadar her çarşamba sertifikalı rehberler eşliğinde ziyaret edilebiliyor.
UNESCO Dünya Mirası alanı olarak kabul edilen, Rubens’in şaheserlerinin de bulunduğu bu sanat hazinesini mutlaka görmelisiniz.
Katedral için ana ulaşım noktası Groenplaats. 3, 5, 9 ve 15 Numaralı Metro Hatları ile Groenplaats Metro Durağı’nda ya da 4, 11,15 Numaralı Tramvay Hatları ile Groenplaats Tramvay Durağı’nda inebilirsiniz.
Adres: Groenplaats 21, 2000 Antwerpen, Belçika Tel: +32 3 213 99 51 Plantin-moretus Müzesi
– Plantin Moretus Müzesi (Museum Plantin-Moretus)
Plantin Moretus Müzesi, Plantin-Moretus matbaa ailesini ve matbaasını konu alan tarihi bir müze. Bu müze, bazı tarihçilere göre Antwerp’in dönemin New York’u olduğu 16. yüzyılın Vikipedisi olarak görülüyor.
16. yüzyılda Christoffel Plantin tarafından kurulan matbaa bu binada bulunuyormuş. 1876 yılında Edouard Moretus Plantin, matbaayı ve tüm içeriğini Antwerp şehrine bırakmış. Bir yıl sonra da matbaa ve binası müze olarak halka açılmış.
1944 yılında bir Alman V2 roketi müzeye ağır hasar verse de müze 1951 yılında yeniden açılmış.
2005 yılında 16. yüzyıldan kalma tarihi matbaasının olağanüstü iyi korunmuş olması nedeniyle Dünya Mirası Listesi’ne giren ilk müze olmuş.
Müzede ilk Felemenkçe sözlük, ilk atlas ve ailenin bir dostu olan Rubens’in birkaç ilgi çekici tablosu da yer alıyor.
Matbaanın bulunduğu bina, Vrijdagmarkt’ta bulunuyor. Müze için ana ulaşım noktası çok kısa yürüyüş mesafesinde bulunan Groenplaats. 3, 5, 9 ve 15 Numaralı Metro Hatları ile Groenplaats Metro Durağı’nda ya da 4, 11,15 Numaralı Tramvay Hatları ile Groenplaats Tramvay Durağı’nda inebilirsiniz.
Müzeyi pazartesi hariç 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Yetişkin ücreti 12 €. 18-25 yaş 8 €. 18 yaş altı ve Antwerp Şehir Kartı sahipleri için giriş ücretsiz. Büyük Pazar
Adres: Vrijdagmarkt 22, 2000 Antwerpen, Belçika Tel: +3232211450
-Büyük Pazar Meydanı (Antwerpen Grote Markt)
Grote Markt, şehrin en büyük meydanı ve tarihi şehir merkezinin canlı kalbi.
Meydanın hikâyesi, 1220 yılında Brabant Dükü I. Henry’nin o zamanlar sade olan bu meydanı şehre bağışlamasıyla başlıyor. Kısa bir süre sonra burada ilk yıllık panayırlar kurulmuş ve İngiliz tüccarlar İtalyanlar, İspanyollar ve Almanlarla ticaret yapmış. Meydan olarak ilk defa 1310 yılında kayıtlara geçmiş.
Nihayetinde, 15. yüzyılda Hollanda’nın en önemli şehri olan Anvers’in uluslararası vitrini haline gelmiş.
16. yüzyılda meydanın ismi Grote Markt olarak değiştirilmiş.
Meydandaki en önemli bina 1561-1565 yılları arasında Flaman Rönesansı tarzında inşa edilmiş belediye binası. Mimar Cornelis Floris de Vriendt, geleneksel tarzı İtalyan Rönesansı’nın yenilikçi unsurlarıyla benzersiz bir şekilde bir araya getirmeyi tercih etmiş. Bina, 1936 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne resmen dahil edilmiş.
Belediye Binası, bugün de şehrin siyasi hayatının kalbi olmaya devam ediyor. Binada Avrupa Birliği’ni oluşturan 27 ülkenin ve şehirde konsolosluğu bulunan tüm ülkelerin bayrakları asılı.
Meydanda birçok tarihi lonca binası bulunuyor. Loncalar, aynı mesleği icra eden zanaatkâr veya tüccarların dernekleri. Bir zamanlar bu binalar loncalar ve zanaatkârlar gibi güçlü örgütlere aitlermiş. Her loncanın da bir koruyucu azizi varmış. Orta Çağ’da özellikle çok güçlüymüşler ama 1796 yılında Fransız yönetimi altında lağvedilmişler.
Meydanın merkezinde, mimar Jef Lambaux tarafından 1887 yılında inşa edilen büyük bir çeşme (Brabofontein) yer alıyor. Çeşme, Anvers’in en ünlü efsanesinin kahramanı olan efsanevi kahraman Brabo’yu tasvir ediyor.
Efsaneye göre, dev Antigoon şehre girmek isteyen her gemi için yüksek bir geçiş ücreti talep ediyor, geminin mürettebatı geçiş ücretini ödemek istemezse elleri kesiliyormuş. Kahraman Brabo, devle dövüşmüş, elini ve başını kesip nehre atmış.
İşte çeşmenin heykeli de, Brabo’nun devin elini Scheldt Nehri’ne atmasını tasvir ediyor ve nehirden serbest geçişi simgeliyormuş.
Meydan, teraslı restoran ve kafelerle çevrili. Kışın Noel pazarı burada kuruluyor ve meydan süslenip ışıklandırılıyor. Bunun dışında meydana bir de çok gelişmiş bir müzik platformu kuruluyor.
22, 61, 64, 70, 72 Numaralı Otobüsler ile 15, 3, 4, 5, 9 Numaralı Tramvaylar ile meydana ulaşabilirsiniz.
-Het Steen Kalesi
Şehrin en eski yapısı olan Het Steen Kalesi bence Antwerp ziyaretiniz için ideal bir başlangıç noktası olabilir. Zaten kale zaten aynı zamanda Antwerp’i ziyaret etmek isteyen herkesin uğrak noktası olarak da görülüyor.
Kalenin adında yer alan “steen” kelimesi Felemenkçe “taş” anlamına geliyor ve bölge tarihinde genel olarak “kale” veya “saray” anlamında kullanılmış.
Schelde Nehri’nin kenarında eski şehir merkezinin merkezinde bulunan kalede şehri tanımak için çok doğru bir adım olarak gördüğüm tam bir etkileşim teknolojisi ürünü Antwerp Hikayesi izlenebiliyor.
Het Steen ve çevresi ile ilgili detaylı bilgiler için Het Steen Kalesi başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Antwerp’te Ne Yenir? Nerede Yenir?
Belçika mutfağı başta komşu Fransa, Almanya ve Hollanda mutfakları olmak üzere tüm Dünya’dan etkilenmiş bir mutfak çeşitliliğine sahip. Diğer bir deyişle bir kaç özel tür hariç bence Belçika mutfağı diye bir şey yok ya da neredeyse yok.
Dünyaca ünlü bu özel türler ise çikolata, waffle, patates kızartması ve biradan oluşuyor. Ev yapımı yemekler basit ve besleyici türler. Aşçılık arıyorsanız karşınıza Fransız mutfağı çıkıyor.
Zenginliğin getirdiği imkanlar Belçikalıları daha çok dışarıda Dünya Mutfağı ile buluşturuyor. Diğer bir deyişle Dünya Mutfağı Belçika’da Belçikalıların ağız tadına uyduruluyor. Belçikalılar da tüm kültürel mutfaklara açık ve her birini ayrı ayrı deneme meraklısı insanlar.
Dünya’nın tüm popüler yemeklerine o kültürleri sunan milletlerin restoranlarında ulaşmanız mümkün. Bu durum tabii ki Antwerp için de geçerli. Hatta burada isteyenler için Nevizade bile var….
Yemeklerde et, peynir ve tereyağı gibi temel malzemelerinin yanı sıra patates, pırasa, karides, kuşkonmaz ve yerel bira tercih ediliyor.
Öğünler ise çok basit bir kahvaltı, sandviçli öğle yemeği, atıştırmalık ve rezervasyonlu bir akşam yemeğinden oluşuyor. Belçika’da çok sayıda yerel yemek ve ürün var. Mesela Ghent waterzooi, Dinant couque bisküvi, Liege Salade liégeoise ve Verviers tarte aur riz ile ünlü.
Atıştırmalıklarda karides kroketleri çok fazla tercih ediliyor. Geleneksel bir Belçika yemeği olan bu kroketlerin gri karidesle karıştırılmış kalın ve kremsi bir beşamel dolgusu var.
Ana yemeklerde en çok bilinenler soğan ve kerevizle veya buharda pişirilmiş midye Moules-frites, Belçika birası ile yapılan ve genelde ekmek, patates kızartması ve hardalla servis edilen Belçika sığır eti güveci Carbonade Flamande, biftek ile patates kızartmasından oluşan Steak-frites, tavuk veya balık, sebze, krema ve yumurtadan oluşan güveç çorba Waterzooi, peynirli beşamel soslu gratin Belçika hindibaları Chicons au gratin, patates kızartması ve elma soslu tavuk Kip met frieten en appelmoes, Belçika birası gueuze içinde tavşan Konijn in geuze öne çıkan tatlar.
Tatlı olarak Belçika waffle’ları Gaufres, kısa hamurlu tarçınlı bisküvi Speculoos, derin yağda kızartılmış hamur topları Croustillons, sütlaç bazlı dolgulu turta Rijstevlaai.
Belçika’da patates kızartması gerçekten çok özel, bu nedenle restoranlardan ayrı olarak bir atıştırmalık şeklinde fast food tezgahlarında veya friteries, frietkot veya frituur (kızartma kulübesi”) adı verilen özel fast food restoranlarında satılıyor.
Antwerp zengin bir mutfak geleneğine sahip ve şehirde yürürken bunu hissedebilirsiniz. Restoranlar, kafeler, kahve barları, çikolatacılar, dondurmacılar… Grote Markt, Conscienceplein, Theaterplein ve Vrijdagmarkt, lezzetli bir öğle yemeği, atıştırmalık veya içecek için birçok seçeneğin bulunduğu rota üzerindeki keyifli meydanlar.
Bu özetten sonra bizim seçimimize dönmek istiyorum. Bizim Antwerp’te restoran tercihimiz Oude Koornmarkt Caddesi üzerinde bulunan La Torre oldu. Burası aslen bir İtalyan restoranı ve çalışanlar tesadüfen öğrendiğimize göre çoğunlukla Türk.
Bu kapsamda ben mantar soslu biftek (Gegrilde biefstuk) (33,8 €), oğlum ve eşim Deniz Mahsullü Risotto (Frutti di Mare) (23,8) aldık. Ortaya da atıştırmalık kalamar kızartması söyledik (19,8 €)
Oğlum ve ben her zaman olduğu gibi yerel bira almak istedik. Şehrin yerel birası Tripel D’Anvers ( 5,4 €) aldık. Eşim ise kendine bir kadeh beyaz şarap söyledi. Ülkede genel olarak restoranlarda 33 ml şişe bira tüketiliyor. Bu da bizim gibi en az 50 ml içenler için oldukça yetersiz oluyor.
Yediğimiz her şey çok güzeldi. Sağ olsun arkadaşlar Türkiye’den geldiğimizi söyleyince 4 peynirli bir pizza da ikram ettiler. Pizza da harikaydı.
Gördüğünüz menü için bahşiş dahil 120 € ödedik. Garsonumuz oldukça nazik ve ilgiliydi. Ortam ise oldukça nezih ve güzeldi. İlerleyen saatlerde mekan oldukça kalabalık oldu. Mekandan çok memnun ayrıldık.
Adres: Oude Koornmarkt 19, 2000 Antwerpen, Belçika Tel: +3232320630
Antwerp’te Alışveriş
Antwerp, özgün ve otantik mağazaların yanı sıra büyük ve tanınmış perakendecilerle de dolu. Antwerp’in en ünlü alışveriş caddesi Meir’de ünlü markaları bulabilirsiniz. Kloosterstraat ve Nationalestraat da alışveriş için ideal noktalar.
Mutlaka alınması gereken ne var diye soruyorsanız seviyorsanız ve tabii ki de çok zenginseniz elmas takılar ve mücevherler konusunda şehir oldukça ünlü.
Bunun dışında Belçika, Çikolata denince Dünya’da ilk akla gelen ülkelerden biri. Hatta Belçika Çikolatası bugün bir marka haline gelmiş durumda.
Ülke ekonomisinin ve kültürünün önemli bir parçasını oluşturan çikolata 19. yy.dan bu yana ülkede endüstriyel seviyede üretiliyor. Mesela herkesin çok sevdiği Pralin, Belçika çikolata endüstrisinin bir icadı.
Tabii ki bu duruma Afrika kolonisi olan Belçika Kongo’sundan getirilen büyük miktarlardaki kakaonun etkisi çok büyük. İhracat ise iç tüketimin tamamen karşılanabildiği 1980’den bu yana katlanarak artmış durumda. Neuhaus, Godiva, Leonidas ve Guylian ise en çok bilinen Belçika markaları.
Antwerp’de enfes el yapımı çikolatalar sunan çok sayıda küçük aile işletmesi çikolata dükkanı ile karşılaşacaksınız. Bunların çoğu yerel üretim yapan dükkanlar. Ortalama çikolatanın kilosu ise 40-80 € civarında geziyor. Kilosu 40 € altı çikolatalara iyi göz ile bakılmıyor.
Dükkanlarda daha çok pralin tipi dolgulu çikolata satıyorlar. Ad vermeye gerek yok genelde hepsi aynı kalitede çikolata üreten uzmanlar.
Pralinler; fındık, badem ezmesi, tuzlu karamel, kahve, likör, kremalı likör, kiraz ya da dış kabukla kontrast oluşturan çikolata dolgulu olabiliyor. Genellikle hediye kutularında deniz kabuğu, balık, elmas şeklinde satılıyorlar.
Truffles denen çeşitlere de bu dükkanlarda çokça rastlıyorsunuz. Pul pul veya pürüzsüz bir çikolata topu veya geleneksel olarak yer mantarı şeklinde bazen gofret içeren veya yüksek kaliteli bir kakao tozuyla kaplanmış oluyorlar. İçlerinden ise meyve, fındık, kahve ya da likör ganajı bulunabiliyor.
Canınız çikolata yemek de isteyebilir. Genel olarak 100 gramlık karışımları (altı veya daha fazla parça) yaklaşık 10 €’ya veya tek tek parçaları yaklaşık 1,5 €’ya satın alıp yiyebiliyorsunuz.
Değerlendirme
Bu şehri görmeden Belçika’ya gittim demek gerçekten anlamsız. Şehirdeki çoğu bina 1100-1500 dönemine ait ve aynen korunmuş.
Bu nedenle yolunuz buralara düşerse en az bir geceyi de burada geçirmek kaydıyla planlamalısınız. Özellikle foto severler burada mutlaka gece fotoğrafları üzerinde çalışmalı.
Belçika ile ilgili diğer yazılarımız için Belçika Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Bölgesel bir planlama için Benelüks Gezi Rehberi‘ne bakabilirsiniz. Sağlıcakla Kalın.
Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi Kışın Antwerp Gezisi
