Bellagio, Dünya’nın En Güzel Yerlerinden Biri

Bellagio, Dünya’nın En Güzel Yerlerinden Biri. Masmavi yemyeşil Akdeniz florası, renklerle dans eden daracık pitoresk sokakları, havası, suyu, naif insanları ile öylesine huzurlu bir yer ki bir an durup işte burada ölünür be arkadaş diyebilirsiniz.

Her sokağı göle açılan, tamamen karakteristik mimarisi ile başımı döndüren kasaba aynı zamanda Como Gölü’nün de turistik merkezi olarak kabul ediliyor. Çünkü tek başına adına kitaplar yazılan bu küçük bir sayfiye kasabası tüm Como İli’nin de aynı zamanda en çok turist çeken yeri.

Bizim buraya geliş hikayemize gelince, aslında biz Como Gölü planımız kapsamında Cernobbio’da kaldığımız süre içerisinde araba ile göl etrafında bir tur yapmaya karar verince ikinci durağımız da Bellagio oldu. 

Gelince gördük ki çok doğru bir karar vermişiz. Çünkü Bellagio, Cernobbio ve Varenna ile birlikte gölün mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri. Merdivenleri, kemerleri, dükkanları ve sanat eserleri ile keşfedilmeyi bekleyen ortaçağdan günümüze kazandırılmış muhteşem bir kasaba.

Burayı son dönemde öne çıkaran husus ise Rockefeller malikanesi olarak bilinen bahçesi ile ünlü Villa Serbelloni. Basının da çok fazla öne çıkarması nedeniyle özellikle Amerikalıların bu kasabaya ilgisi hayli yoğun.  

Tabii ki havasını da es geçmeyelim. Yumuşak ve tatlı bir iklimi var. Buradaki coğrafi yapı kasabayı mevcut rüzgarlardan ve Akdeniz ikliminin sıcaklığından açık şekilde koruyor. En sıcak dönemde bile Alpler kaynaklı hafif Como Gölü esintisi sayesinde sıcaklık 25 °-28 ° C arasında seyrediyor. Benim gördüğüm kadarıyla bu kasabanın tek sorunu var o da yazın çok kalabalık olması. 

Bellagio’ya Ulaşım

Bellagio konum itibariyle ters çatal şeklindeki gölün tam merkezinde yer alıyor. 

Bellagio, Milano’nun 67 km kuzeyinde, İl merkezi Como’nun 37 km kuzeyinde bulunuyor.

-Araba İle

Arabanız varsa SS583 yolu üzerinde 1 saatlik sağlam bir sürüşten sonra Como’dan buraya ulaşabiliyorsunuz.

Sağlam diyorum bu muhteşem manzaralı yol aynı zamanda oldukça virajlı ve sürücüleri güçten düşürecek cinsten.

Ancak ben burada size kesinlikle araba kiralamanızı tavsiye etmiyorum. Çünkü yollar çok dar ve şoförler aşırı hızlı araba kullanıyor.

Otopark ise çok büyük dert. Biz yarım saat bekledikten sonra arabamızı Parcheggio a Pagamento adlı otoparka bırakabildik. Bölgede nereye giderseniz gidin otopark ücreti alınıyor. Saatinde otoparkı terk etmezseniz de sistem yeni saat açmıyor tersine ceza yiyorsunuz. 

-Otobüs İle

Arabanız yoksa otobüs temel seçeneğiniz. Bölgede otobüsleri ASF Autolinee Srl adlı İtalyan şirketi işletiyor.

Como Lungo Lario Trieste Otobüs Durağı’ndan neredeyse saatte bir kalkan ve Bellagio’ya giden C30 Numaralı Otobüs’e binip kasabanın sahilinde size uygun durakta inebilirsiniz. Bu otobüs yolculuğu yaklaşık 1 saat 10 dakika sürüyor.

Bilet fiyatlarına gelince tek bilet ücreti 2,1 €. Bilet alabileceğiniz yerler için tıklayınız. Rotalar, duraklar ve tarife ile ilgili tüm bilgiler için tıklayınız.

-Feribot İle (En Hızlı Seçenek)

Arabanız yoksa ikinci seçeneğiniz Como’dan Gestione Navigazione Laghi Italia Şirketi’nin işlettiği feribotlara binerek kasabaya gitmek. 

Günde 10 sefer yapılıyor. Ortalama 45 dakika süren bu yolculuk için kişi başı ücret 10.4 €. 4-11 yaş arası çocuklar için 5,2 € alıyorlar. Aile bileti alırsanız bu yaştaki çocuklar için ücret alınmıyor. Biletleri iskeledeki satış ofislerinden alıyorsunuz. Rotalar ve iskeleler ile ilgili tüm bilgiler için tıklayınız. 

Bellagio, kayıtlara göre M.Ö. 7. ve 5. yy.lar arasında bir ibadet yeri olarak ortaya çıkmış. İlk görünen topluluk ise M.Ö. 4. yy.da Keltler olmuş. 

M.Ö. 225 yılında tüm bölge Romalılar tarafından işgal edilmiş. Halk direnmiş ancak başarılı olamamış. Dönem içerisinde bölge iklim ve yer avantajı nedeniyle bir Roma garnizonu olmuş. Zaman içerisinde buraya yerleştirilen Latin ve Yunanlı kolonistler ile nüfus gittikçe daha karmaşık hale gelmiş. Gelenler ile birlikte bölge zeytin ile bu dönemde tanışmış.

Kasaba ortaçağı ise Alman egemenliği altında geçirmiş. Bu dönemde Como ve Bellagio Donanmaları arasında bir çok göl muharebesi olmuş.

13. yüzyılın sonlarına doğru kasaba, Visconti Hanedanlığı’na bağlı olarak Milano Dükalığı’na katılmış. 1449 yılında ise Milano ve Lombardiya Dükü olan Francesco Sforza’ya teslim olmuş.

1535 yılında Milan’ın son Dükü Francesco II Sforza ölünce buradaki topraklar 200 yıl İspanyol yönetimine geçmiş. Bu dönemde kasabaya hakim olan Sfondrati Ailesi kasabayı olağan üstü bir refaha kavuşturmuş. Kasaba mum yapımı ve ipek dokuma merkezi olmuş. 

1630 yılında veba salgını tüm bölgeyi etkilemiş. Yarımadadaki izole konumlarından dolayı sadece Bellagio halkı enfekte olmamış. Hatta vebadan etkilenmemiş mısırlarını hasat edip ekmek bile yapabiliyorlarmış.  Bu esnada yanı başlarındaki Varenna vebadan kırılıyormuş. Kasaba halkı yaptıkları ekmekleri kasabadan uzakta bir kayaya bırakıyor daha sonra dezenfektan görevi gören sirke ile dolu bir kavanozla da bırakılan parayı geri alıyorlarmış.

Sfondrati Ailesinin son ferdi 1788 yılında ölünce Bellagio’da hakimiyet Sfondratilerden Alessandro Serbellonilere geçmiş. 

-Turizm Kasabası

Napolyon döneminde, Bellagio limanı askeri ve stratejik önem kazanmış. Bu dönemde Napolyon’un arkadaşı ve danışmanı olan Kont Francesco Melzi d’Eril burada bir yazlık yapmaya karar vermiş. Kendisi aynı zamanda Lodi Dükü, Napolyon yönetiminde İtalya Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı ve daha sonra da İtalya Napolyon Hükümdarlığı Büyük Şansölyesi unvanlarına sahip olmuş bir şahıs. 

1808-1810 tarihleri arasında inşa edilen yazlık tüm Lombardiya asil tabakasının dikkatini çekmiş.

Bu dönemde bölgeye Avusturya İmparatorluğu egemen olmuş. Zaman içerisinde yerleşim artmış Milano’ya kadar yeni yollar yapılmış. Bölgeyi kral ve kraliçeler ziyaret etmeye başlamış. Franz Liszt burada 4 ay kalmış.

1838 yılında gölde ilk vapur çalışmaya başlamış. Kasaba o dönemde Lombardiya asilleri tarafından en sık ziyaret edilen yerlerden biri olmuş. Köyde lüks mağazalar bile açılmış.  

İtalyan Bağımsızlık Savaşı sırasında 1859 yılında Garibaldi’nin birlikleri Avusturya birliklerini yenince kasaba da İtalya’nın Savoy Hanedanı’nın egemenliğine girmiş.

Kasaba, uluslararası hale gelen ilk İtalyan turizm beldelerinden biri olmuş. Bu dönemde turizm Bellagio halkının başlıca ekonomik geçim kaynağı haline gelmiş.

Bir çok ünlü otel kurulmuş. Örneğin Grand Hotel Villa Serbelloni 1872’de açılmış. Günümüze kadar da bir turizm kasabası olarak gelmiş.

–I Giardini di Villa Melzi

Burası yer olarak kasabanın tam girişinde bulunan bir çeşit botanik bahçesi. 

Kasabaya kimliğini veren Kont Francesco Melzi d’Eril tarafından oluşturulmuş. Aslında adı gibi Villa Melzi’nin bahçesi de denebilir. Heykellerle zenginleştirilmiş İngiliz tarzı bahçeyi botanikçi mimar Luigi Canonica ve Luigi Villoresi tasarlamış.

Internetten araştırırsanız özellikle fotoğrafçı arkadaşlarım için muazzam bir bahçe olduğunu göreceksiniz. İçeride 1850’li yıllardan kalan bir oryantal bir Japon bahçesi var. Bahçede bir göl, taş köprü, nilüferler bulunuyor. 

Bu bölümün devamında ise mimar Luigi Canonica tarafından tasarlanan yapay bir mağaranın girişini görebilirsiniz. Yine bahçede yatay dallı şemsiyeye benzeyen çınar ağaç sırası ve bambu bahçesi de oldukça değişik bir görüntü veriyor.

Perşembe hariç her gün 09:30-18:30 saatleri arasında ziyarete açık. Nisan-Eylül arası giriş ücretli. Kişi başı ücret 6,5 €. Vaktiniz varsa gezebilirsiniz.

Adres: Lungo Lario Manzoni, 22021 Bellagio CO, İtalya Tel: +39 333 487 7427 

Int: http://www.giardinidivillamelzi.it/GIARDINI_DI_VILLA_MELZI/HOME_PAGE_ENG.html

–Webcam Bellagio

Burası I Giardini di Villa Melzi ile Bellagio merkez arasında bulunan bakımlı ve hoş bir park.

Karşı taraf Griante….Gördüğünüz bank da sanırım kasabanın en ünlü bankı. Ünlü diyorum çünkü bu bank için korkunç bir fotoğraf sırası var. Gelinler, sevgililer, vloggerler ….

Bu da normal. Çünkü fotoğrafçılar için muhteşem manzaralar ve büyüleyici bir atmosfer !!! sunuyor. 

Kasabaya da çok doğal ve romantik bir hava veriyor.

Özellikle de sahilde büyüyen çam ağaçları o güzelim çiçeklerle de birleşince Akdeniz iklimini net şekilde hissediyorsunuz. 

Öyle olunca da biraz da kalabalık oluyor tabii ki. Kim böyle bir yerde evlenmek istemez ki. 

Adres: Via Lungolago, 22021 Bellagio CO

-Bellagio Sokakları

Özellikle Kilise Meydanı (Piazza della Chiesa)’na çıkan tüm sokakların her biri gözleriniz ve ruhunuz ile tadını çıkarabileceğimiz yaşayan bir hikaye gibi.

Tabii ki özellikle burada Salita Plinio Sokağı’na ayrı bir başlık açmak gerekli. Benim gibi fotoğraf meraklısı bir insansanız çok güzel kareler yakalayacağınıza eminim.

Yaklaşık 100 m uzunluğundaki bu dar sokak enteresan şekilde hayat ve renk dolu bir sokak.

Öyle ki Dünya’nın abla kardeş tüm renklerini barındırıyor tüm masumiyetiyle.

Bazen de o renklerin dans etmek yerine tartıştığını da görebiliyorsunuz ama belli bir süre sonra onlarda kavuşuyor biri birine. Böyle bir yerde dargınlık mümkün mü sizce.

-Kilise Meydanı (Piazza della Chiesa)

Kasabayı turladıktan sonra biraz da tepelere doğru çıkmak istedik ve karşımıza inanılmak değişik bir görüntü çıktı.

Burası Aziz Giacomo Kilisesi (Chiesa San Giacomo)’nin hemen yanı başında bulunan Kilise Meydanı (Piazza della Chiesa).

Yukarıda da girişi kısmen görülen Villa Serbelloni’nin altındaki Parco di Villa Serbelloni ile komşu durumda. Burada kalmak istiyorum ancak oteller pahalı diyen arkadaşlarım işte tam olarak burayı tercih etmeli.

Gelelim burada ne olduğuna. Anladığımız kadarıyla çocukların fizik bilgilerinin gelişmesine yönelik öğretici mekanik oyunlar hazırlanmış.

Çocuklar da bir yandan basit fizik kurallarını öğrenirken bir yandan da oyun oynayıp eğleniyorlar.

-Aziz Giacomo Kilisesi (Chiesa San Giacomo)

Romanesk tarzında 1075-1125 yılları arasında inşa edilmiş oldukça eski fakat çarpıcı bir kilise. İçeride 900’lü yıllardan kalma mosaikler bulunuyor.

Meydanın etraftaki birkaç restorandan oturup ortamın tadını çıkarabilirsiniz.

Adres: Piazza della Chiesa, 27, 22021 Bellagio CO, İtalya

Bellagio’da Ne Yenir? Nerede Yenir?

Baştan belirteyim. Başka planlarımız olduğu için biz burada oturup yemek yemedik.

Sadece yorgunluğumuzu azaltmak için bir şeyler içtik.  Yer olarak ise bir kır kahvesi görünümündeki Bar Sanremo’yu seçtik. 

Özellikle Mojitoları harikaydı. Sıcak havada çok iyi geldi. İşin ilginci bu içkileri burada bile Türkiye’den daha uygun alabiliyorsunuz. Ne acı değil mi? Buradan gördüğünüz her şeye 33 € ödeyip kalktık. 

Tabii ki bence bu güzel kasaba hızlandırılmış olarak geçilecek bir yer değil. Bir gece de olsa kalınmalı. Peki öyle bir imkan olsa idi nerede yerdim derseniz bu kesinlikle sahil olmazdı. Çok kalabalık hatta ürkütücü şekilde…

Bence akşamın tadı Salita Plinio Sokağı’nda çıkarılmalı. Akşam olmuyorsa bile an azından öğle yemeği için. Daha samimi ve daha romantik…

Ne yiyeceğinize gelince her yerde size de söyleyecekler ama ben yine tekrar edeyim Como Gölü’nde Göl Levrekli Risotto (Risotto al Pesce Persico) buranın yerel ve en ünlü yemeği. Ben bir kere tadına bakıp beğendikten sonra başka yerde yiyemeyeceğim için genelde bu yemeği yemeye çalıştım. Bunun dışında Lavaret dedikleri somon benzeri tatlı su beyaz balığı ya da göl alabalığı da alabilirsiniz.

Bellagio’da Nerede Kalınır?

Bölge bir otelde kalmak için oldukça pahalı. Bu da normal çünkü Avrupa sosyetesinin de tercih ettiği bir yer.

Olur ya bölgenin eski sembol otellerinden 5 yıldızlı Grand Hotel Villa Serbelloni’de kalmak isterseniz 2 kişi kahvaltı dahil göl manzaralı bir oda için en az 618 € bir bedeli gözden çıkarmalısınız.

Ben yine gölü göreyim ancak biraz daha insaflı olsun diyorsanız 3 yıldızlı Hotel Metropole Bellagio’da 2 kişi kahvaltı dahil göl manzaralı bir odada 230 € bir bedel karşılığında kalabilirsiniz.

Bunlar biraz fazla kafamı sokacak bir yer yeter yine de Bellagio’da kalalım diyorsanız ki bence de 1 gece bile olsa öyle yapmalısınız. B&B seviyesinde odalar için 2 kişi kahvaltı dahil gecelik 100 € ödemeniz gerekiyor. Bunu için de en yakın nokta yukarıda anlattığım Kilise Meydanı (Piazza della Chiesa) bölgesi. 

Bellagio’da Alışveriş

Alışverişe gelince burası tarihinde de belirtildiği gibi ipeği ile ünlü.

Bunu dışında ise Bellagio biraz pahalı ama el yapımı ayakkabıları ile öne çıkan bir yer. Bu ayakkabıları da Salita Plinio Sokağı’nda bulabilirsiniz.

Değerlendirme

Artık gitme vaktimiz geldi. Bir  kez daha tekrar edeyim burası gelip geçme değil kalma yeri. Genelde şu kocaman yanlış yapılıyor. Milano’da kalınıp günübirlik turlarla buralara geliniyor. Tam tersine yapılacaksa günübirlik turları buralarda kalıp Milano’ya yapın. Bu tip şehirleri her zaman görürsünüz ancak böyle güzellikleri her zaman göremez yaşayamazsınız.

Bellagio, dış dünya ile tüm bağımı koparıp burada yaşarım burada yaşlanırım burada ölürüm denilecek nefis bir mini kasaba. Malesef o daracık güzel sokaklara veda edip doyamadan ayrılıyoruz.

Göl ile ilgili diğer yazılarımız için Como Gölü Gezi Rehberi‘ne, bölge ile ilgili yapacağınız planlar için İtalya Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.