Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Manavşa Kalesi

Yazı Dizisi : Mersin Gezi Rehberi
Daha Fazla Yazı

Yazar : Serhat ÇELEBİOĞLU

Bugünkü yazımın konusu kimsenin bilmediği hatta çoğunuzun ilk defa ismini duyacağı Manavşa Kalesi.

Kale, Mersin Yenişehir İlçesi Değirmençay Köyü (Eski adıyla Erçel) ya da son düzenlemeye göre Değirmençay Mahallesi sınırları içerisinde bulunuyor. 

Kaleyi, köyün sakinlerinden Ahmet Sar Beyin rehberliğinde gezdik. Birkaç ay sonra sonra oturup bu yazıyı yazmaya başladığımda enteresan olarak kalenin harita yerinin bile olmadığını fark ettim.

Manavşa Kalesi

Genelde 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı olup gezilemeyen ya da tur düzenlenmeyen cazibe noktalarına rastlamazsınız. Manavşa Kalesi ise bunun tam aksine tam bir bilinmezlik örneği sanki.

Turizm Bakanlığı’nın sayfalarında bile neredeyse Değirmençay Köyü‘nde ve 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı olması dışında hiç bir bilgi olmayan kale normal olarak haritada gözükür mü?

Manavşa Kalesi

Gözükmez tabii ki gerçekten tam bir ilgisizlik örneği ile karşı karşıyayız. İlgisizlik derken yetkililerden bahsediyorum definecilerden değil. Kalenin yolu bile yok ama öyle bir talan edilmiş ki neredeyse gündüz gözüyle bile definecilerin kazılarına düşebileceğinizden kesinlikle tek başınıza gitmenizi tavsiye edemem.

Tabii ki karşınızda bir Kız Kalesi yok ancak buralar elden geçirilse resmi kazılar tamamlansa kesinlikle kalenin bilinirliğinin artacağına ve daha çok gezilip bölge halkı için de bir ekonomik turizm kaynağı olabileceğine eminim.

Manavşa Kalesi’ne Ulaşım

Kale; Yenişehir İlçe merkezinin 21 km, Değirmençay Köyü’nün ise 3 km kuzeyindeki bulunuyor. Kaleye ulaşmak için önce Değirmençay Köyü’ne ulaşmanız gerek.

Değirmençay Köyü’ne Ulaşım Haritası

Değirmençay Köyü’ne de Mersin merkezden İsmet İnönü Bulvarını takip ederek arabayla 30-40 dakikada ulaşmanız mümkün.

Toplu ulaşım kullanmak isterseniz yine Mersin Makine İkmal Durağı’ndan kalkan 116 Numaralı Otobüs ile köye 1 saatte ulaşabilirsiniz. Zaman çizelgesi ve duraklar için tıklayınız. 

Köye vardıktan sonra kaleye gitmek üzere bir rehberlik ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu ihtiyacı bizim için köyün sakinlerinden Ahmet Sar bey sağladı. Bizi arabayla önce kalenin yakınlarındaki heybetli çınar ağacına kadar getirdi.

Heybetli Çınar Ağacı

Yüzlerce yıllık heybetli çınar ağacına kadar köyden bozuk bir yol var oraya arabanızı bıraktıktan sonra yürümek zorundasınız. Gördüğünüz çınar ağacı yaklaşık 1000 m rakımında bulunuyor. Hafta sonu Mersin’den bu çınarın altında piknik yapmaya gelenler oluyormuş. İşte bu çınar upuzun dallarıyla misafirlerine serin bir piknik imkanı sunuyormuş. 

Tarihi Çeşme

Çınar ağacının dibinde de tarihi olduğu söylenen bir çeşme var. Ancak o da kendini tarihe duyarlı arkadaşlarımızın elinden kurtaramamış malesef ancak suyu da bir o kadar güzel. Hava çok sıcak olduğu için kana kana suyumuzu içip artık kaleye doğru yürümeye başlıyoruz.

Manavşa Kalesi Yolunda

Yürürken karşımıza büyük bir sürü çıkıyor. Bu bölge hala Yörüklerin yaşam alanı. Dolayısıyla da en önemli geçim kaynağı olan hayvancılık çok önemli. 

Yerel Kıyafetli Bir Yörük Çobanı

Sürünün sahibi yerel kıyafetli bir Yörük Çobanı ile karşılaşıyoruz. Kendisi ile sohbet edince hala konar göçer yaşamlarına devam ettiklerini öğreniyoruz. Buraya gelirseniz bölgede göreceğiniz Yörük çadırlarından organik ne isterseniz satın alabilirsiniz. Özellikle yumurtaları çok övdüklerini duydum. 

Manavşa Kalesi Çevresi

Bölge hala bakir ancak yüzyıllar önce bu düz alanlarda çok büyük savaşlar olduğu açık.

Bulduğumuz Bir Ok Ucu

Gezerken daha önce burada yapılan savaşlardan kalma bir ok ucu bile bulduk.

Manavşa Kalesi

Sonunda çeşmeden itibaren sohbet ede ede yarım saatlik bir yürüyüşten sonra harabe görünümlü Manavşa Kalesi’ne ulaşıyoruz. 

Manavşa Kalesi’nin Tarihi 

Daha önce de belirtiğim gibi Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın ilgisizliği sebebiyle kale ilgili bir tarih bilgisine internette rastlamanız mümkün değil.

Ancak bölgede yaşayan ve bölge ile ilgili çalışmalarda bulunan Ahmet Ata’nın anlatımına göre burada daha önce Kilikya Krallığı bulunuyormuş. Bahse konu krallık aslında 1080 yılında Bizans İmparatorluğu topraklarında ilk defa ortaya çıkan çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu bir krallık.

Kilikya olarak adlandırılan bölge ise coğrafi açıdan Dağlık Kilikya ve Ovalık Kilikya olarak ikiye ayrılan bir bölge. İşte Manavşa Kalesi de Dağlık Kilikya bölgesinde kalan Bizans İmparatorluğu’ndan ele geçirilen bir kale imiş. 

O dönemde kale ve çevresinde yaşayanlar için ticari faaliyet olarak ormancılık ön plandaymış. Kestikleri tomrukları Değirmençay yükseldiğinde suya bırakıyor Mersin’de çayın denize döküldüğü yerden de suyun kuvveti ile gelen tomrukları toplayıp ticaretini yapıyorlarmış.

İşte bu dönemde  Manavşa Kalesi’ni de rivayete göre Bizans İmparatorluğu’na karşı bir kale olarak kullanırken tomruk ticareti için de gözetleme ve haberleşme merkezi gibi kullanmışlar.

Manavşa Kalesi’ne Çıkış

Bölge aynı zamanda gelişli gidişli hafta sonu trekking rotası olarak gösteriliyor ama kalenin bu rotaya dahil olduğunu zannetmiyorum.

Manavşa Kalesi’ne Çıkış

Çünkü kaleye serbest bir çıkış yolu yok. Çalılıkların içerisinden keçi yollarından tırmanmanız gerekiyor. Oldukça dikenli ve taşlı olan bu dik patikada çok dikkatli hareket etmelisiniz.

Kale Çıkışındaki Keçiler

Çıkış esnasında sağlı sollu keçilere rastlıyoruz. Bölge insanı bilinenin tersine sığır eti yerine keçi eti yemeyi tercih ediyor. Keçinin en önemli özelliği ağaç yaprakları ile beslenmesi.

Kale Çıkışındaki Keçiler

Bu durum aslında ormancılık açısından negatif bir durum ancak keçi etini de yem yiyen sığır etine göre daha lezzetli yaptığı da inkar edilemez bir gerçek.

Kale Çıkışındaki Kazılar

İşte kale çıkışında gördüğümüz onlarca kazıdan bir tanesi. İş 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı yapmakla bitmiyorum. Gerekli önlemleri almadığınız takdirde bir yağma olması da tabii ki kaçınılmaz.

Kale Çıkışındaki Kazılar

O kadar çok kazı var ki kaleye neredeyse düşmeden çıkmak imkansız hale gelmiş. Gerçekten çok dikkatli olmalısınız.

Kale Çıkışındaki Kazılar

İşin ilginci bu kazılarda ne bulundu bunu kimler yaptı bilemezken kazılarda bu yükseklikte fosilleşmiş deniz canlılarını görmek de ayrıca ele alınması gereken diğer bir konu.

Manavşa Kalesi

Sonunda kazasız belasız zirveye yani 30 m yükseklikteki kaleye çıkmayı başardık ve muhteşem manzaraya karşı ilk fotoğraflarımızı alıyoruz.

Manavşa Kalesi

Kale derken burada surlarla çevrili bir yapı beklemeyin çünkü bu kale aslında bildiğiniz fazla çıkışı olmayan yüksek bir kaya parçası. Dar çıkışlarını tuttuğunuz takdirde çok yüksek olması nedeniyle fethedilmesi de oldukça zor bir yer.

Manavşa Kalesi

Benim dikkatimi çeken husus ise buranın kale olmasının ötesinde kalıcı yerleşim izleri de taşıyor olması.

Manavşa Kalesi

Kayalık ve çevresindeki yerleşik yaşam belirtilerini zaten gözlerinizle de görebiliyorsunuz. Kalenin tarihine de baktığınızda çok fazla bir bilgimiz olmasa da Kapadokya benzeri etraftan soyut ve geleni gideni gözetleyebilen bir kaya yerleşiminin burada da olabileceğini düşünüyoruz.

Değerlendirme

Öncelikle yetkililerce 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı olan kalenin koruma altına alınması ve gerekli arkeolojik çalışmaların yapılması şart. Bu çalışmalar neticesinde rivayetlere göre değil kalenin tarihteki gerçek işlevi de ortaya konulmalı ve böylesi önemli bir değerimizin bölge turizmine gerekli katkıyı sağlaması planlanmalı. 

Manavşa Kalesi

Şahsen ben gördüğüm kadarıyla bölgenin önemli bir turizm potansiyeli taşıdığını değerlendiriyorum. Bu çerçevede bu yazıya bilgisi ve rehberliği ile katkı sunan Fatih Karakılınç, Ahmet SAR, Mehmet Ballı ve Ahmet ATA Beylere teşekkürlerimi sunuyorum.

Mersin ile ilgili diğer yazılarımız için Mersin Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.

Exit mobile version