Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Ankara Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Yazı Dizisi : Ankara Gezi Rehberi
Daha Fazla Yazı

Yazar : Serhat ÇELEBİOĞLU

Bugünkü durağımız ülkemizin adalet tarihinin kötü örneklerini barındıran bir çok acının yaşandığı Ulucanlar Cezaevi Müzesi.

Müze diyoruz çünkü 1925 yılında kurulan Ulucanlar Cezaevi 2006 yılında Sincan Cezaevi’ne aktarılınca kapatılmış 2011 yılında da Altındağ Belediyesi tarafından gerekli tadilat işlemleri neticesinde Ulucanlar Cezaevi Müzesi olarak ziyarete açılmış.

Burayı ünlü kılan şey ise 81 yıl boyunca tarihimizde malesef kötü izler bırakan gazeteci, yazar ve siyasi mahkumların işkence, tutukluluk ve idamları.

Yakın zamanda Tunç Başaran’ın Uçurtmayı Vurmasınlar adlı filmi için de burada çekilmiş.

Müzenin Kızılay’a mesafesi 2,8 km. Adres: Şükriye Mahallesi, Ulucanlar Cd. No:63, 06030 Altındağ/Ankara

Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ne Ulaşım

Arabayla gelecekseniz Kızılay’dan itibaren Ziya Gökalp Caddesi ile Dumlupınar Caddeleri’ni takip etmeniz yeterli. 10 dakika içerisinde müzedesiniz. Otopark sorunu yok.

Otobüs kullanacaksanız Kızılay’dan 321 veya 392 Numaralı Otobüse binerek Ankara Hastanesi Durağı’nda inmelisiniz. 

Ulucanlar Cezaevi Müzesi Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri

Giriş ücreti 8 ₺ (2019).  Öğrenci ve Öğretmen % 50 indirimli. Müzekart  geçerli değil.

Pazartesi hariç 10:00-17:00 saatleri arası ziyarete açık. Tel: (0312) 507 01 38 

Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Müze; koğuşlar, tecritler ve zindanlar, ortak alanlar ve sokaklardan oluşuyor.

-Koğuşlar

Koğuşlarda; Hilton Koğuşu (9. ve 10. Koğuşlar), 4.Koğuş, 5.Koğuş, 6.Koğuş , 7.Koğuş ve 8. Koğuş olarak bölümlendirilmiş. Bazı koğuşlarda, gardiyanın mahkumları kontrol edebilmesi için ayrılmış çatı katları mevcut. buralardaki ızgaralar sayesinde gardiyanın tepeden içeridekileri gözetlemesi amaçlanmışsa da koğuşlardaki sigara dumanının yükselerek bu çatı arasını duman altı bırakırmış.

–Hilton Koğuşu (9. ve 10. Koğuşlar)

Donanımı ve Ankara manzaralı olması itibariyle Hilton olarak adlandırılan 9. ve 10. Koğuşlar dönemin milletvekili Osman Bölükbaşı’nın tevkifi üzerine 1957 yılında özel olarak yaptırılmış. 

İsmet İnönü’nün Osman Bölükbaşı’yı Ziyareti

Zaten koğuş duvarında da o dönem milletvekilinin İsmet İnönü tarafından ziyaretini gösteren bir fotoğraf var.

Ulucanlar Cezaevi Hilton Koğuşu’ndan Ankara

Hilton Koğuşu 2 katlı ve üst kata merdivenle çıkabiliyorsunuz. Üst kata çıktığınızda ranzalı 2 kişilik odalar görüyorsunuz.

Ulucanlar Cezaevi Hilton Koğuşu’ndan Ankara

İşte buraya Hilton Koğuşu denmesinin sebebi. Her sabah uyandığınızda kısmen de olsa güneşi ve Ankara’yı görebiliyorsunuz.

Ulucanlar Cezaevi Bülent Ecevit ve Cüneyt Arcayürek’in Odası

Ulucanlar Cezaevi Bülent Ecevit ve Cüneyt Arcayürek’in OdasıBu odalardan en ünlü olanı Bülent Ecevit ve Cüneyt Arcayürek’in kaldığı oda. 1980 darbesinden sonra CHP Genel Başkanı ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in tutukluluk sürecini tamamladığı odasını görüyorsunuz. Bülent Ecevit liderlere bildirilen konuşma yasağına uymadığı için ilki 4 ay ikincisi 2 ay olmak üzere iki kez Ulucanlar Cezaevi’nde tutulmuş. 

Aynı odada 1955 yılında yazdığı bir yazıdan dolayı gazeteci Cüneyt Arcayürek de 4 ay kalmış. Cüneyt Arcayürek Kıbrıs Barış Harekatı’nı engellemek için 1964 yılında dönemin ABD Başkanı Jonhson tarafından dönemin Başbakanı İnönü’ye çirkin hitap ve içerikte gönderilen gizli Johnson Mektubu’nu ortaya çıkarıp yayınlaması ile ünlü. Zaten o sene yılın gazetecisi seçilmiş hem de hakkında tonlarca dava açılmış. Kendisi aynı zamanda barış harekatından sonra adaya çıkan ilk gazeteci unvanına sahip.

–Hilton Koğuşu Avlusu

Koğuşun hemen yan tarafında uzun ince bir avlu var. 

Hilton Koğuşu Avlusu

Bu avluda yeniden düzenlenmiş ve cezaevinde yaşananlara ait fotoğraflar ile donatılmış.

Hilton Koğuşu Avlusundaki Fotoğraflar

Avluda bulunan fotoğraflarda Yılmaz Güney ve Deniz Gezmiş’in mahkemede savunma yaparken çekilmiş fotoğrafları gözüküyor.

–4.Koğuş

4. koğuş daha çok yapılan operasyonlar ve sonucundaki ölümler ile tanınmış bir yer. Hayata Dönüş Operasyonunun başladığı koğuş. Aslında 80 kişi kapasiteli ama 200 kişi kalmış hep. 

Ulucanlar Cezaevi Müzesi 4.Koğuş

Bütün koğuşların girişinde olduğu gibi burada da ispiyonculuğun ve dedikodunun yanlışlığına dem vurulmuş.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi 4.Koğuş

200 kişi burada kalmak zorunda kalınca ranzaları birleştirmek zorunda kalmışlar, bazen de mecburen nöbetleşe uyumuşlar. 

Tabii ki bu koğuş bugün daha çok  hapishanede geçen dizilerin çekildiği sahneler olarak kullanılıyor. Bu nedenle de her şeyin eski haliyle orijinal olarak kalmasına çok önem veriliyor.

Bu koğuşta yatan en dikkat çeken isim şüphesiz ki Nazım Hikmet. 1938 yılında cezasını çekmek üzere bu koğuşa gönderilen yazar çok kısa süre sonra İstanbul’daki başka bir cezaevine nakledilmiş. 

Ulucanlar Cezaevi Müzesi 4.Koğuş

Koğuşta gezerken yine duvara yazılmış öz sözlerden biri dikkatimi çekiyor. Yine buraya düşenlere yol gösterir gibi… 

–4.Koğuş Avlusu

Bu koğuşun avlusu da yeniden düzenlenmiş ve cezaevinde yaşananlara ait fotoğraflar ile donatılmış.

4.Koğuş Avlusundaki Fotoğraflar

Burada hem Deniz geçmiş hem de Yılmaz Güney’in cezaevine götürülürken çekilen fotoğraflarını görmek mümkün.

–5.Koğuş

Dördüncü koğuş daha çok burada kalan siyasiler ve idamlar ile tanınmış bir yer. Her görüş burada iz bırakmış gibi. Bu nedenle de koğuştan çok onlardan geriye kalan eşyalarla bir müzeye dönüştürülmüş.

Ulucanlar Cezaevi Muhsin Yazıcıoğlu ve İskilipli Atıf Hoca’nın Ranzası

Koğuşta çok fazla adlarını duyduğumuz bildiğimiz insanlar kalmış. Muhsin Yazıcıoğlu 1975 yılında siyasi sebeplerden dolayı 5. Koğuşta kalmış. Aynı ranzada 1926 yılında Şapka karşıtı kitabı nedeniyle tutuklanıp idam edilen İskilipli Atıf Hoca da yatmış. 

Ulucanlar Cezaevi Yılmaz Güney’in Ranzası

Yılmaz Güney 1974 yılında Adana’da bir film çekimi sırasında karıştığı bir olay neticesinde bir yargıcı öldürmüş yargılanma süresince Ulucanlar Cezaevi’nde tutulmuş.

Ulucanlar Cezaevi Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ın Ranzası

1971 yılındaki tutukluluk sonrası hala tartışılan ve toplumca kabul edilemeyen idamları öncesinde Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan da bu koğuşta kalmış. 

Ulucanlar Cezaevi Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ın İdam Kararları

Koğuşun bir köşesinde yargılanmaları sonucunda yüzlerine okunan idam karar örnekleri konulmuş.

Ulucanlar Cezaevi İdam Sonrası Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan’dan Kalanlar

Başka bir köşede ise 1972 yılında gerçekleştirilen idam sonrasında Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan’dan kalanlar sergileniyor.

Tecritler ve Zindanlar

–Müşaade Odaları

Buraya, cezaevine şüpheli olarak getirilmiş tutukluların cezası kesinleşinceye kadar bekletilip cezası kesinleştikten sonra ilgili yerlere gönderilmek üzere barındırıldıkları bölümler diyebiliriz. Cezaevinde bu şekilde 7 oda var.

–Tecrit Odaları

Buraya ise cezası tamamen kesinleşip hücre cezasına çarptırılmış kişilerin kaldıkları bölümler diyebiliriz.

Tecrit Odaları

Cezaevinde 5 adet tecrit odası var ki gerçekten hoş değil. Gezerken çığlık atan insan sesleri duyuyorsunuz hoparlörden. Bugün içeride sembolik  (ayağı prangalı) mankenler var. Ancak geçmişte gerçek insanlar burada tutulmuş. 

-Ortak Alanlar

–Dar Ağacı 

Cezaevinin hemen giriş bölümünde ilk avluda yer alan dar ağacında bir çok infaz gerçekleşmiş. 2004 yılında TBMM’de alınan kararla idam cezası kaldırılmış. 

Ulucanlar Cezaevi Dar Ağacı 

2004 yılında TBMM’de alınan kararla idam cezası kaldırılmış. Dar ağacının hemen yanında 1926-1984 yılları arasında gerçekleşen infazların bir listesi konmuş. 

–Hamam ve Kütüphane

Cezaevi bünyesinde mahkumların kullanabildiği bir hamam ve bir kütüphane de bulunuyor.

Sokaklar

Cezaevinde koğuş aralarında bulunan ve içerideki ulaşımı sağlayan geçişlere de çeşitli adlar verilmiş.

A.Menderes Bulvarı

Cezaevindeki en çok bilinen geçiş Hilton Koğuşu’nun önünde bulunan A.Menderes Bulvarı.

A.Menderes Bulvarı

Bu bulvarın dışında cezaevi bünyesinde Şeftali Sokak ve İzmir Sokağı bulunuyor.

Ulucanlar Cezaevi

Ulucanlar Cezaevi gezimiz burada sona eriyor. Müzeye dönüştürerek iyi mi etmişler kötü mü etmişler ayrı bir tartışma konusu ama cezaevi gerçekten bir yakın tarih belgesi gibi. İçeride gördüklerim çok hoşuma gitmese de gezebildiğim kadarıyla  sizlere aktarmaya çalıştım. Ankara’ya gelen arkadaşlarımın yakın siyasi hayatımızda yaşananlara ilişkin bilgi sahibi olması açısından buraya uğramalarının önemli olduğunu düşünüyorum.

Ankara ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Ankara Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.

Exit mobile version