Burano Adası Gezimiz

Venedik programımız kapsamında son faaliyetimiz Burano Adası Gezimiz oldu. Buraya Murano Adası‘ndan sonra geldik.

Ada; Murano Adası’nın 6 km kuzeydoğusunda, birlikte olduğu Torcello ve Mazzorbo Adalarının güneyinde yer alıyor.

Bir çok uluslararası seyahat dergisine göre Dünya’nın En Renkli On Yerinden Biri olarak gösteriliyor. Bazı dergilerdeki ifadesi ise Renkli Kolye Adası şeklinde.

Ada, günümüzde Venedik’e bağlı bir mahalle statüsünde. Butik bir yapısı var. Yüzölçümü 0,22 km² . Yaz kış yaşayan ahali sayısı ise 3000 bile değil.

Tarihine bakarsanız adanın genel geçim kaynağı yüzyıllardır balıkçılık, dantel ve kolye işleme üzerine iken günümüzde temel geçim kaynağı turizme dönüşmüş. Bu tarihi geçim kaynakları ise turizme katkı sağlayan sanatlara…..

Günümüzde el yapımı dantel işleme ve kolyeler ise adanın özeli. Murana Adası nasıl cam işçiliği ile ünlü ise Burano Adası da dantel işçiliği ve kolyeleri ile ünlü…

Adada tipik bir İtalyan tarzı su şehri havası hakim. Kartpostal resimleri gibi canlı bir ada. Eşsiz ve farklı pitoresk bir yer. Sanki büyüleyici bir ada içerisinde kutu kutu evlerle dolu renkli bir tablonun içerisinde kaybolmuşsunuz izlenimi veriyor.

İlk yerleşim tüm Lagün Adaları’nda olduğu gibi 600’lü yıllarda Atilla’nın istilasından kaçan halkın yerleşmesi ile başlamış. 1200’lü yıllardaki Venedik’in yönetim merkezi statüsü kanaması ile de yavaş yavaş nüfusu azalmış.

Burano Adası da Venedik gibi. 3 kanal adayı 4 parçaya bölüyor. Bu parçaların isimleri San Mauro (kuzeybatı), Giudecca (güney), San Martino (orta) ve Terranova (doğu). Neredeyse tüm kanalları boyunca yürüdük adada tam bir daire çizdik.  

Yaptığımız bu güzel yürüyüş neticesinde çektiğim fotoğraflar ile birlikte adanın cıvıl  cıvıl sokakları ile küçük kanallarını, huzur dolu atmosferini, yavaş akan hayatını ve lezzetli deniz ürünleri lokantalarını sizlere aktarmaya çalışacağım.

Burano Adası Gezisi

Burano Adası’na Ulaşım

Burano Adası’na Venedik kuzeyinde yer alan Fondementa Nuove Feribot İskelesi’nden ya da Murano Adası’ndan gelecekseniz merkez bölgede yer alan Faro di Murano Feribot İskelesi’nden kalkan vaporettolar ile gelebilirsiniz.

Her iki durumda da 12 Numaralı Vaporetto’ya binecek ve Burano “B” DX per Treport Feribot İskelesi’nde ineceksiniz. 12 Numaralı Vaporetto Murano-Mazzorbo-Burano-Tarcello-Lido hattında çalışıp aynı yoldan geri dönüyor. Bir nevi bizim Adalar Vapurları gibi. 

Adaya; Fondementa Nuove Feribot İskelesi’nden 50, Murano Adası’ndan 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Bunların dışında ulaşım sistemi ile ilgili tüm detay ve fotoğrafları Venedik Ulaşım Sistemi başlıklı yazılarımda bulabilirsiniz.

Burano Adası Gezilecek Yerler

Burano Adası tam bir turistik ada. Şekilsel değil ama düşünsel bir örnek verme gerekirse bizim Büyükada ya da Heybeliada misali. 

-Mazzorbo Adası

Burano Adası’nın kuzeyinde olmasına rağmen bir köprü ile adaya bağlı olduğundan isterseniz ve tabii ki vaktiniz varsa Mazzorbo Adası’nda inip Burano Adası’na yürüyebilirsiniz.

Bugün ada için Venedikli soylularının hafta sonu için kaçamak yeri deniyor. Zamanında Giacomo Casanova’nın bile burada bir evi varmış. Şimdi ise yaz kış yaşayan nüfus toplasanız 350. Bahse konu ada ile ilgili tüm detay ve fotoğrafları Lagün Adalarının En Küçüğü Mazzorbo Adası başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.

-San Mauro

Adanın kuzeybatı parçasını oluşturuyor. Vaporetto ile ilk ayak bastığınız parça da demek mümkün. Bu parçanın en hareketli caddesi Viale Marcello aynı zamanda adanın da en en hareketli caddesi.

—Viale Marcello

Burano “B” DX per Treport Feribot İskelesi’nden başlayıp güneybatıya doğru yürürseniz adanın en önemli kanalına kadar devam ediyor. 

Bu cadde adanın da en kalabalık caddesi. Çok dar olması ise negatif tarafı. Hele bir de hava sıcaksa hiç çekilmiyor.

—Fondamenta di Cavanella

Viale Marcello Caddesi’nin çıktığı ana kanal ve Fondamenta di Cavanella yolu ise sanıyorum adanın turistlerce en çok rağbet gören bölgesi.

Gördüğünüz kanal adayı kuzeyden güneye doğru kıvrımlı bir şekilde ortadan bölüyor. İnsanlar söz konusu kanal boyunca hem alışveriş yapıyor hem de fotoğraf çekiyor.

Eski evlerin hepsi parlak renkler ile boyanmış ve kanala iki yakasını birleştiren küçük köprüler ile romantik bir hava verilmiş. Kanal boyunca güneybatıya doğru yürümeye devam ediyoruz.

Kanalın karşı tarafı aynı zamanda adanın San Martino (orta) parçasının da batı kıyısı. Buraya fotoğraf çekilmek üzere geçiyoruz.

Daha çok dükkanların olduğu Fondamenta di Cavanella Yoluna göre daha sakin. Fotoğraf çekiminden sonra tekrar karşıya geçip kanal boyunca güneybatıya doğru yürümeye devam ediyoruz.

—Love Viewing Bridge

Burası adanın San Mauro (kuzeybatı), Giudecca (güney), San Martino (orta) parçalarının kesişme noktası. Gördüğünüz köprünün adı ise Love Viewing Bridge.

Sanırım Türkçe olarak Aşkını Gösterme Köprüsü olarak ifade edebilirim. Adayı bölen 2 kanalın kesişim noktasına inşa edilmiş. Yazılanlara göre adanın en çok fotoğraf çekilen noktasıymış.  

Hava oldukça sıcak. Köprü ise inanılmaz kalabalık. Sanırsınız bütün Doğu Asya aşkını göstermeye çalışıyor. Anlamadığım şey bu kadar kalabalık bir ortamda selfie çekerek neyi gösteriyorlar. Aşklarını mı? Kalabalığı mı?

Çekecekleri o fotoğrafın hakikaten neresinde bir romantizm var. Biz de rica minnet ite kaka bir fotoğraf çekiliyoruz.

-Giudecca

Köprüde fotoğraf çekimlerimizi bitirince karşıya geçip Giudecca’ya ayak basıyoruz. Burası adanın güney parçasını oluşturuyor ve ana kanalı kesen bir kanal ile diğer parçalardan ayrılıyor. Kanal boyunca devam eden Via Giudecca yolu üzerinde güney doğuya doğru ilerliyoruz.

—Fondamenta della Pescheria

Kanalın hemen karşısında ise Fondamenta della Pescheria Yolu var. Bu yol da adanın San Martino (orta) parçasının güney sınırını oluşturuyor. 

Karşı da gördüğünüz yolun üzerinde ise balık pazarı var. 

Venedik bölgesinin en taze balıklarının burada satıldığı iddia ediliyor.

–Via Giudecca

İtalyanlara hayran olmamak elde değil. Önce renkleri sonra dedikoduları kullanıp çok güzel para kazanıyorlar. Peki bunu biz niye yapamıyoruz. 

Cevap basit çünkü bizim için önemli olan sahip olduğumuz tarihi 2 katlı binayı önce yakıp sonra  müteahhite verip 2 lüks daire almak ve bunun malesef devlet tarafından da teşviki… 

Burano Adasında Neden Tüm Evler Rengarenk? Aklınıza gelen bu soruyu da şimdi burada cevaplayayım. Bu uygulama aslında sonradan çıkmamış yüzlerce yıldır var. Hikayesi ise şöyle…

Bu ada aslında bir balıkçı adası ve gündüz balık avlama işi bittikten sonra balıkçılar stres atmak için meyhane yolunu tutuyormuş. Ancak, çoğu içkiyi fazla kaçırınca evlerinin yolunu bulamıyor yanlış evlere giriyormuş.

Dikkat edilirse kapılarda perde var. O dönem kapı da yok. Doğal olarak evlere girip yatak odasına kadar çıkınca tahmin edersiniz ki nahoş olaylar oluyormuş.

O dönemin belediyesi kanlı bıçaklı bazı olaylardan sonra tüm evlerin birbirinden farklı renklere boyanmasına ve böylece sarhoş balıkçıların yanlış eve girmesinin önlenmesine karar vermiş. Renkli evlerin anlatılan hikayesi bu. Bugün kimse belediyenin izni olmadan evini boyayamıyor. Belediye sanatçıları yan evlere bakıp en kontrast renkleri seçip ev sahibine boya sağlıyorlarmış. Ev sahibi aynı zamanda tekne sahibi ise fotoğrafta da görüldüğü gibi teknesini de aynı boya ile boyamak zorundaymış.

Caddenin sonunda ev mi? eski bir kilise mi? anlayamadığımız bir yapı var. Fotoğrafını çekip burada bulunan köprüden kanalın karşısına adanın San Martino (orta) parçasına geçiyoruz.

-San Martino

Adanın orta ve ana meydana açılan merkez kısmını oluşturuyor. Aynı zamanda alışveriş için de en önemli nokta.

Calle Della Providenza üzerinden adanın en büyük meydanına kuzeydoğuya doğru yürümeye devam ediyor ve adanın en büyük meydanı olan Baldassarre Galuppi Meydanı (Piazza Baldassarre Galuppi)’na ulaşıyoruz.

Baldassare Galuppi kimdir? diye sorabilirsiniz.  Kendisi 1706 Burano doğumlu. Zamanında opera besteleri ile önde gelen İtalyan bestecilerinden biri olmuş. Biz zamanlar Venedik bölgesinin en önemli sanatçılarından biriymiş. Burano halkı ölümünden sonra onu unutmamış ve en büyük meydanına kendisinin adını verip bir de adanın en ünlü heykeltıraşı Remigio Barbaro’ya heykelini yaptırtmış.

Hemen sol tarafta görülen taşa gelince o bir Istrian taşından yapılmış kuyu. Tarihi 500’lü yıllara dayanıyor ve içerisinde tarih öncesi fosil izleri olduğu söyleniyor. 

En solda görülen bina ise Kolye Müzesi (Museo del Merletto). 10:30-17:00 saatleri arasında ziyarete açık olan müzeyi 5 € karşılığında gezebiliyorsunuz. İçeride dantel işleme tarihine yönelik sergi de var.

Meydanda bulunan kilisenin adı ise Parrocchia San Martino Vescovo Kilisesi. Burano Adası’nın en büyük ve en eski kilisesi. 1645 yılında inşa edilmiş.

Kilisenin 54 m yüksekliğindeki 1703-1714 yılları arasında inşa edilen çan kulesi 2. bir Pisa Kulesi vakası olarak görülüyor. Hafif sola yatmış vaziyette. Bunu gözle görmek de mümkün.

Aslında burada başka bir konudan da bahsetmeliyim. Biliyorsunuz 50 sene içerisinde Venedik ve çevresinin sular altında kalacağına yönelik bir sürü haber görmüşsünüzdür.  Bu yan yatma hadisesi de bu konu ile ilgili. Adanın zemini de hiç iyi değil. Lagünün tuzu binaların temelindeki kazıkları sürekli olarak çürütüyor. Bir de buna kış aylarında yükselen suyun adayı sular altında bırakmasını düşünün. Bu konuları aramızda tartışarak kuzeybatıda kalan son kanala doğru yürüyoruz. 

-Terranova

Adanın en sakin ve doğudaki parçasını oluşturuyor. Tek bir kanal ile adanın orta parçası San Martino’dan ayrılıyor. Meydandan bahse konu kanala doğru yürüyoruz.

Meydandan kuzeydoğuya doğru yürümeye devam edince 3. kanal ile karşılaşıyoruz. Bu kanalın diğer 2 kanal ile hiçbir bağlantısı yok.

Bu bölgenin adanın diğer bölgelerinden farkı oldukça tenha olması. Bu da ortamı fotoğraf çekimi için ideal hale getiriyor. Biz de kanal üzerindeki San Martino’yu Terranova’ya bağlayan köprüde fotoğraf çektirip karşı kıyıdaki Fondamenta di Terranova yolundan kuzeye doğru devam ediyoruz.

Fondamenta di Terranova yolu sakin olduğu kadar gördüğünüz üzere çok hoş çok romantik bir yol.

Görüntü harika değil mi? Çamaşırları görmüşken bu konudan da bahsetmek istiyorum. Burada kapıda ya da pencerede devamlı asılı beyaz bir bez ya da çarşaf asılırsa bu evde evlenmek isteyen bekar bir kız var demekmiş.  Gezimizi buradan kuzeye iskeleye kadar yürüyerek bitiriyoruz.

Burano Adası’nda Ne Yenir? Nerede Yenir?

Adada yemek için tercihimiz hemen adaya ayak basar basmaz Burano “B” DX per Treport Feribot İskelesi’nin sol tarafında kalan Fritto Misto (Burano) oldu.

Burası ile ilgili tüm deneyimlerimizi Venedik’te Ne Yenir? Nerede Yenir?başlıklı yazımda bulabilirsiniz.

Bunun dışında sadece bu adaya özgü bir balık yemeği olan ve bölgeye has gò balığı ile yapılan yemeği sadece Trattoria al Gatto Nero adlı restoranda yiyebilirsiniz. Ancak, bu restoranın pahalı olduğunu söylemeliyim. Örneğin bir karışık deniz ürünleri tabağı için 35 € ödemeniz gerekiyor.

Pizza yemek isterseniz Ristorante Pizzeria Principe yer itibariyle güzel bir alternatif.

Burano Adası’na özgü diğer bir tat da pastahanelerde bulabileceğiniz Esse Buranei and Bussolàve kurabiyelerinin de tadına mutlaka bakın.

Burano Adası’nda Alışveriş

Adanın 2 ayrı alışveriş noktası var. İlki Burano “B” DX per Treport Feribot İskelesi’nden başlayıp dümdüz yürürseniz karşılaşacağınız Viale Marcello Caddesi, ikincisi ise adanın en büyük meydanı olan Baldassarre Galuppi Meydanı.

Öncelikle adadaki dükkanların vitrin anlayışından bahsetmek istiyorum. Bu bölgede vitrine çok önem veriliyor. Kesinlikle sanatsal bir yaklaşım var. Ürün değil vitrin öne çıkarılıyor. Bunu her yerde görebiliyorsunuz.

Adanın en hareketli caddesi olan Viale Marcello Caddesi daha çok magnet ya da maske alışverişi yapabileceğiniz yer. Ancak çok kalabalık olduğunu tekrar belirtmeliyim.

Adanın ana meydanı Baldassarre Galuppi Meydanı (Piazza Baldassarre Galuppi) ise öncelikle ünlü dantel işleri ve kolyeler olmak üzere her şeyi satın alabileceğiz bölge. Üstelik çok sakin.

Yeri gelmişken Burano dantellerinin hikayesinden de bahsedelim. Normalde ada balıkçılık ile ünlü, eşler balığa çıkınca geride kalan hanımlar dantel işlemesi yapıp satarak aile bütçesine katkı sağlarmış. Bu işlemeler oldukça kaliteli imiş. Zamanla Burano el yapımı dantel işlemeleri saraylar da bile yer bulmaya başlayınca ünü de Dünya’ya yayılmış. Dantel işlemeleri 1400’lü yıllarda bile ünlüymüş. 1872 yılında adada bir dantel okulu bile açılmış. Ancak bugün satılanlar o el yapımı işlemeler değil daha çok fabrikasyonlar.  Çünkü el yapımı olanlar sokaktan alabileceğiniz bir şey değil çok pahalı bilginize.

Değerlendirme

Burano Adası günümüzde hala rengarenk ve orijinal evleri ile Dünya’nın sayılı güzel yerleri arasında gösteriliyor. Adanın mimari yapısı ise olduğu gibi korunmuş. 

Bu nedenle özellikle fotoğrafçı arkadaşlarım olmak üzere tüm gezgin arkadaşlarımın Venedik programları kapsamında bu adayı da görmeleri kendileri için ilginç ve her zaman elde edemeyeceği bir şans. Mutlaka değerlendirmenizi, Murano Adası’nı da gezecek şekilde 1 günlük bir program yapmanızı tavsiye ederim.

Murano Adası ile ilgili Murano Adası Gezisi yazımı da mutlaka okuyun.

Venedik ile ilgili diğer yazılarımız için Venedik Gezi Rehberi‘ne, bölgesel gezi planlıyorsanız Veneto Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.