Genel olarak kışın kuzey ülkelerine gidilmez diye bir düşünce olsa da Kışın Yapılan Bir Kopenhag Gezisi bir fotosever için yaza göre çok çok daha fazla potansiyele sahip. Bir şehir düşünün ki soğuk insanların hayatlarını ve faaliyetlerini hiç bir şekilde etkilemiyor. Kiminle konuşsanız gülümsüyor ve size yardımcı oluyor.

Şehrin yarısı işlerine bisikletle gidiyor. Herkes spor yapıyor. Kimse özel ilgi, istisna istemiyor. Devletin sahip olduğu her şeyin onların mutluluğu için olduğunu biliyor ve onlar için kullanılmasını istiyor.

Tasarımsal birikimlerini modernizm alt yapısında mimarilerine de aktarabiliyorlar. Kopya ile değil kendi benliklerinde özü çıkartıyorlar. Sanat ve kültür ise en önemli  öncelikleri.

Yani sanıldığı gibi kişi başına düşen gelirlerinin çok yüksek olmasından değil işte bu yüzden mutlu insanların şehri Kopenhag. Ben de Kopenhag gezisi kapsamında bu şehri gezip gördüğüm ve anladığım ölçüde sizlere aktarmaya çalışacağım.

Kopenhag ve Çevresi

Kopenhag Gezisi-Kopenhag’da Ulaşım

Rahat bir Kopenhag gezisi için öncelikle ulaşım sistemini öğrenmek şart. Şehirde neredeyse her türlü aracı kullandım. Bu nedenle rahatlıkla bu konuyu geniş şekilde ele alabilirim.

Bu kapsamda Kopenhag Kastrup Limanı’ndan şehir merkezine geliş ve gidiş, Copenhagen Card, metro, otobüs ve bisiklet ulaşımı ile ilgili tüm bilmek istediklerinizi detaylı olarak Kopenhag Ulaşım Sistemi başlıklı yazımda bulabilirsiniz.

Kopenhag Gezilecek Yerler

Kopenhag gezisi kapsamında toptenlere sakın itibar etmeyin. Kopenhag çok güzel bir şehir ama zamanımız kısıtlı olduğu için kendimize göre öncelikler belirlemek zorundayız. Bu nedenle şehre gelmeden önce oluşturduğum Kopenhag’da gezip görülecek yerler listemi aynen uyguladım. Şehir dışına çıkmadım.

Aşağıda göreceğiniz tüm yerler kışın yaptığım Kopenhag gezisi kapsamında bizzat gezip gördüğüm ve fotoğrafladığım yerler. Linkler ile birlikte okursanız sizin için çok yararlı olacağına eminim.

-Amalienborg Sarayı (Amalienborg Slotsplads)

Danimarka’da krallık neredeyse 1000 yıldan fazla bir süredir hüküm sürüyor. Şu an da ise Danimarka’nın başında bir kral değil bir kraliçe var. Burası ise Amalienborg Sarayı. Kraliçe Margrethe II bu sarayda doğmuş ve hala bu sarayda yaşıyor.

Sarayın hepsini olmasa da bir kısmını gezmenize ve son 150 yılın kral ve kraliçelerin kullandıkları oda ve eşyaları görmenize izin veriyorlar.

Bence Danimarka’yı ve Danimarkalıları anlayabilmek için Kopenhag gezisi başlangıç noktası tam olarak burası olmalı. Amalienborg Sarayı ile ilgili tüm detayları Amalienborg Sarayı’nda Bir Gezi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

-Church of Our Saviour

Danimarka’nın en ünlü kiliselerinden biri. 1752 yılında inşa edilmiş. Kulenin en üstüne çıkabilmek için 400 basamak çıkmanız gerekiyor.

-Christiania

Kopenhag gezisi kapsamında öncelik görülecek yer. Tek sıkıntısı fotoğraf çekimine uygulanan toplumsal kısıt ya da mahalle baskısı. Sadece belirli alanlarda izin vermişler. İzinsiz fotoğraftan çok hoşlanmıyorlar. Yüzlerini kapatıyorlar. Tepki gösteriyorlar.

Freetown Christiania; Google arama motoruna göre “anarşist topluluğun” yaşadığı kendinden sorumlu “anarşist semt”. Yaklaşık 34 hektarlık bir alanda 1000 kişinin yaşadığı Christiania kurulduğundan beri hükümetler için sorun olsa da Dünya’da hep “freetown” olarak biliniyor. Zaten asıl sorun da bu fazla “free” likten geliyor.

Bağımsız bir  devlet olduklarını iddia ediyorlar. Kendi bayrakları, kendi marşları var.  Genel olarak meditasyon ve yoga hastası, doğa aşığı ve sanata çok saygılı insanlar. Yaşadıkları ortamları cennete çevirmişler. Buraya kadar güzel. Diğer taraftan Christiania, her türlü ot satışının serbest olduğu, bayraklı ve marşlı kendince bağımsız bir devlet.

Basitçe anlatmak gerekirse Christiania, topluma ayak uyduramayan uyuşturucu bağımlılarının da hoş görüldüğü de bir yer. Bu nedenle meydandaki tezgahlarda her türlü ot satılıyor, siz de alabiliyorsunuz. Polis yok, karışan yok.

Sakinlerin arasında  uyuşturucu kullanan ya da bağımlı olan çok fazla insan var. Hatta bu insanlar burada iş güç sahibi de olmuş. Sert uyuşturucular konusunda ise genel bir anlayış oluşmuş ve iğneli mineli olan şeyler hiç hoş karşılanmıyor. İşin kötü tarafı ise şehrin bütün gençlerini tüttürmeye  akın akın buraya geliyor. Christiania ile ilgili tüm detayları Christiania; Hippilerin Ülkesinde Bir Gezi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

-Christiansborg Sarayı (Christiansborg Slot)

Kopenhag gezisinin en tarihi bölümü. Üçüncü Christiansborg Sarayı’nın inşa edildiği yer Kopenhag’ın ilk kurulduğu yer. Şu anda gördüğünüz sarayın altında son 900 yılda iki kale iki de saray inşa edilmiş. İşin ilginç yanı ilk iki kalenin kalıntıları hala sarayın altında ve ziyaret edebiliyorsunuz.

Diğer taraftan Danimarka Parlamentosu ve şehrin en yüksek kulesinin de bu saray da olması,  kraliçenin resmi ziyaretleri burada kabul etmesi ve yemeklerini burada vermesi burayı Kopenhag’da görülmesi gereken yerlerin içerisinde öncelikli hale getiriyor.

Christiansborg Sarayı’nda Bir Gezi

Parlamento 1849 yılından beri sarayda görev yapmaya devam ediyor. Yani altında iki kaleyi içerisinde parlamentoyu barındıran Christiansborg Sarayı ‘nı gezerseniz sarayın altındaki kalıntıları, kraliyet kabul odalarını, sarayın ahır ve mutfağını, şehrin en yüksek noktası olan kuleyi ve pazar günleri parlamentoyu görebilirsiniz. Christiansborg Sarayı ile ilgili tüm detayları Christiansborg Sarayı’nda Bir Gezi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

-Kale (Kastellet)

Burası ise Kopenhag gezisinin özellerinden. Pentagram şeklinde inşa edilen Kastellet, Avrupa’nın hala kullanılan en eski kalesi. Günümüzde bu tarihi bölge silahlı kuvvetlere ait olmakla birlikte geniş çerçevede Kopenhagllılar tarafından da oldukça fazla kullanılıyor.

Bir binbaşı yönetimindeki iç kaledeki binalar askeri kışla ve ofis olarak kullanılırken Kopenhaglılar da 06:00-20:00 arasında surlar üzerinde koşup yürüyorlar. Fotoğrafçılar içinse kalenin muhteşem bir yel değirmeni ile kilisesi var.

Danimarka’nın simgesi ünlü Küçük Deniz Kızı (Den lille Havfrue) da Kastellet’in iç liman tarafında bulunuyor. Kastellet ile ilgili tüm detayları Kastellet, Avrupa’nın Hala kullanılan En Eski Kalesi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

-Kopenhag Devlet Sanat Müzesi (Statens Museum for Kunst)

Sanatı seviyorsanız Kopenhag gezisi kapsamında görmeniz gereken yer Kopenhag Devlet Sanat Müzesi. Kuzey ülkelerindeki sanat anlayışı kabul etmek gerekir ki tarihleri ile beraber yürütülen bir süreç. Geleceğe bırakacakları tarihi sanat anlayışlarıyla birlikte destekliyorlar.

Biz bir tane ünlü ressam ya da heykeltıraşın ismini bile saymazken buralarda sokak aralarında çok yüksek fiyatların konuşulduğu açık artırma yapılan galerileri geziyorsunuz. Mutluluk gibi sanatta bir semte değil tüm ülkeye ait.

Çocuklar ünlü ressamların resimlerini canlı olarak yapabilmek için müzelerden randevu alıyor. Acaba bunlar Dünya’nın en mutlu ülkesi olmakla mı ilgili yoksa sanat açısından doyuma ermiş bir kültürle mi? Belki de her ikisi… Benim Kopenhag Devlet Sanat Müzesini gezme amacım ise kuzey ülkelerindeki sanat anlayışını ve varsa Osmanlı İmparatorluğu ile bağlantılarını yerinde görmekti. Sanırım buldum da…Kopenhag Devlet Sanat Müzesi ile ilgili tüm detayları Kopenhag Devlet Sanat Müzesi Gezisi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

-Nyhavn

Nyhavn; Kopenhag gezisinin en fotojenik yeri. Muhteşem kış fotoğrafları çekerken soğuktan zevk aldığım yer.

Nyhavn yani Türkçesi ile yeni liman; 1600’lü yıllardan kalma rengarenk evleri, muhteşem tarihi bar ve lokantaları, kafeleri, değişik ve modern mimari yapıları ve kanal gezileri ile bugün Kopenhag’ın en çok ziyaret edilen Kongens Nytorv (Kral Meydanı) ile Royal Playhouse arasındaki tarihi bölgesi.

Bölge tarihi olarak bilinse de günümüzde Kraliyet Tiyatrosu (Skuespilhuset) modern yapılarda Nyhavn’da görülmeye başlamış.

Ama yine de günümüzde Nyhavn birçok tarihi ahşap gemiyi de barındırarak yaz kış pitoresk bir görüntü oluşturmaya devam ediyor. Nyhavn ile ilgili tüm detayları  Nyhavn, Kopenhag’ın En Çok Gezilen Yeri başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

-Rosenborg Sarayı (Rosenborg Slot)

Bir Rönesans sarayı olarak kabul edilen Rosenborg Sarayı (Rosenborg Slot) Kopenhag gezisi kapsamındaki en sinematik sahne. Çevresindeki hendeklerin kış soğuğu nedeniyle buz tutması bu sahneyi daha da güzelleştirmiş.  Danimarka tarihinde yer etmiş bir figür olan Christian IV tarafından 400 yıl önce yaptırılmış. Christian IV ikamet ettiği Kopenhag Kalesi’ni hem eski hem de yetersiz bulunca çağa uygun yeni bir saray yaptırmaya karar vermiş.

Sarayın yapımına 1606 yılında başlanmış son haline ise 1633 yılında gelmiş. Kral önce yazlık olarak düşündüğü sarayını öyle sevmiş ki neredeyse ömrünü burada geçirmiş. Gerçekten de sarayda gezerken siz de 400 yıl öncesine dönüp kral ve ailesinin günlük yaşamını gözlemleyebiliyorsunuz.

Osmanlıya karşı yardım talebini reddeden kralın evi Rosenborg Sarayı‘nın en çok dikkat çeken bölümleri ise genel olarak orta çağ filmlerinde gördüğümüz ziyafetlerin verildiği, kral ve kraliçenin tahtlarında oturduğu  Şövalyeler Salonu (Riddersalen) ile içerisinde nesilden nesile geçen kral ve kraliçe taçlarının da olduğu muhteşem hazine dairesi. Sarayı gezince yardım talebinin reddinin gerçek sebebini daha iyi anladım. Yazıyı okuduktan sonra eminim siz de anlayacaksınız. Rosenborg Sarayı ile ilgili tüm detayları Rosenborg Sarayı Gezisi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

Kopenhag Gezisi Kopenhag’da Alışveriş

Danimarka genel olarak pahalı bir ülke. Kopenhag ise her zaman Dünya’nın en pahalı şehirleri arasında toptende bir şehir. Bu nedenle şehrin neresine giderseniz gidin Danimarkalıların çok rahat yaşarken  yabancıların her şeye ekonomik baktığını göreceksiniz. Biz ne yapacağız?

-Ne Alınır?

Danimarka peynir, çikolata, kurabiye, lego vb. ürünleri ile ünlü bir ülke.

Ağırlıklarınızla hareket kısıtlaması yaşamamak için çikolata, parfüm, içki vb. alışverişlerinizi dönüşte Kopenhag Kastrup Havalimanı (GPH) free shopuna bırakın. Ancak illaki ben taşırım diyorsanız Strøget Caddesi’ne gidin.

Gelelim havaalanında bulamayacağınız ürünlere…Danimarka peynirleri ile ünlü bir ülke. Halkın arasına karışıp marketlere girip dönüş öncesinde indirime girmiş peynirlerden alabilirsiniz. Döndüğünüzde aldığınız peynir ürünlerinin Türkiye’de satılan Danimarka ya da yabancı peynirlerine göre % 50 daha ucuz olduğunu hatta bizim ambalajlı peynirlerimizle aynı fiyata geldiğini göreceksiniz.

Yine çocuğunuz çok istiyorsa Strøget Caddesi’ndeki Legoland’a uğrayıp Türkiye’de satılan Lego Oyuncaklarına göre % 50 daha ucuz oyuncaklar alabilirsiniz.

Parfüm olayına ise özel olarak değinmek istiyorum. GPH free shop mağazalarında elden çıkarılmak istenen indirime girmiş ünlü markaların ürünleri satılıyor. Örnek olarak eşiniz , oğlunuz ve kendiniz için alacağınız Calvin Klein One, Davidoff Cool Water ve Calvin Klein Eternity setinin yaklaşık Türkiye fiyatı 700 TL iken freeshoptan 450 TL (2018) gibi bir fiyata alabilirsiniz.

Kopenhag Gezisi Kopenhag’da Ne Yenir? Nerede Yenir?

Kopenhag gezisi kapsamında aklınızda sadece gezdiğiniz gördüğünüz yerler değil aldığınız tatlar da aklınızda kalsın istiyorsunuz ancak bu şehir için bunu söylemek hayli zor. Her şey çok ama çok pahalı ayrıca yemek kültürleri hayli zayıf. Öyle ki hamburgeri bile A la Karte olarak gören bir anlayış ile karşı karşıyasınız.

Yine de Kopenhag’da sınırlı da olsa üst, orta ve alt seviyede yemek yeme ve yeni tatlar deneyimleme imkanım oldu. Kopenhag’da Ne Yenir? Nerede Yenir? kapsamındaki tüm deneyimlerimi detaylı olarak  Kopenhag’da Ne Yenir ? Nerede Yenir ? başlıklı yazımda bulabilirsiniz.

Kopenhag Gezisi Kopenhag’da Nerede Kalınır?

Kopenhag gezisi kapsamında şehir çok pahalı olduğu için nerede kalacağınız önemli. Otellerde kalmak da bir hayli zor. Gezimi uygun hale getirmek maksadıyla burada Danhostel’i tercih ettim.

Bu konuya da bir açıklık getirmekte fayda var. Hosteller her zaman gezginlerin tercihidir. Kısa ama daha uygun fiyatlarla gezmek için idealdir. 6 kişilik size verilen kartla girebildiğiniz karma bir odada kaldım. Odadaki tek erkek bendim. Bütün dünyadan insanlar vardı. Her hangi bir sorun da çıkmadı. Zaten son derece modern bir hostel idi. Normal şartlarda en az 4 yıldızlı bir otel olmayı hak etse de bu gibi yerlerde böyle hostellerin de olması gerçekten çok güzel.

Wi-fi ve kahvaltı dahil 2 gece için 303 TL (2018) ödedim. Ancak şunu da belirtmeliyim. Hostelleri iş adamları ve aileler bile kullanıyor. Okullar ise gezileri için özellikle hostelleri tercih ediyor. Koca bir grup İngiltere’den okul olarak gelip kaldılar. Yatılı okullarda okuyanlar bilirler olayın yatakhane de kalmaktan pek bir farkı yok. Özelliklere kuzey ülkelerinde hostellerde gönül rahatlığı ile kalabilirsiniz.

Değerlendirme

Kopenhag, sanat ve kültüre son derece önem verilen tasarımsal birikimin modernizm alt yapısında mimarilere aktarılabildiği bir şehir. 1000 yıllık kraliyet tarihi ise cabası.

Kopenhag’ın en negatif tarafı çok pahalı olması. Diğer taraftan çok fazla gezilecek yer var. Bu nedenle Copenhagen Card ile bir nebze olsun maliyet etkinlik sağlamak mümkün. Gezginseniz hostelde kalmaktan da sakın çekinmeyin son derece modernler ve güzel vakit geçirebiliyorsunuz. Soğuk ise kesinlikle size engel değil. Onlar alışık siz de alışabilirsiniz.

Foto sever arkadaşlarıma gelince fotoğrafları görüyorsunuz. Değerlendirme sizin. Sonuç olarak tam bir Kopenhag gezisi için en az 3 güne ihtiyacınız var. Şehir dışı turu yapacaksanız ilave bir gün daha koyun.

Kopenhag ile ilgili diğer yazılarımız için Kopenhag Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.