Kastellet, Avrupa’nın Hala kullanılan En Eski Kalesi

Pentagram şeklinde inşa edilen Kastellet, Avrupa’nın hala kullanılan en eski kalesi. Günümüzde bu tarihi bölge silahlı kuvvetlere ait olmakla birlikte geniş çerçevede Kopenhaglılar tarafından da hem gezi hem de spor amaçlı olarak oldukça fazla kullanılıyor.

Bir binbaşı yönetimindeki iç kaledeki binalar askeri kışla ve ofis olarak kullanılırken Kopenhaglılar da 06:00-20:00 arasında surlar üzerinde koşup yürüyorlar. Kopenhag gezisi yapan fotoğrafçılar içinse kalenin bünyesinde muhteşem bir yel değirmeni ile kilisesi var.

Danimarka’nın simgesi ünlü küçük deniz kızı da çok yakında Kastellet’in iç liman tarafında bulunuyor.

Kastellet Gezisi

Kastellet’e Ulaşım

-Otobüsler

1A numaralı otobüsler ile kaleye ulaşabilirsiniz.

Kastellet’in Tarihi

Büyük şehir tasarımcısı ve aynı zaman da Danimarka Kralı olan Christian IV Kopenhag’ın denizden gelecek saldırılara karşı daha iyi bir tahkim edilmesi maksadıyla bölgede bir kale inşa fikrinin babasıdır.

1626 yılında çalışmaları başlatmış, bir garnizon inşa etmiş ancak parasal sorunlar nedeniyle bunu bitirmeye ömrü yetmemiştir. Bugün İç Kale’deki surlar onun zamanında yaptırılmıştır.

Kral 1648 tarihinde ölünce oğlu Frederik III  planı yürütmeye devam etmiş.  1658-1660 tarihleri arasındaki İsveç saldırısından sonra çalışmalar hızlandırılmış ve 1664 tarihinde inşaat bitmiş .Devamlı geliştirilen kale en son 1807 yılında İngiltere Donanması’nın Kopenhag’a saldırısında savunma amaçlı kullanılmış.

Kastellette Gezilecek Yerler

Bu çalışmaya doğru planlama yapabilmeniz için  Kastellet’in hemen etrafındaki  gezilip görülecek yerler de eklenmiştir.

-Küçük Deniz Kızı (Den lille Havfrue)

105 yaşında ama hala çok güzel olan Küçük Deniz Kızı Heykeli (Den lille Havfrue) yürüme mesafesinde Kastellet’in hemen iç liman tarafında bulunuyor.

Ancak, Kopenhag’ın simgesini gerçekten görebilmek ve beraber ya da tek güzel fotoğraflar çekebilmek istiyorsanız saat 0800-0900 arasında orada olun yoksa sayısı belirsiz otobüslerle gelen Japonlara yem olursunuz.

-Churchill Parkı (Churchill Park)

Kastellet’in güney tarafında yer alan park tam bir ördek çiftliğini andırıyor.

2 hektar alana kurulu parka 1965 yılında Winston Churchill’i ve 2. Dünya Savaşı sırasında Danimarka’nın kurtuluşuna olan İngiliz katkısını anmak için şimdiki adı verilmiş.

Parktaki donmuş gölün üzerinde yürüyen ördeklerin karınlarını doyurmak için suya giriş hasreti gerçekten görülmeye değerdi.

Danimarka’ya ilk büyük Britanya toplumu 16. yüzyılın başlarında gelmiş ve gelişmiş. Hatta 1850’li yıllarda Øresund trafiği büyük oranda İngiliz gemilerine aitmiş. İngiliz cemaatinin ihtiyacını gidermek için bir kilise yapılması ihtiyacı doğmuş ve İngiliz Kilisesi olarak da bilinen Aziz Alban Kilisesi (St. Alban Church) 1887 tarihinde inşa edilmiş. Açılışına Galler Prensi ve Prensesi, Kral Christian IX ve Çar Alexander III’de katılmış.

Aziz Alban Kilisesi (St. Alban Church) doğal olarak bir Anglikan kilisesi. Mimari yapısı da İngiliz. Mevcut görünümünü ise çakmak taşından alıyor. Donmuş gölet ile kilisenin renklerinin bütünleşmesi gerçekten harika.

Aziz Alban Kilisesi’nin hemen ön tarafında yer alan Gefion Çeşmesi (Gefionspringvandet) şehrin en büyük abidelerinden biri. 1908 yılında Anders Bundgaard tarafından yapılan çeşmenin başında yer alan 4 boğalı kadın heykeli pagan tanrıçaları Gefion’u temsil ediyor. 

Efsaneye göre, tanrıça 4 oğlunu boğaya çevirmiş ve onları topraklarını sürmek için kullanmış. Sürdüğü topraklar kendisine İsveç Kralı Gylfe tarafından verilmiş ve nihayetinde ortaya Zealand Adası ortaya çıkmış.

Anıt, 2. Dünya Savaşı’nda ölen Danimarkalı ve müttefik askerlerini anmak üzere 1957 yılında yapılmış. Müttefik Kuvvetlerdeki İngiliz üniformalı bir askeri tasvir ediyor.

-Kastellet

Kastellet’in iki girişi var. Birincisi kalkan kapılı kral kapısı (Kongeporten), ikincisi ise diğer taraftaki herkesin kullandığı Norveç Kapısı (Norgesporten).

Bu kapıların dışında kalenin çevresi hendeklerle kaplı oluğu için giriş çıkış imkanı yok.

Günümüzde bu tarihi bölge silahlı kuvvetlere ait. Kaledeki askeri kışla ve ofisler hala etkin bir şekilde kullanılıyor. Halk ise spor yapmak üzere günün her saati hayran olunacak şekilde bölgeyi kullanıyor.

Kalenin içerisinde bulunan değirmen 1847’de inşa edilmiş ve Danimarka’daki türünün tek örneği. Toplar 1766-1769 döneminde Danimarka’da dökülmüş.

Değirmen 1908’e kadar bir fiil ekmek yapımı için gereken unu sağlamış. Şimdi ise muhteşem bir sahne sunuyor.

-Langelinie Promenade

Kastellet gezisini tamamladıktan sonra sahilden Amalienborg Sarayı‘na doğru yürüyorum.

Niyetim çok yakında bulunan tasarım müzesini de görmek.

İç liman bölgesinde deniz kısmen donmuş durumda.

Karşı sahilde Holmen Adası’nda Danimarka Donanması’na ait gemiler duruyor.

-Danimarka Tasarım Müzesi (Designmuseum Danmark)

Orta çağdan günümüze kadar dekoratif sanat, el sanatları ve endüstriyel tasarımlar sunuyor. Müze, İskandinavya’nın en büyük tasarım kütüphanesi. 1900-2000 yılları arası Danimarka’da yapılan tüm mobilyaları görebilirsiniz. Müze 10:00-16:00 saatleri arasında açık. 25 yaş altı ücretsiz. 25 yaş üstü ise 75 TL (2018).

Müzede Danimarka’ya ait tasarım ürünleri de sergileniyor.

Özellikle bisiklet konusunda çok ileri düzeydeler. 

Bisikletleri ihtiyaç ve hava şartlarına uygun ve özgün olarak tasarlıyorlar. 

Tasarım kalemleri ise sadece ev araç ve gereçleri üzerine değil her türlü ihtiyaç üzerine kurulu.

Değerlendirme

Kopenhag’ın en çok ziyaret edilen bölgelerinden biri olan Kastellet, Avrupa’nın hala kullanılan en eski kalesi. Fotoğrafçılar içinse kalenin muhteşem bir yel değirmeni ile kilisesi var. Danimarka’nın simgesi ünlü  Küçük Deniz Kızı (Den lille Havfrue) da Kastellet’in iç liman tarafında bulunuyor. Bu bölge için küçük deniz kızını da düşünerek sabahtan başlayarak yarım gün ayırmanızın uygun olacağını değerlendiriyorum.

Kopenhag ile ilgili diğer yazılarımız için Kopenhag Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.