Nyhavn, Kopenhag’ın En Çok Gezilen Yeri

Nyhavn, Kopenhag‘ın En Çok Gezilen Yeri. Türkçesi ile yeni liman; 1600’lü yıllardan kalma rengarenk evleri, muhteşem tarihi bar ve lokantaları, kafeleri, değişik ve modern mimari yapıları ve kanal gezileri ile bugün Kongens Nytorv (Kral Meydanı) ile Royal Playhouse arasındaki tarihi bölgesi.

Günümüzde Nyhavn birçok tarihi ahşap gemiyi de barındırırken yaz ya da kış pitoresk bir görüntü oluşturmaya devam ediyor.

Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen de Nyhavn’da 18 yıl yaşamış. Bu haliyle Nyhavn, bir şehir müzesi olmayı hak ediyor.

Günümüzde ise gördüğünüz evlerin bir çoğunun sahiplerinin Danimarka’nın tanınmış artistleri olduğu söyleniyor.

Nyhavn Gezisi

Öncelikle buraya gelmek çok basit. Tek yapacağınız Kongens Nytorv Metro İstasyonu’nda inmek. Eğer çok eşyanız yoksa havaalanından direkt gelip gezinize buradan başlayabilirsiniz.

-Metro İstasyonu

Christianshavn

-Otobüsler

Bredgade (1A, 26) Toldbodgade Son Durak (66)

-Botlar

Kanal ulaşımı yapan botlar buraya da uğruyor. Tiyatro tarafına giderseniz göreceksiniz. Bu botlar varsa Copehagen Card ile ücretsiz.

Nyhavn’ın Tarihi

Nyhavn, Kral Christian V tarafından 1670-1673 tarihleri arasında inşa ettirilmiş. Kazı çalışmalarında 1658-1660 yılları arasındaki Danimarka-İsveç Savaşı’nda esir alınan askerler kullanılmış. İnşaat bittikten sonra gemilerin kargo taşımacılığı ve balıkçıların av elleçlemesi burada yapılmaya başlanmış.

Normalde gördüğünüz kanal zamanında oldukça kalabalık ve işlek bir yermiş. Buraya Dünya’nın her tarafından yüklü gemiler gelirmiş. Sanatçıların evleri hep buradaymış. Hans Christian Andersen ise 18, 20 ve 67 numaralı evlerde 18 yıl geçirmiş. 1900’lü yıllardan itibaren gemiler büyümeye başlayınca liman sadece küçük gemilerin kullandı bir yer olmuş.

1950’li yıllardan sonra ise tamamen terk edilmiş. 1980’den itibaren yürütülen yayalaştırma ve turizme kazandırma faaliyetleri ile Dünyaca meşhur olmuş. Günümüzde de kanal birçok tarihi ahşap gemiyi barındırmaya devam ediyor. 9 numaralı ev 1681 tarihinde yapılmış ve limanın en eski evi. Yapıldığı günden beri orijinal olarak kaldığını söylüyorlar.

Nyhavn’da Gezilecek Yerler

Kışın yaptığım gezi ile bilinenin aksine sadece tarihi olarak görülmesi gereken yerleri değil modern ve sanatsal görülmesi gereken yerleri de ortaya koymaya çalıştım.

-Müze Gemiler

1895 yılında Odense’de inşa edilen XVII Gedser Rev Lightvessel eskiden seyyar deniz feneri olarak kullanılan bir gemi. İkiz buharlı motorları var.

1940 yılında Alman işgali kuvvetleri gemiye el koymuş. Soğuk savaş yıllarında ve Berlin Duvarı’nın inşasından sonrada Doğu Almanya’dan Danimarka’ya denizden kaçmaya çalışan birçok Almanı kurtarmış. 1972’ye kadar hizmet dışına ayrılmış. Şu anda ulusal müzeye ait ve müze olarak kullanılıyor. Yaz döneminde 11:00-15:00 saatleri arasında müze gemiyi gezebilirsiniz.

1920 yılında inşa edilen MA-RI daha çok kaçak mal gemisi olarak kullanılmış. Yakalanınca da el koyulup açık artırma ile satılmış. Daha sonra hem bir balıkçı gemisi olarak hem de Polonya ve Bornholm Adası arasında bir feribot olarak çalışmış. Bence limana renkleri ile en çok uyum sağlayan tekne.

-Anıt Çıpa (Mindeankeret)

Savaş sırasında hayatını feda eden deniz kuvvetleri, ticari filo veya müttefik kuvvetler için hizmet veren 1700’den fazla Danimarkalı subay ve denizciye hürmeten koyulmuş bir anıt çıpaymış.

1872 yılında hizmetten ayrılan Fyn Fırkateyni’ne aitmiş. Kışın yok ancak yazın kanal turları buradan kalkıyor.  Ancak, buradan binerseniz yanınızda Copenhagen Card olsa da ekstra ücret ödeyeceksiniz.

-Kraliyet Tiyatrosu (Skuespilhuset)

Lundgaard & Tranberg tarafından tasarlanan ve 2008 yılında inşa edilen kraliyet tiyatrosu mimari olarak RIBA Avrupa Ödülü’nü almış.

Su üzerinde projelendirilen binanın yaklaşık % 40’ı sahilin üzerinde bulunuyor. Proje için önce kahverengi bir tuğla inşa edilmiş. Meşe yürüyüş yolları ile de bina sanki yüzüyormuş hissi yaratılmış.

-İç Liman Köprüsü (Inderhavnsbroen)

Studio Bednarski tarafından tasarlanan ve 2016 yılında inşa edilen köprü Nyhavn ile Christiania’yı birbirine bağlıyor. 180 m  uzunluğundaki köprüye bisiklet köprüsü demek yanlış olmaz. İnanılmaz bir bisiklet trafiği var. Ancak, burası şehirde en çok bisiklet kazasının da olduğu yer olarak kabul ediliyor. Çünkü köprüdeki 45 derecelik keskin dönüşler hızlı bisiklet kullananların kayıp düşmesine yol açıyor.

Bir ara bunu düzeltmek için köprüyü kapatmayı bile düşünmüşler. Günlük 3.000-7.000 geçiş beklerken bisikletler nedeniyle bugün bu rakam 16.000 civarında. Özellikle geceleri değişik tasarımıyla hem kendisinin hem de iç liman ve etrafındaki binaların fotoğraflarını çekmek için çok ideal bir yer. Ancak burada bisikletleri çok hızlı kullanılıyor aman dikkat.

-Nyhavn Köprüsü (Nyhavnsbroen)

Bölgenin en eski köprüsü olan Nyhavnsbroen 1912 yılında yapılmış ve halen kullanılıyor.

Köprünün bir diğer özelliği de aynı zamanda aşıkların kilitleri ile süslediği bir köprü olması. 

-Ofeliaplads (Ofelia Meydanı)

Ofelia Plads yeni yapılmış bir platform. Kopenhag belediyesi sakinler için caz, pop vb. müzik dinleyip dans edebilecekleri yaşam, oyun ve kahkaha için yeni bir alan yaratmak istemiş. İç limana bakan bir cephede ve denizin üzerindesiniz. 

Gördüğünüz tasarımın adı The Wave. 2017 yılında açılmış. Soğuk kış günlerinin ışığı. 80 metre uzunluğunda ve 4 metre yüksekliğinde parlayan ve ses çıkaran kapılardan oluşuyor. Kapılar içeride birisi yürüdüğü zaman bunu sese yani müziğe çeviriyor.

Dalganın içerisinde gezmek size kutsal bir yerde geziyormuşsunuz hissi veriyor.  Opera binasının görüntüsü ile birlikte çok güzel bir sahne ortaya çıkıyor.

-Kopenhag Opera Binası (Operaen)

Henning Larsen tarafından tasarlanan ve 2005 yılında inşa edilen 41.000 m² alana sahip 1700 kişilik opera binası Danimarka’nın ulusal opera binası. 14 katlı devasa bina Dünya’nın en modern opera evleri arasında yerini almış.

İnşaatın 500 milyon $’a mal olmuş. 2008 yılında ‘ IABSE ‘ üstün yapı ödülünü almış. Holmen Adası’nda yer alan opera Amalienborg Sarayı’nın hemen karşısında yer alıyor.

 

Değerlendirme

Nyhavn; 1600’lü yıllardan kalma rengarenk evleri, muhteşem tarihi bar ve lokantaları, kafeleri, değişik ve modern mimari yapıları ve kanal gezileri ile bugün Kopenhag’ın en çok ziyaret bölgesi olmayı hak ediyor.

Bu nedenle burayı şehri gezmekten arta kalacak tüm zamanlarınızı geçirebileceğiniz yer olarak değerlendiriyorum.

Kopenhag ile ilgili diğer yazılarımız için Kopenhag Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.