Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Kışın Gent Gezisi

Sint-Michielsbrug

Yazı Dizisi : Belçika Gezi Rehberi
Daha Fazla Yazı

Yazar : Serhat ÇELEBİOĞLU

Gezginler için Kışın Gent Gezisi yapmak bir başka güzel oluyor. En soğuk mevsimin ne kadar sıcak olabileceği görmek istiyorsanız Gent doğru adres.

Gent için “Orta Çağ Manhattan’ı” deniyor. Çünkü o dönemde Avrupa’nın 2. büyük şehriymiş ve aşağıda anlattığımız kuleler Avrupa’nın en yüksekleri imiş. Bu nedenle bugün burada UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan 3 kule anıt bulunuyor. Tabii ki 2 Dünya Savaşı’nın da şehre uğramaması açık ki bu konuda önemli bir etken.

Poeljemarkt

Şehir, Dünya’da Mistik Kuzu Sunağı, Kontlar Kayası ve Gent Şenlikleri ile ünlü. Yani hem Orta Çağ’ın hâlâ çok somut olduğu, ancak aynı zamanda zamanının ötesinde bir şehirden bahsediyoruz.

Gent Şenlikleri, önemli bir festival ve her yıl 765.000 m²’lik festival alanıyla 1.300.000 ziyaretçi çekiyor. Yine her yıl dünyanın dört bir yanından 170.000 ziyaretçi, Van Eyck kardeşlerin tablosu Mistik Kuzu’yu görmeye geliyor. Halen okumakta olan 75000 çalışkan yabancı üniversite öğrencisini de unutmamak lazım.

Bu nedenle şehrin karmaşık ama bir o kadar da çekici kültürünü ve büyüleyici mirasını keşfedebilir, en lezzetli yemekleri deneyebilir ve gece hayatının tadını çıkarabilirsiniz.

Sint-Baafsplein

Aralık ayında şehir merkezi hoş bir atmosfere bürünüyor ve yapılacak birçok eğlenceli aktivite var. Noel 
pazarı, lezzetli yiyecek ve içeceklerinin yanı sıra dönme dolap veya buz pateni pistiyle şehir gerçekten canlanıyor. 

Noel dönemine denk gelmiş olması da gezimizi daha bir güzel ve canlı hale getirdi. Söz konusu döneminde bu şehirde olmak gerçekten çok etkileyici. Belki de bir masalın içerisinde olmak gibi. Hava gerçekten soğuk ama sokaklar da bir o kadar canlı.

Gent Gezisi

Gezginler için yazımın bundan sonraki bölümlerinde şehir ile ilgili işinize yarayacak detaylı bilgiler vereceğim.

Kışın Gent Gezisi

Gent’e Ulaşım

Brüksel, Kuzeybatı Avrupa’da, Londra, Paris, Amsterdam üçgeninin kalbinde merkezi bir konuma sahip. Her gün Paris, Lille, Londra, Amsterdam ve Köln’e tren seferleri yapılıyor. Gent ile de çok sık aralıklı bir tren bağlantısı var. Bu nedenle Gent hem hızlı hem de rahat ulaşılabilen bir şehir. Şehrin ana ulaşım noktası Gent St Pieters Tren İstasyonu (BATI). Şehrin diğer tren istasyonu Gent Dampoort Tren İstasyonu (KUZEY). Biz tüm şehri görmek için Gent Dampoort Tren İstasyonu’nda inip şehri gezdikten sonra Gent St Pieters Tren İstasyonu’ndan geri döndük.

-Brüksel’den Ulaşım

Brüksel ya da Brüksel Zaventem Havaalanı arabayla bir saatten kısa mesafede. Şehre vardığınızda, aracınızı şehrin kenarında ücretsiz park edebilir veya ücretli otoparklardan birini kullanabilirsiniz. Ücretli otoparkı tercih ederseniz, şehir merkezine giden yollardaki elektronik tabelalar sizi farklı otoparklara yönlendirecektir.

Havaalanından servis otobüsü de Gent’e ulaşmanın kolay bir yoludur. Brüksel Zaventem Havaalanı ile Gent-Sint-Pieters Tren İstasyonu arasında günde yaklaşık 10 kez gidiş-dönüş sefer yapılıyor.

Arabanız yoksa;

Bruxelles-Central Tren Garı’ndan Gent St Pieters Tren İstasyonu’na 15-20 dakika da bir kalkan trenlerle kişi başı 11.2 € karşılığında 36 dakikada ulaşmanız mümkün. Ayrıca Brüksel Zaventem Havaalanı’ndan bu tren istasyonuna direkt seferler de mevcut. Değişken fiyat ve zaman planlaması için tıklayınız.

Belçika’ya Avrupa hızlı tren ağı üzerinden seyahat ediyorsanız, Bruxelles-Midi, Anvers veya Lille (Fransa) istasyonlarından Gent’e giden bir trene aktarma yapabilirsiniz.

Değişken fiyat ve zaman planlaması için tıklayınız.

-Weekend Ticket ve Youth Ticket

Belçika’da tren yollarında gezginler için 2 güzel uygulama sizi bekliyor.

Leuven Bilet Otomatı

Otomatlardan ya da SNCB sitesine girip telefon uygulamasından Weekend Ticket alırsanız hafta sonu olmak şartı ile geri dönüşler için ücret alınmıyor. Örneğin Gent St Pieters Tren İstasyonu’na Leuven’den gelmek ve dönmek için hafta içi kişi başı 10,6 € ödüyorsunuz. Aynı yolculuğu hafta içi standart bilet ile yaparsanız tek yönde 15,1 € ödersiniz. Yani Belçika’da trenle (Belçika sınıra yakın sınır ötesi şehirler dahil) nereye giderseniz gidin hafta sonu gidin.

Diğer bir uygulama ise Youth Ticket. 26 yaşına kadar geçerli. Bu bilete ise standart ücretin yarısı kadar bir ücret ödeniyor. Yaşınız uygunsa ve hafta sonu ise gerçekten harika…

-Şehir İçi Ulaşım

De Lijn mağazasından bir CityCard satın alabilirsiniz. Bu kart, en önemli turistik yerlere, müzelere ve anıtlara 2 gün boyunca ücretsiz giriş imkanı sunuyor. Ayrıca, Gent’teki toplu taşıma araçlarını herhangi bir kısıtlama olmaksızın ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Bu kart, şehri tamamen zahmetsizce bir hafta sonu boyunca keşfetmenin harika bir yolu.

Başlangıç ​​noktanız Gent-Sint-Pieters Tren İstasyonu ise buradan şehre kolayca ulaşabilirsiniz. Tramvay, otobüs veya taksiye binebilirsiniz. Bisiklet kiralayabilirsiniz. Çanta veya bavul taşımak istemiyorsanız bunları Gent-Sint-Pieters Bagaj Emanetine bırakabilirsiniz.

Sanat Bölgesi (S.M.A.K., Güzel Sanatlar Müzesi ve Gent Şehir Müzesi) sadece 10 dakikalık yürüme mesafesinde. Yeşil tabelaları izlerseniz şehir merkezine yürüyerek gitmek yaklaşık 20 dakika sürüyor.

34, 55, 70, 71, 76, 77 veya 78 Numaralı Otobüslere binerek Sanat Bölgesi’ne (Heuvelpoort Durağı) veya 1 ve 3 Numaralı Tramvaylarla (Kouter Durağı) şehir merkezine kısa sürede ulaşabilirsiniz.

Taksi tutmayı tercih ederseniz, otobüs terminalinin altında (tren istasyonunun solunda, -1. katta) bir taksi bulabilirsiniz. Şehrin merkezine arabayla 10 dakikada ulaşabilirsiniz.

Taksi açılış 10 €, km başına fiyat: 2,60 €, saatlik bekleme ücreti 46 € ve gece ücreti: 3 € (22:00 – 06:00). İstasyon-Brüksel Zaventem Havaalanı 120 € tutuyor. Perşembe, Cuma ve Cumartesi akşamları, Gent Şenlikleri süresince ve Yılbaşı Gecesi saat 19:00’dan itibaren bu fiyatlar % 10-20 daha fazla oluyor.

Şehir bisikletçileri, bisikletçiler de şehri seviyor. Gent her yıl 11.500 şehir bisikleti kiralıyor. Tren istasyonunun arkasındaki De Fiets Büyükelçiliği’nden bisiklet kiralayıp şehri keşfedebilirsiniz. CityCard Gent’iniz varsa, ücretsiz bir bisiklet alabilirsiniz (bir günlük standart şehir bisikleti).

Gent-Dampoort Tren İstasyonu

Başlangıç ​​noktanız Gent-Dampoort Tren İstasyonu ise şehir merkezine bisikletle, toplu taşıma araçlarıyla veya yürüyerek hızlı ve kolay bir şekilde ulaşılabilirsiniz.

Ayrıca Flixbus ve Flibco gibi uluslararası otobüs şirketleri de sık sık bu tren istasyonuna uğruyor. Gent-Dampoort Tren İstasyonu’nda bagaj emanet hizmeti ve bisiklet kiralama hizmeti var.

Tramvay veya otobüse binmenize gerek yok çünkü tarihi merkez yürüyerek sadece 15 dakika, bisikletle ise 5 dakika uzaklıkta. Biz de bu istasyonda inip yürümeyi tercih ettik.

Gent Tarihi

Gent’in tarihi, 630 yılında Aziz Amandus’un Lys ve Scheldt Nehirlerinin birleştiği yeri bir manastır inşa etmek için seçmesiyle başlıyor.

Sint-Baafsplein

1000 yılından 1550 civarına kadar Gent, Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biriymiş. Mesela Londra’dan daha büyükmüş ve Paris’ten sonra Avrupa’da ikinci sıradaymış.

14. yüzyıldaki 60.000 kişilik gerçekten asi ama bir o kadar da kazandıkları ayrıcalık ve özgürlüklere sıkı sıkıya bağlı bir nüfusu varmış.

1302’deki Altın Mahmuzlar Muharebesi’ne kadar şehir, bir dizi zengin tüccar ailesi tarafından yönetiliyormuş. Çoğunlukla Flanders Kontu’na karşı Fransız kralının tarafını tuttukları için, halk onlara Fransız armasındaki zambak sembolünden türetilen “Leliaerts” lakabını takmış.

Sint-Niklaaskerk

14. yüzyılda esnaf ve loncalar daha fazla siyasi güç kazandıkça, Gent de daha demokratik bir yönetime kavuşmuş.

İngiltere, hayati önem taşıyan tekstil endüstrisi için hammadde ithalatını engellediği için, Gent, Yüz Yıl Savaşları sırasında (1338-1345) İngiltere’nin tarafını tutmak zorunda kalmış.

Zengin bir kumaş tüccarı olan Jacob van Artevelde, Fransız kralının vasalı Kont Louis de Nevers’a karşı ayaklanmaya önderlik edince 1345 yılında kendi vatandaşları tarafından öldürülmüş ama yine de Gent, İngiltere ile bağlarını koparıp Fransa kralıyla kucaklaşmak zorunda kalmış.

Gravensteen

1407 yılında, eyaletin en yüksek yargı organı olan Flandre Konseyi’nin merkezi Bruges’den Kontlar Kalesi’ne taşınmış. O zamandan beri resmi dil Felemenkçe olmuş.

Gent halkı yüzyıllar boyunca dik başlı olma ününe sadık kalmış. Hatta kendi çocuk prensleri İmparator V. Charles’a bile isyan etmişler. Bunun sonucunda da bir zamanlar güçlü olan şehir devleti, hem gerçek hem de mecazi anlamda dizlerinin üzerine çökmüş. Ekonomik durum kötüleşmiş. Şehrin denizle bağlantısı kesilmiş ve nüfusu yarı yarıya azalmış.

Gravensteen

Ekonomik canlanma ancak 18. yüzyılın 2. yarısında gerçekleşmiş. 1816 yılında, Hollanda yönetimi altında Gent kendi üniversitesini kurmuş. Üniversitenin kurucusu Hollanda Kralı I. William’ın anısına, Reep’te bir heykeli açılmış. 10 yıl sonra şehir, Gent-Terneuzen Kanalı sayesinde tekrar bir liman kenti haline gelmiş.

Ancak isyankarlık devam etmiş. Belçika’nın bağımsızlık mücadelesi sırasında birçok kişi Hollanda Orange Hanedanı’na sadık kalmış. Gent daha sonra kıtanın ilk büyük sanayi merkezi haline gelmiş. Sonuç olarak, sosyalist hareket ve ilk sendika dernekleri de burada ortaya çıkmış.

Gent Gezisi

I. ve II. Dünya Savaşı sırasında bombalardan çok az hasar aldığı için Gent’in tarihi mirası günümüze kadar büyük ölçüde bozulmadan kalmış.

Gent Gezilecek Yerler

Gent’i keşfetmenin en iyi yolu şüphesiz yürümek. Tarihi şehir merkezi kompakt ve küçük ölçekli. Yani yürüyerek hiçbir şeyi kaçırmazsınız.

– Portus Ganda

Portus Ganda, bugün Gent’in yat bağlama noktalarından biri. Leie Nehri’nin eski su yollarındaki bir kavşakta bulunan bu liman, tekneyle gezenler için 2005 yılında açılmış.

Pek turist çekmeyen bir mahalle olan Portus Ganda için Gent’in öğrenci mahallesi demek de mümkün. Diğer taraftan geceleri fotoğrafçılar için harika pastoral görüntüler de veriyor.

Portus Ganda

Tarihi olarak da buranın önemi büyük çünkü şehrin ilk yerleşimi burada şehrin merkezine 1 km’den daha yakın mesafede başlamış. Bugün ise köprüler, parklar, şirin kaldırım kafeleri ve harika bir şekilde restore edilmiş art deco tarzı yüzme havuzu ile tekrar eski ihtişamına kavuşmuş hareketli bir sahil bölgesine dönüştürülmüş.

Kızıl çıplak bir kız, Van Eyck yüzme havuzunun yakınındaki suda, ahşap bir yapının üzerinde oturuyor. Yerliler ona “Gent Lorelei” lakabını takmış. Kulaklıklı kızlar, bir gece küçük bir tekne kullanarak heykeli ahşap iskeleye yerleştiren heykeltıraş Johan Meirlaen’in bir eseri.

-Aziz James Kilisesi (Sint-Jacobskerk)

11. yüzyılda bu alanda Aziz James’e adanmış ahşap bir kilise varmış. Bir asır sonra, buraya Romanesk bir kilise inşa edilmiş. Sonraki yüzyıllarda çeşitli yenilemeler, yıkımlar ve genişletmeler yapılmış.

Sint-Jacobskerk

Kilise kurulduğu günden bu yana Santiago de Compostela’ya giden yerel halk ve hacılar için bir buluşma noktası olmuş.

Kilisenin ana girişinde, kaldırım taşlarından birinin üzerinde bir deniz tarağı kabuğu göreceksiniz. Deniz tarağı kabuğu, Santiago de Compostela’ya gömülen Havari Yakup’u temsil ediyor ve Santiago de Compostela’ya yapılan hac yolculuğunun başlangıç ​​noktalarını veya aşamalarını gösteriyormuş.

Sint-Jacobskerk

Bugün Aziz James Meydanı ve Trefpunt Kafesi, Gent’te her yıl Temmuz ortasında gerçekleştiren dünyaca ünlü Gent Şenlikleri’nin gerçek merkezi kabul ediliyor.

– Aziz Bavon Katedrali (Sint-Baafskathedraal)

Aziz Bavon Katedrali; ünlü kule sırasının 89 m yüksekliğindeki ilk kulesine sahip. Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği katedral, Gent’in gökyüzüne yükselen en etkileyici sembollerinden biri. Bu katedral, 1.000 yılı aşkın süredir bir Hristiyan ibadethanesi olmuş.

Sint-Baafskathedraal

Tournai ve Noyon piskoposu Transmarus’un, 942 yılında Vaftizci Yahya adına bu alanda bir kiliseyi kutsadığı düşünülüyor. Bunu, 12. yüzyılın ortalarında, ziyaretçilerin duvar resimleriyle süslü mahzende hâlâ görebilecekleri Romanesk bir kilise izlemiş.

Orta Çağ’da Gent, daha büyük ve daha gösterişli kiliselerin inşa edilmesine olanak tanıyan güçlü bir şehir haline gelmiş. Kilisenin inşası 1353 civarında Gotik tarzda başlamış kesintisiz Gotik tarzda genişletme projeleri yürütülmüş, inşaat 89 m yüksekliğindeki kule dahil 1569 yılında tamamlanmış ve bugünkü halini almış.

Sint-Baafsplein

Kilise, Belçika’nın en zengin ve en güçlü dini ve politik merkezlerinden biri iken 1536 yılında Kutsal Roma İmparatoru V. Charles’ın emriyle feshedilmiş. Kilisenin büyük bir kısmı, 1540 yılındaki Gent ayaklanmasının ardından yıkılarak askeri kışlaya dönüştürülmüş.

Gent Piskoposluğu 1559’da kurulduğunda, kilise de Aziz Bavo Katedrali adını almış.

Sint-Baafsplein

1566 yılında Kalvinist ikonoklast grupları katedrale gelip her şeyi yağmalamış ve putperest olarak algıladıkları tüm sanat eserlerini yok etmişler. (Jan van Eyck’in ünlü sunak resmi kurtarılmış.)

Katedralin hazinesinde önemli kutsal emanetler var. Bunların arasında Van Eycks’in Lamb of God adlı eseri ve Vaftizci Yahya’nın başı da bulunuyor. Bu önemli koleksiyon, ülkenin en önemli koleksiyonlarından biri olarak bilinmekte ve bazıları sergilenmekte.

Gent’te şehir merkezinin büyülü silüetine bakmak isterseniz, bahse konu kuleye de mutlaka çıkmalısınız.

Sint-Baafsplein

Diğer taraftan katedralin hemen önünde bulunan Sint-Baafsplein için Gent’in merkezi ve ana meydanı demek mümkün.

Bu merkez meydanda 3 güç temsil ediliyor. Vatandaşlar için görkemli Çan Kulesi, zekâ için görkemli Belediye Tiyatrosu ve kilise için etkileyici Aziz Bavo Katedrali.

NTGent

Buradaki 1897-1899 yılları arasında inşa edilen tiyatro, günümüzde Gent merkezli bir Avrupa şehir tiyatrosu olan NTGent’e ev sahipliği yapıyor.

Noel dönemi süresince bu meydanda çok kapsamlı ve keyifli bir lunapark kuruluyor.

Buraya nasıl ulaşacağınıza gelince;

Gent’e arabayla gidiyorsanız ve katedrali ziyaret etmek istiyorsanız, Vrijdagmarkt, Kouter veya Sint-Michiels’deki yer altı otoparklarına park etmeniz en doğrusu. Bu 3 otopark, Çan Kulesi’ne 5 dakikalık yürüme mesafesinde. 

Otobüs ile kuleye ulaşmak için 10, 11, 12 Numaralı Otobüslere binip Korenmarkt Durağı’nda inmeniz gerekiyor. Tramvay kullanacaksanız T2 Numaralı Tramvay için Korenmarkt veya Duivelsteen Durağı; T1, T3, T4 Numaralı Tramvay için Vogelmarkt Durağı en yakın duraklar.

Sint-Baafskathedraal

Katedrali pazartesi-cumartesi: 08:30-17:30 pazar: 13:00-17:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. 60 dakikalık tur (Artırılmış Gerçeklik + Mistik Kuzu Sunağı) 2 bölümden oluşuyor. 1. bölüm AR’li mahzende, 2. bölüm ise dijital araçlar olmadan katedralin üst kilisesinde geçiyor. Burada gerçek Mistik Kuzu Sunağı’nı ve diğer sanat hazinelerini görebilirsiniz. Yetişkin ücreti 16 €. 12 yaş altı 8 €.

Adres: Sint-Baafsplein 9000 Gent Belgium Tel: 00 32 9 397 15 00 

-Gent Çan Kulesi (Het Belfort van Gent)

Gent Çan Kulesi; Aziz Bavo Katedrali ve Aziz Nikolaos Kilisesi arasında yer alan ünlü kule sırasının orta kulesi. 91 m yüksekliği ile ülkenin de en uzun kulesi.

Yerlilere göre kule, şehrin refahının ve bağımsızlığının simgesi. Aynı zamanda Gent’in Koruyucu Meleği ve Hazine Bekçisi olarak da görülüyor. Bu konuyu açalım.

Het Belfort van Gent

Çan kulesinin inşası muhtemelen 1313 yılından önce başlamış.1323 yılına gelindiğinde, planlanan 6 kattan 4’ü tamamlanmış. 1377 ile 1380 yılları arasında geçici bir ahşap kule tacı dikilmiş. Bu dönemde buraya yerleştirilen ilk ejderha neredeyse 500 yıl boyunca şehri gözetlemiş.

Söz konusu ejderha efsaneye göre sadece şehri gözetmekle kalmıyor, aynı zamanda kuledeki hazineye de bekçilik yapıyormuş. Çünkü 1402 yılından itibaren şehrin hazineleri, kuledeki bir gizli odada saklanıyormuş.

Het Belfort van Gent

Özellikle yangın, Gent’te en büyük tehlikeyi oluşturuyormuş. 1442 yılına kadar Aziz Nikolaos Kilisesi ilk şehir gözetleme kulesi olarak hizmet vermiş. 1442 yılından sonra buradaki kule bekçileri, çan çalanlarla birlikte tamamlanan ahşap çan kulesine taşınmış. Bu bekçiler 1869 yılına kadar görev yapmış.

Devamlı restorasyon gerektiren birkaç ahşap kuleden sonra, çan kulesine 1851 yılında neo-Gotik tarzda ilk dökme demir kule eklenmiş ve 500 yıllık efsanevi ejderha da bu vesile ile değiştirilmiş. Yangın bekçilerinin görevlerine de 1869 yılında son verilmiş.

Het Belfort van Gent

1913 Dünya Fuarı yaklaşırken yeni bir kule için bir yarışma düzenlenmiş ve Valentin Vaerwyck’in Orta Çağ kulesine dayanan önerisi kabul edilmiş. Bugün gördüğümüz kule bu dönemde inşa edilmiş.

1980 yılında kuleye 3. ejderha yerleştirilmiş. Söz konusu ejderha bugün Gent’in gurur verici sembolü ve maskotu.

Gent’te şehir merkezinin büyülü silüetine bakmak isterseniz, bahse konu kuleye mutlaka çıkmalısınız. Birinci kattan itibaren asansör mevcut. Bir kısıma kadar merdivenle çıktıktan sonra asansör ile devam ediyorsunuz. En son tekrar merdiven ile devam ediyorsunuz. Son merdivenli kısım bir noktadan sonra gerçekten darlaşıyor.

Ancak, kendinize güveniyorsanız ve tabii ki sağlık sorununuz yoksa 6 kattan oluşan kuleye çıkabilmek için 386 basamak tırmanmanız gerekiyor. Gent’in büyüleyici manzarası eminim sizi de kesinlikle büyüleyecek. İçeride kuleye dair bilgiler, çan mekanizması ve sergiler de yer alıyor. Giriş ücretli ama sunduğu manzara ve tarihî atmosfer buna değer. Gent’te mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.

Lakenhalle

Çan Kulesi aslında bir kompleks. Kulenin hemen yanında görülen Kumaş Salonu (Lakenhalle)’nun inşası 1425 yılında başlamış ama 1445 yılında durdurulmuş. Eksik olan bölümler orijinal planlara istinaden 1907 yılında tamamlanmış. Kumaş Salonu’nun zarif Brabant Gotik tarzı, Gent’in çok şey borçlu olduğu sanayiyi yüceltiyormuş.

Lakenhalle

1613 yılından beri, St. Michael Loncası’nın eskrimcileri kumaş salonunun en üst 2 katını kullanıyormuş. Dönemin belediye meclisi, eskrimciler loncasının şehrin savunmasından kısmen sorumlu olması nedeniyle buna izin vermiş. Lonca bugün hâlâ varlığını sürdürdüğü ve 1613 tarihli kararın yasal olarak geçerliliğini koruduğu için, kumaş salonunun bu kısmı resmi kulüp ve antrenman salonu olarak hala kullanılmaya devam ediyormuş.

Mammelokker

Kumaş Salonu’nun köşesinde bulunan “Mammelokker” ise 1741 yılından kalma küçük bir ek bina olup, şehir hapishanesinin muhafızlarını barındırıyormuş.

Gent Çan Kulesi, Kumaş Salonu ve Mammelokker ile birlikte 1999 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta.

Temmuz ve Ağustos aylarında, Gent Şenlikleri hariç her cumartesi akşamı, çok sayıda konuk müzisyenin ve dünyanın dört bir yanından gelen müziklerin yer aldığı canlı bir çan kulesi performansı sunuluyor bilginize.

Poeljemarkt

Kule ile Gent Belediye Binası Stad­huis van Gent arasında Poeljemarkt bulunuyor. Bu meydanda Noel döneminde Noel Pazarı kuruluyor.

Buraya nasıl ulaşacağınıza gelince;

Gent’e arabayla gidiyorsanız ve Çan Kulesi’ni ziyaret etmek istiyorsanız, Vrijdagmarkt, Kouter veya Sint-Michiels’deki yer altı otoparklarına park etmeniz en doğrusu. Bu 3 otopark, Çan Kulesi’ne 5 dakikalık yürüme mesafesinde. 

Otobüs ile kuleye ulaşmak için 10, 11, 12 Numaralı Otobüslere binip Korenmarkt Durağı’nda inmeniz gerekiyor. Tramvay kullanacaksanız T2 Numaralı Tramvay için Korenmarkt veya Duivelsteen Durağı; T1, T3, T4 Numaralı Tramvay için Vogelmarkt Durağı en yakın duraklar.

Stad­huis van Gent

Kuleyi her gün 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Yetişkin ücreti 11 €. 12 yaş altı ve CityCard Gent ile ücretsiz.

Yaz tatili süresince, 1 Temmuz – 31 Ağustos tarihleri ​​arasında Çan Kulesi saat 20:00’ye kadar ziyarete açık. Son giriş saati 19:20.

Adres: Belfort – Sint-Baafsplein – 9000 Gent Tel: +32(0)9 210 10 10 Aziz Bavon Katedrali (Sint-Baafskathedraal)

-Aziz Nikola Kilisesi (Sint-Niklaaskerk)

Aziz Nikola Kilisesi; ünlü kule sırasının en önündeki kuleye sahip. Tournai mavi taşından inşa edilen bu kilise, Scheldt Gotik mimarisinin en güzel örneklerinden biri.

Sint-Niklaaskerk

Başlangıçta burada 1100 civarında inşa edilmiş bir Romanesk kilise varmış. Bu kilise 1120 yılında yanmış yerine yapılan kilise de 1200 yılından sonra yıkılmış.

13. yüzyıldan itibaren Aziz Nikolaos Kilisesi kademeli olarak yeniden inşa edilmiş ve yenilenmiş. Bu dönemde şehir meclisi üyeleri tarafından çan kulesi işlevi verilmiş, şehir bekçilerine ev sahipliği yapmış.

Sint-Niklaaskerk

Myra’lı Aziz Nikolaos (günümüzde Türkiye’de), Orta Çağ’da Korenmarkt çevresinde yerleşmiş çok sayıda tüccar ve denizcinin koruyucu aziziymiş. 

Kilisenin adının Myra’lı Aziz Nikolaos (günümüzde Türkiye’de) olmasının nedeni birçok efsanede denizcilerin, tüccarların, fırıncıların ve evlenebilecek kadınların hayatlarına mucizevi bir dönüş getirdiğine inanılması.

Bu nedenle de kilise, tüccarlar ve iş adamları için manevi bir kale görevi görmüş ve inşa maliyetleri de Gent’li Flamanların temel tahıl hakları ile karşılanmış.

1314 yılında yapımına başlanan çan kulesi tamamlanana kadar Aziz Nikolaos Kilisesi, şehrin gözetleme kulesi ve çan kulesi olarak da hizmet vermiş. 

Kilisenin tarihi 16. yüzyıldan itibaren ihmal, çürüme ve tahribatla şekillenmiş.

1960 yılında kapsamlı ve titiz bir restorasyona başlanması kararının alınmış ve kilise 2022 yılına kadar kapalı kalmış.

Korenmarkt

Girişin üzerinde değil, ana ve yan neflerin kesiştiği noktada yükselen geçiş kulesi, gerçekten benzersiz.

Kilisenin hemen ön tarafında Pazar Meydanı (Korenmarkt) bulunuyor. Meydan yıllar içinde kapsamlı bir şekilde yenilenmiş olsa da, Gent’in yüzyıllardır süregelen tarihini hala gözlerinizin önünde bulacaksınız.

Yaklaşık 1000 yıl önce, tahılın Scheldt ve Lys nehirleri boyunca şehre ulaşmasının ardından ticaret yapıldığı yer burasıymış.

Bu meydanda Noel döneminde çok büyük bir dönme dolap kuruluyor. Yerliler buraya Küçük Türkiye (Klein Turkije) de diyor ama konu aslında bizim ülkemizle ilgili değil. Buraya nasıl ulaşacağınıza gelince;

Gent’e arabayla gidiyorsanız ve kiliseyi ziyaret etmek istiyorsanız, Vrijdagmarkt, Kouter veya Sint-Michiels’deki yer altı otoparklarına park etmeniz en doğrusu. Bu 3 otopark, Çan Kulesi’ne 5 dakikalık yürüme mesafesinde. 

Korenmarkt

Otobüs ile kuleye ulaşmak için 10, 11, 12 Numaralı Otobüslere binip Korenmarkt Durağı’nda inmeniz gerekiyor. Tramvay kullanacaksanız T2 Numaralı Tramvay için Korenmarkt veya Duivelsteen Durağı; T1, T3, T4 Numaralı Tramvay için Vogelmarkt Durağı en yakın duraklar.

Kiliseyi her gün 10:00-18:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.

Adres: Cataloniëstraat 9000 Gent België Tel: +32 9 234 28 69

-St. Michael Köprüsü (Sint-Michielsbrug)

St. Michael Köprüsü, Graslei ve Korenlei Rıhtımlarını Leie Nehri üzerinde birbirine bağlayan tarihi bir köprü. 11. yüzyıldan kalma köprü, çeşitli restorasyonlardan geçmiş ve mevcut metal yapısı 1987’den kalma.

Sint-Michielsbrug

Gent’in kalbinde yer alan büyüleyici bir köprü olan St. Michael Köprüsü, sadece su üzerinde bir geçitten çok daha fazlası; şehrin zengin tarihine ve göz alıcı mimarisine açılan bir kapı.

Köprü, 1913 Dünya Fuarı için yeniden inşa edilen Graslei nehir boyunca Gent’in Orta Çağ mimarisinin pitoresk manzaralarını sunuyor. İster hareketli yaz aylarında ister kışın sakin cazibesinde ziyaret edin, köprü Gent’in sürekli değişen manzarasına eşsiz bir bakış açısı sunuyor.

Sint-Michielsbrug

Bu köprü tam anlamıyla şiirsel ve her Gentlinin gurur kaynağı. Bu pitoresk köprüde yürürken, çevredeki kanalların nefes kesici manzaraları ve Gent’i karakterize eden canlı şehir hayatıyla karşılaşacaksınız.

Köprü, manzarayı çerçeveleyen çağdaş ve tarihi yapıların karışımıyla, bu ortaçağ şehrinin özünü yakalamak isteyen fotoğraf meraklıları için mükemmel bir konumda.

Sint-Michielsbrug

St. Michael Köprüsü, özellikle şehrin kuleleri ışıklandırıldığında alacakaranlıkta popüler bir fotoğrafçılık noktası. Eski Balık Pazarı’nın bulunduğu Graslei ve Korenlei, uzaktaki Gravensteen Kalesi, St. Michael Kilisesi, Pand’ın arkası ve elbette Gent’in sıralı üç ünlü kulesi. Tüm bunları tek bir benzersiz görüntüde ancak bu köprüden yakalayabilirsiniz.

Bu ikonik konum, yalnızca bir köprü değil, aynı zamanda şehrin su yolları ve tarihiyle olan bağlantısının bir sembolü ve bu da onu seyahat planınızda mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer haline getiriyor.

Sint-Michielsbrug

Köprünün hemen başında günümüzde otel olarak kullanılan harika bir bina var. Adı 1898 The Post. 14.Louis tarzında eski bir deponun üzerine Neo Gotik tarzında inşa edilmiş. Adından da anlaşılacağı gibi eskiden portahane binasıymış.

Ticaret, Korenmarkt’ın Orta Çağ boyunca ekonomik bir merkez haline gelmesini sağlamış. Meydan daha sonra posta arabalarının gelip gittiği yer haline gelmiş. Bu nedenle, buraya etkileyici bir postane binası inşa edilmiş.

1898 The Post

Çevredeki bölge, yerel Belçika kültürü ve mutfağından lezzetler sunan şirin kafeler ve dükkanlarla dolu. Keşfederken, kanalın sakin sularına bakarken geleneksel yemeklerin ve yerel biraların tadını çıkarabileceğiniz yakındaki restoranlardan birinde oturma fırsatını kaçırmayın.

-Graslei ve Korenlei

St. Michael Köprüsü’nden baktığınızda sağ yaka Graslei, sol yaka Korenlei oluyor.

Graslei ve Korenlei

Buranın özelliği 11. yüzyıldan beri gemilerin bugün ise yatların burada demirliyor olması. Yani bölge Gent için bizim Haliç’in karşılığı.

Burası, Leie Nehri’ne yansıyan güzel cephelerin bulunduğu bir yer. Turistler ve bölge sakinleri, hava da güzelse ister iskeleden bacaklarını sarkıtarak ister bir kafe terasında rahatça oturarak, suyun 2 yakasında

Graslei ve Korenlei

Gerçekten muhteşem bir manzara, ancak Graslei’nin çekici sahil cepheleri göründüğü kadar eski değil; bu “Orta Çağ” tarzı depolar ve sıra evler, Gent’in 1913 Dünya Fuarı için güzel görünmesini sağlamak amacıyla büyük ölçüde yeniden inşa edilmiş olan yapılar.

Su kenarındaki evler tarihin içinde yaşıyor ve soluyor. Cooremetershuys artık bir aksesuar mağazası. Ancak Orta Çağ’da, resmi mısır tartıcısı buradaki tahıl ticaretine başkanlık ediyormuş.

Özgür Denizciler Lonca Binası’nın tamamen restore edilmiş cephesine de dikkatlice bakın. Yüzyıllar boyunca bu binaya çok para yatırılmış ve bu belli oluyor!

Graslei ve Korenlei

Eski mısır ambarının görkemli, basamaklı üçgen çatısı, 13. yüzyıldan beri kasabayı gözetliyor.

Mısır dükkânı -aynı zamanda ‘t spijker’ olarak da bilinir- yeniden düzenlenmiş. O eski tahıl çuvallarının yerini rahat bir brasserie almış.

Korenlei’deki Mariott Otelinin yenilenmiş cephesinde, 2 zarif yaldızlı kuğu zıt yönlerde yüzüyor. Bu bir tesadüf değil, çünkü sola yüzen bir kuğu eskiden kadınları, sağa yüzen bir kuğu ise içkileri simgeliyormuş.

– Kontlar Kayası (Gravensteen)

Gent’e yapacağınız bir gezi, gizemli “Kontlar Kayası”nı ziyaret etmeden tamamlanmış sayılmaz. Kontların Kayası, Belçika’nın Doğu Flanders bölgesindeki Gent şehrinde bulunan bir Orta Çağ kalesi.

Gravensteen

Gent’teki bu önemli yapı, şehrin karmaşık ve genellikle fırtınalı siyasi ve sosyal tarihiyle iç içe geçmiş, oldukça çalkantılı geçmişe sahip bir kaledir. Kaleyi ziyaretiniz, size 12. yüzyıl hanedanlık kültürünün eksiksiz bir resmini sunacaktır.

Lys Nehri’nin 2 kolu arasında yer alan alanda, ilk olarak 1000 civarında, ahşap ve taş karışımı bir kale yapılmış ancak söz konusu kale 1176 yılı civarında yakılmış.

Gravensteen

Mevcut kale 1180 yılında Alsaslı Philip (1143-1191) tarafından eski surların bulunduğu yere inşa edilmiş. İkinci Haçlı Seferi sırasında Philip’in tanık olduğu haçlı kalelerinden esinlenilerek Gent burjuvalarını korkutmak için de korkunç şekilde tasarlanmış.

Kalenin ona verdiği zenginlik ve güç duygusu, kalenin tepesindeki surların arasında durup hareketli Gent şehrine baktığınızda daha da belirginleşiyor. Sanırım Alsas Kontu Philip, herkesin patronun kendisi olduğunu bilmesini istiyormuş.

Kale; büyük bir merkezi kale, bir konut ve çeşitli küçük binalardan oluşuyor. Bunlar, 24 küçük gözetleme kulesiyle çevrili. Kalenin etrafı ise Lys Nehri suları ile çevrili.

Gravensteen

Flanders topraklarında hendeği ve büyük ölçüde sağlam bir savunma sistemi olan tek Orta Çağ kalesi olması gerçekten dikkat çekici.

Bahse konu kale 1353 yılına kadar Flanders Kontları’nın ikametgahı olmuş. Kont Maleli Louis sarayını buradan taşıyınca kalenin de bir önemi kalmamış.

1353-1491 yılları arasında Gent Darphanesine ev sahipliği yapmış.

18. yüzyılın sonlarında kale, özel mülk sahiplerine satılmış. onlar da burayı Sanayi Devrimi sırasında 1807 yılında bir pamuk fabrikasına çevirmiş. Müştemilatları da yaklaşık 50 işçi ailesi için ilkel konutlar olarak kullanılmış. Fabrika ve işçileri ayrıldığında, kale neredeyse yıkılmak üzereymiş.

1893-1903 yılları arasında romantik Gotik tarzda restore edilmiş. O dönemde Kontlar Kayası, Gent halkı için güç suistimalinin, feodal baskının, korkunç işkence yöntemlerinin ve acımasız bir engizisyonun tarihi sembolüymüş. Restorasyon, Kontlar Şatosu’na yeni bir anlam kazandırmış ve Gent’in en önemli turistik mekanı olarak dünya çapında ün kazanmış.

Kale bugün gördüğünüz gibi şehrin önemli bir simgesi haline gelmiş ve tarihi bir müze olarak kullanılıyor. Ayrıca, örneğin Gent Şenlikleri sırasında her türlü kültürel aktiviteye, etkinliğe ve etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Gent halkı için evlenmek için popüler bir mekan.

Sint-Veerleplein Tramvay Durağı

Gent-Sint-Pieters istasyonu’ndan kaleye ulaşmak için Sint-Veerleplein Tramvay Durağı’nda inmeniz gerekiyor. En yakın otobüs durakları ise Rabot ve Zuid.

Kaleyi her gün 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Yetişkin ücreti 13 €. 12 yaş altı ve CityCard Gent ile ücretsiz.

Giriş kapısı, surlar, iç kale, kontun ikametgahı ve ahırlar ziyaretçilere açık. Kontlar Şatosu, eşsiz bir işkence ekipmanı koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Eskiden kiler olarak kullanılan alanda, şimdilerde işkence ekipmanları, etkileyici bir cellat dolabında sergileniyor. Eski mahkeme salonunda ise adli malzemeler koleksiyonu var.

Adres: Sint-Veerleplein 11 9000 GENT Belgium Tel: +32 9 225 93 06

Gent Tekne Turları

Gent’in sudan manzarası gerçekten büyüleyici. Yapacağınız turlar ile şehrin altın çağını görüp yaşayabilir, kanallarda harika fotoğraf sahneleri yakalayabilirsiniz.

Gravensteen

Bu kanallarda bir tura katılmak ise anlatılmaz yaşanır cinsten. Gondolsuz Venedik geziniz ne ise tekne tursuz Gent geziniz de o.

Geleneksel tekne turları her gün düzenleniyor. Temalı turlar hakkında bilgi almak için tekne şirketlerinden biriyle önceden iletişime geçin.

Turlar 10:00-18:00 saatleri arasında (10:45 – 11:15 – 11:45 – 12:15 – 12:45 – 13:15 – 13:45 – 14:15 – 14:45 15:15 ve 15:45) devam ediyor ve yarım saat sürüyor. Yetişkin ücreti 12 €. 12 yaş altı ve CityCard Gent ile ücretsiz. Turların başlangıç noktası ise Kraanlei (Kontlar Kayası yakınında). Kasım ayından Mart sonuna kadar tekne turları yalnızca kardeş şirket olan tekne operatörü Gent-Watertoerist (Graslei) tarafından kullanılan iskeleden kalkıyor: hava durumuna bağlı olarak açık veya kapalı tekne.

Gent Gezisi

1 Kasım’dan Mart sonuna kadar, tekne turları yalnızca De bootjes van Gent – Rederij Dewaeler (Korenlei) ya da Gent-Watertoerist (Graslei) tarafından kullanılan iskeleden kalkıyor. .

Gent’de Ne Yenir? Nerede Yenir?

Belçika mutfağı başta komşu Fransa, Almanya ve Hollanda mutfakları olmak üzere tüm Dünya’dan etkilenmiş bir mutfak çeşitliliğine sahip. Diğer bir deyişle bir kaç özel tür hariç bence Belçika mutfağı diye bir şey yok ya da neredeyse yok.

Dünyaca ünlü bu özel türler ise çikolata, waffle, patates kızartması ve biradan oluşuyor. Ev yapımı yemekler basit ve besleyici türler. Aşçılık arıyorsanız karşınıza Fransız mutfağı çıkıyor.

Zenginliğin getirdiği imkanlar Belçikalıları daha çok dışarıda Dünya Mutfağı ile buluşturuyor. Diğer bir deyişle Dünya Mutfağı Belçika’da Belçikalıların ağız tadına uyduruluyor. Belçikalılar da tüm kültürel mutfaklara açık ve her birini ayrı ayrı deneme meraklısı insanlar.

Dünya’nın tüm popüler yemeklerine o kültürleri sunan milletlerin restoranlarında ulaşmanız mümkün. Bu durum tabii ki Gent için de geçerli. Şehir yemek konusunda iddialı. Şehirde standartları yüksek 734 restoran var.

Yemeklerde et, peynir ve tereyağı gibi temel malzemelerinin yanı sıra patates, pırasa, karides, kuşkonmaz ve yerel bira tercih ediliyor.

Öğünler ise çok basit bir kahvaltı, sandviçli öğle yemeği, atıştırmalık ve rezervasyonlu bir akşam yemeğinden oluşuyor. Belçika’da çok sayıda yerel yemek ve ürün var. Mesela Ghent waterzooi, Dinant couque bisküvi, Liege Salade liégeoise ve Verviers tarte aur riz ile ünlü.

Atıştırmalıklarda karides kroketleri çok fazla tercih ediliyor. Geleneksel bir Belçika yemeği olan bu kroketlerin gri karidesle karıştırılmış kalın ve kremsi bir beşamel dolgusu var.

Ana yemeklerde en çok bilinenler soğan ve kerevizle veya buharda pişirilmiş midye Moules-frites, Belçika birası ile yapılan ve genelde ekmek, patates kızartması ve hardalla servis edilen Belçika sığır eti güveci Carbonade Flamande, biftek ile patates kızartmasından oluşan Steak-frites, tavuk veya balık, sebze, krema ve yumurtadan oluşan güveç çorba Waterzooi, peynirli beşamel soslu gratin Belçika hindibaları Chicons au gratin, patates kızartması ve elma soslu tavuk Kip met frieten en appelmoes, Belçika birası gueuze içinde tavşan Konijn in geuze öne çıkan tatlar.

Tatlı olarak Belçika waffle’ları Gaufres, kısa hamurlu tarçınlı bisküvi Speculoos, derin yağda kızartılmış hamur topları Croustillons, sütlaç bazlı dolgulu turta Rijstevlaai.

Friterie Het Puntzakje

Belçika’da patates kızartması gerçekten çok özel, bu nedenle restoranlardan ayrı olarak bir atıştırmalık şeklinde fast food tezgahlarında veya friteries, frietkot veya frituur (kızartma kulübesi”) adı verilen özel fast food restoranlarında satılıyor.

Tamamen yöresel bir şeyler deneyelim diyorsanız Gentliler, hardallı ‘uufflakke’yi (yerel bir spesiyalite olan kaslı veya kelle peyniri) seviyorlar. Temmerman’ın Kraanlei’deki otantik tatlı dükkanında 100 farklı çeşit eski usul tatlı var. Bunları da deneyebilirsiniz.

Amfora

Bu özetten sonra bizim seçimimize dönmek istiyorum. Bizim Gent’de restoran tercihimiz Magelein Caddesi üzerinde bulunan yemekli birahane Amfora oldu. Adından da anlaşılacağı gibi amacımız Belçikalılar gibi karın doyurmak değil öğleden sonra snack yapmaktı.

Amfora Tapas

Bu kapsamda ortaya bir atıştırmalık tapas söyledik. 13 parçalık tapasın fiyatı 10,5 €.

Amfora

Yine aynı şekilde yemeğin yanında değişik seçeneklerin sunulduğu biraların bir arada sunulduğu bira menüleri de sunuluyor. Ülkede genel olarak restoranlarda 33 ml şişe bira tüketiliyor. Bu da bizim gibi en az 50 ml içenler için oldukça yetersiz oluyor.

Amfora Omer
Amfora Fourchette

Oğlum ve ben her zaman olduğu gibi yerel bira almak istedik. Ben Omer. (5,4 €) oğlum ise Fourchette (5,8 €) aldı. Eşim ise kendine bir kadeh kırmızı şarap söyledi.

Amfora

Gördüğünüz menü için bahşiş dahil 30 € ödedik. Garsonumuz oldukça nazik ve ilgiliydi. Ortam ise oldukça nezih ve güzeldi. İlerleyen saatlerde mekan oldukça kalabalık oldu. Mekandan çok memnun ayrıldık.

Gent’de Alışveriş

Gent, Belçika’nın en büyük yaya alışveriş bölgesine ve birbirine çok yakın mesafede çok çeşitli mağaza ve pazarlara sahip. Gent’te, büyük ve ünlü giyim mağazalarının yanı sıra otantik butikler de bulabilirsiniz.

Mutlaka alınması gereken ne var diye soruyorsanız seviyorsanız Gent’te her yıl 69.000 kutu Tierenteyn-Verlent hardalı satıldığını belirtmeliyim.

Bunun dışında Belçika, Çikolata denince Dünya’da ilk akla gelen ülkelerden biri. Hatta Belçika Çikolatası bugün bir marka haline gelmiş durumda.

Ülke ekonomisinin ve kültürünün önemli bir parçasını oluşturan çikolata 19. yy.dan bu yana ülkede endüstriyel seviyede üretiliyor. Mesela herkesin çok sevdiği Pralin, Belçika çikolata endüstrisinin bir icadı.

Tabii ki bu duruma Afrika kolonisi olan Belçika Kongo’sundan getirilen büyük miktarlardaki kakaonun etkisi çok büyük. İhracat ise iç tüketimin tamamen karşılanabildiği 1980’den bu yana katlanarak artmış durumda. Neuhaus, Godiva, Leonidas ve Guylian ise en çok bilinen Belçika markaları.

Gent’de enfes el yapımı çikolatalar sunan çok sayıda küçük aile işletmesi çikolata dükkanı ile karşılaşacaksınız. Bunların çoğu yerel üretim yapan dükkanlar. Ortalama çikolatanın kilosu ise 40-80 € civarında geziyor. Kilosu 40 € altı çikolatalara iyi göz ile bakılmıyor.

Dükkanlarda daha çok pralin tipi dolgulu çikolata satıyorlar. Ad vermeye gerek yok genelde hepsi aynı kalitede çikolata üreten uzmanlar.

Pralinler; fındık, badem ezmesi, tuzlu karamel, kahve, likör, kremalı likör, kiraz ya da dış kabukla kontrast oluşturan çikolata dolgulu olabiliyor. Genellikle hediye kutularında deniz kabuğu, balık, elmas şeklinde satılıyorlar.

Truffles denen çeşitlere de bu dükkanlarda çokça rastlıyorsunuz. Pul pul veya pürüzsüz bir çikolata topu veya geleneksel olarak yer mantarı şeklinde bazen gofret içeren veya yüksek kaliteli bir kakao tozuyla kaplanmış oluyorlar. İçlerinden ise meyve, fındık, kahve ya da likör ganajı bulunabiliyor.

Canınız çikolata yemek de isteyebilir. Genel olarak 100 gramlık karışımları (altı veya daha fazla parça) yaklaşık 10 €’ya veya tek tek parçaları yaklaşık 1,5 €’ya satın alıp yiyebiliyorsunuz.

Değerlendirme

Bu şehri görmeden Belçika’ya gittim demek gerçekten anlamsız. Şehirdeki çoğu bina 1100-1500 dönemine ait ve aynen korunmuş.

Bu nedenle yolunuz buralara düşerse en az bir geceyi de burada geçirmek kaydıyla planlamalısınız. Özellikle foto severler burada mutlaka gece fotoğrafları üzerinde çalışmalı.

Belçika ile ilgili diğer yazılarımız için Belçika Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Bölgesel bir planlama için Benelüks Gezi Rehberi‘ne bakabilirsiniz. Sağlıcakla Kalın.

Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi Kışın Gent Gezisi

Exit mobile version