Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Dünyanın Ucundaki Gelidonya Feneri

Yazı Dizisi : Antalya Gezi Rehberi
Daha Fazla Yazı

Yazar : Hasan Sayınhan

Bol yıldızlı , ışıklı bir gece. Uzak ufukları aydınlatan sayısız ateşböceği. Göz alabildiğine açık deniz, derin sularındaki hazineleri gizleyen şefkatli bir anne gibi uyuyor. Fenerin bulunduğu tepeye çıkan uzun ve dik orman yolu, gündüz uyuyup gece çalışanların ayak sesleriyle dolu.

Sarı sıcaktan bunalıp taş altlarına, çalı diplerine sinen bin türlü böcek, akrep, yılan oradan oraya koşturup duruyor. Ormanın fısıldayışı kainattaki varoluşun şarkısı gibi. Herkes ve her şey, bu şarkıyı hem söylüyor hem dinliyor.

Sonra birden … Varoluşun diğer yüzü bir sis perdesi ardından gösteriyor kendini. Uzak ufuklardaki ateşböcekleri yerini bir görünüp bir kaybolan şimşeklere bırakırken yukarıda bir yerlerde gök kükremeye başlıyor.

Önce usuldan esen rüzgar an be an hızlanıp ağaçların saçlarını savuruyor. Fenerin denizi tarayan ışığında açıklardan gelip kayalık kıyıda son bulan dalgalar görünüyor. Tabiat bütün kuvvetleriyle düşman kapılarını kırıp kente girmek isteyen acımasız bir ordu gibi. Orman sakinleri tabiatın bu yüzüne alışık olsalar da korkuyla kaçışıyorlar.

Rüzgarın beklediği yağmur nihayet geliyor. İkisi bir olup ortalığı toza dumana katıyorlar. Sonunda fenerin ışığı da dayanamayıp can veriyor.

Karanlığa batan denizde bir eski zaman gemisi peydahlanıyor birden. Gemi karanlık denizde dalgalarla ölümcül bir oyun içinde. Bata çıka, döne savrula yıkıldı yıkılacak bir sarhoş gibi.

Denizlerin efendisi korsanlar tabiat karşısında diz çökmüş, çığlık çığlığa bağrışarak yalvarıyorlar.  Derken bir çatırtı kopuyor. Geminin karnı tam ortadan yarılıyor. Birkaç korsan denize uçup kayboluyor. Bir çatırtı daha, bu kez gemi yarıldığı yerden kopup ikiye ayrılıyor. Sadece gemi değil denize uçan korsanlar da kayalarda paramparça oluyor. O esnada kayalara ak bir kuş konuyor. Sonra bir tane daha. Ve sonra bir tane, bir tane daha. Kayaların üstü sayısız ak kuşla dolarken yağmur diniyor, rüzgar hafifliyor. Tabiat eski huzuruna kavuşuyor yeniden. Ak kuşlar birer ikişer kanat çırpıyor yükseklere.  

Fener deyince aklıma Jules Verne’in ünlü Dünyanın Ucundaki Fener adlı romanı gelir. Issız ve ürkütücü yerler, sarp kayalar, uçurumlar, korsanlar, sert doğa koşulları hayalimde türlü görüntüler yaratır.

Gelidonya adı ise bana kırlangıçları çağrıştırır. Çünkü Gelidonya adının türediği Kaledonya sözcüğü Likya dilinde kırlangıç manasına geliyor. Kırlangıçlar ise uzun göç yollarının üstündeki Gelidonya Feneri’nde mola veriyorlar.

Gelidonya Feneri Gezisi

Gelidonya Feneri’ne Ulaşım

Gelidonya Feneri, popüler kültür ikonlarından biri haline gelen Likya Yolu yürüyüşlerinin zorlu bir durağı olarak gitgide daha çok tanınıyor.

Fenere hem yürüyerek hem de kısmen araçla ulaşmak mümkün. Eğer tamamını yürürüm derseniz çıkış yeriniz Akdeniz’in güzel koylarından Adrasan. 12 km uzunluğunda bir patika yolu sizi bekliyor.

Bu yürüyüşü tamamlayabilmek için uzun yokuşları çıkıp, inebilmeniz, iyi bir dengeye ve en az 6-7 saat yürüyebilecek bir kondisyona sahip olmanız şart. Dönüş de düşünüldüğünde en az 24-25 km yol yapacaksınız.

Gelidonya Feneri Yolunda

Araçla gitmek isterseniz Karaöz Mahallesi üzerinden mesafe 7 km. Yolun 5 km kadarında araçla ulaşım mümkün. Geri kalanı yürümek zorundasınız.

Karaöz Mahallesi tarafından gelirken Korsan Koyu’nun temiz ve berrak sularında enerji toplama molası verilebilir.

Fenere çıkan 2 km.lik patika yol özellikle son metrelerinde zorlaşan bir tırmanış gerektiriyor. Yolun sonunda muhteşem bir manzaranın sizi beklediğini düşünerek motivasyonunuzu arttırabilirsiniz.

Her iki parkuru da zorlanmadan tamamlayabilmeniz için rahat bir giysi ve doğa yürüyüşüne uygun sağlam bir spor ayakkabısı giymeniz önemli. Yanınızda da küçük sırt çantası, su ve atıştırmalık bisküvi veya çikolata olabilir.

Gelidonya Feneri

Önce size fener hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Fenerin bulunduğu yer Taşlık Burnu.

Türkiye kıyılarındaki en yüksek noktada (227 m) yer alan fener 1934 yılında Fransızlar tarafından inşa edilmeye başlanmış, 1936 yılında hizmete açılmış.

Fenerin bir özelliği daha var. Genelde fenerler kıyıda olur ya bu fener değil. Denizden tam 3 km içeride.

Gelidonya Feneri

İşte o dillere destan manzara. Doğanın yalnızlığında, çam ağaçları kokuları arasında muhteşem fener manzarası.

9 m yüksekliğindeki fenerin tam karşısında Beş Adalar olarak bilinen Uzun Ada, Meşe Adası, Devecitaşı Adası, Ateş Adası, Suluada bulunuyor. Beş adanın en büyüğü 2 km uzunluğu ile Uzun Ada. Ada dediklerine bakmayın aslında onlar Görece Dağları’nın deniz içerisindeki uzantıları…

Gelidonya Feneri

Bir tüyo daha…Burası ters akıntılardan dolayı Antalya Körfezi’nin en tehlikeli yeriymiş. Antik dönemde burada sayısız gemi kayalara sürüklenerek batmış. Bu nedenle bu bölge bir su altı mezarlığına dönüşmüş. Hatta Türkiye’de ilk bilimsel su altı araştırması da 1960 yılında bu bölgede gerçekleşmiş.

Dalgıçlara göre burası Türkiye’nin Sharm el Sheikh‘i çünkü bu bölge çok derin, temiz ve su altı canlıları bakımından çok zenginmiş. Sanırım insanlara uzak ve tehlikeli oluşundan….

Gelidonya Feneri

Gecelemek isteyenler fenerin bulunduğu düzlükte çadır atabilirler ancak özellikle akreplere dikkat etmekte fayda var. Korsan koyu çevresinde ise çok sayıda kamp alanı mevcut.    

Korsan hikayelerinin şiirsel havasına kendinizi kaptırıp birkaç güzel saat geçirebileceğiniz ender yerlerden biri Gelidonya Feneri. Yeni yazılarda görüşmek üzere….

Not: ​Likya Yolu ile ilgili diğer yazılarımızı Likya Gezi Rehberi‘nden okuyabilirsiniz. Daha geniş bir planlama için Antalya Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın.

Exit mobile version