Kalehöyük Arkeoloji Müzesi ve Kaman Japon Bahçesi gezisi için Kırşehir’in Kaman İlçesi’ne gidiyoruz.
Bu ilçeye beni çeken şey, Eski Tunç Çağı’nda burada bir yerleşimin olması (bugünkü adıyla Kalehöyük) ve Kalehöyük’ün az ilerisinde Türkiye-Japonya işbirliğiyle kurulan farklı atmosfere sahip oldukça güzel bir Japon Bahçesi’nin bulunması.
Kaman’a geldikten sonra 8 km daha Kırşehir yönünde ilerlediğimizde Çağırkan Kasabası sınırları içerisinde bulunan Kalehöyük, Kalehöyük Arkeoloji Müzesi ve Japon Bahçesi kompleksine ulaşmış oluyoruz.
Burası 1985 yılında Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi’nin dikkatini çekiyor. Bir yıl süren yüzey araştırmaları sonucunda kazılar başlıyor.
Kazıların yapıldığı 5 bin yıllık Kalehöyük, sağdaki yolun hemen bitişiğindeki alanda bulunuyor. Kış ayında gittiğim için höyüğün üzeri kapalıydı.
Kalehöyük Arkeoloji Müzesi
Yolun devamında, höyüğün 2 km kadar ilerisinde Kalehöyük Arkeoloji Müzesi kurulmuş. Ana yoldaki ilk giriş kapısından sonra araçla birkaç dk’da müzenin bahçe girişine ulaşıyorsunuz.
Müze binası, Kalehöyük’ten çıkan tarihi eserlerin sergilenmesi için Japonlar tarafından höyüğe benzetilerek tasarlanmış. Üzeri toprakla örtülü.
Girişi kapısına sağlı sollu, höyükten çıkarılan iki adet Hitit Aslanı heykeli yerleştirilmiş. Müze, küçük bir müze. Kapıdan girdiğimizde bizi geniş bir salon karşılıyor. Höyükten çıkarılan eserler, Kaman ve yöresinin MÖ 3000 yıllarında Hititler tarafından iskan edildiğini belgeliyor.
Hititler tarih sayfalarından silindikten sonra da burayı Friglerin iskan ettiği anlaşılmış. Frigler hakkında bilgi ve fotoğrafları Midas Antik Kenti ve Frig Vadisi başlıklı yazımda bulabilirsiniz.
Müzenin inşasında kullanılan renkli taşlar Japonya’da özel olarak işlenip Kaman’a getirtilmiş.
Müzedeki eserlerin fotoğraflarını çektim fakat burada sadece birkaç tanesini paylaşıyorum. Çünkü en güzeli gidip yerlerinde görmek.
Kalehöyük
280 m çapında ve 16 m yüksekliğinde antik bir yerleşim yeri. Yuvarlak bir kurulum düzeni var. Kurulduğu dönemdeki adı henüz tespit edilememiş.
Kazılar 1986’dan itibaren Japon arkeoloji ekibi tarafından kesintisiz yürütülüyor.
Kalehöyük’ün çok önemli bir özelliği var: Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünden Ege’de ortaya çıkan İon kentlerine kadarki süreçte yüzlerce yıl herhangi bir kültür ve yerleşim izine rastlanmayan uzun bir dönem var. Bu belirsiz döneme Karanlık Çağ deniyor. Kalehöyük’ün II b tabakası Karanlık Çağ’a ait izler taşıyor.
Videoda Kalehöyük’ün tabakalarını hareketli olarak gösteren büyük bir maketi var. Manuel olarak höyüğü hareket ettirebiliyorsunuz. Bu maket, müzenin salonunda sergileniyor.
Hüyükten çıkarılan bulgular eşliğinde 3500 yıl önce buradaki yaşam canlandırılmış. Aşağıdaki videoda o dönemdeki ortamın simülasyonunu göreceksiniz. Anadolumuz her döneminde başka güzel.
Müze girişindeki Hitit Aslanları’nın yanına dönelim. Müzedeki görevlinin ikram ettiği çayımızı içerken bir yandan da aslanları izleyerek dinleniyoruz. Anadolu’da nereyi kazsanız bu devasa aslanların çıktığını biliyor muydunuz?
Kapının hemen solunda bir altar var. Hititlerin meşhur boğaları… Tanrı Teşup’un hayvanları…
Bu altarın üzerinde tanrılara kaç kurban sunuldu kim bilir!
Üzerinde biriken yağmur suları o dönemleri hatırlatırcasına kırmızı renge bürünmüş 😮
Kaman Japon Bahçesi (Prens Mikasa Anı Bahçesi)
Müze’nin hemen bitişiğinde Japon Prens Takahito Mikasa adına oluşturulan Japon tarzı bir bahçe var. Japonya Ortadoğu Merkezi Şeref Başkanı Prens Mikasa, 1986 yılında Kalehöyük’e ilk kazmayı vuran kişi.
Kaman Japon Bahçesi olarak bilinen bu bahçe, Altes Prensi Takahito Mikasa’nın 1986’da kazıyı başlatması anısına 1993 yılında oluşturulmuş. Prens Mikasa 2016 yılında 100 yaşında vefat etmiş.
Bu anı bahçesinde Japon bahçelerinden izler görmek mümkün. Bahçedeki gölette bol miktarda ve insana yabancılık çekmeyen sarı bir balık türü var. Türünü bilen yoruma yazarsa memnun olurum.
Fotoğrafta gördüğünüz üzere Japon Bahçesi, Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nin bitişiğinde. Bahçenin giriş kapısı da Aslanlı Kapı’nın tam karşısında.
Burayı şubat ayında ziyaret ettim. Bahar ve yaz aylarında renk cümbüşü daha fazla muhakkak. Bir de baharda gelmeli.
Bahçe yaklaşık 22 bin metrekareymiş.
Burada ilkbahar ve yaz boyunca şarıldayan yapay bir şelale var. Kış aylarında kuru.
Bu bahçenin Japonya sınırları dışındaki en büyük Japon bahçelerinden biri olduğu söyleniyor.
Göletin kapladığı alan ise 3.500 metrekare imiş.
Yaklaşık 16 bin adet ağaç varmış. Bahçe, doğal taş ve Japonya’dan getirilen özel işlenmiş taşlarla süslenmiş.
Bir de baharda gelmeli. Sağlıcakla…