- Karataş Fotoğraf ve Doğa Gezimiz
- Belemedik Vadisi Gezisi
- Anavarza Antik Kenti
Bugün sizlere bir hafta sonu Tarsus kalkışlı olarak yaptığımız günübirlik Karataş Fotoğraf ve Doğa Gezimizden bahsetmek istiyorum.
Tarsus Fotoğraf Derneği üyesi bir grup arkadaşla saat 07:00’da söz konusu ilçeye yönelik bir fotoğraf, doğa ve kültür gezisi yapmak amacıyla yola çıktık.
Günlerden Pazar günü. Çukurova’nın bereketli ve bir o kadarda görsel zenginliği içerisinden ilerleyerek Karataş’a vardık.
İlçe merkezi D.Akdeniz kıyısında Seyhan ve Ceyhan Nehirlerinin Akdeniz’e kavuştuğu doğal sınırların içerisinde kurulmuş. İlçenin sınırları da bu bölge içerisinde bulunuyor.
Köyleri ile birlikte ilçenin toplam nüfusu 21.000 civarında. Bu yararlı özet bilgilerden sonra gezimizden bahsetmeye başlayabilirim.
Karataş Gezisi
Karataş’a Ulaşım
Karataş, bağlı olduğu Adananın merkezine 49 km uzaklıkta
Tarsus-Karataş yolu Tabaklar-Tuzla istikametinden giderseniz 64 km uzunluğundaki yol arabayla 1 saat 10 dakika saat sürüyor.
Eğer ilçe merkezine Adana üzerinden giderseniz 82 km uzunluğundaki yol arabayla 1,5 saat sürüyor. 1. rotanın pozitif tarafı yolun görsel zenginliği, 2. rotanın pozitif tarafı ise yolun daha iyi olması…
Karataş’ın Tarihi
Bölgenin deniz kenarında bulunması, palamut, ladin vb. tamamen ormanlarla kaplı oluşu, kışın ılıman bir iklime sahip bulunması ve her şeyden öte İskenderun Körfezi’ni kontrol eden stratejik konumu bölgeyi daima insanlar İçin cazip bir yer haline getirmiş.
Doğal olarak bölge doğudan ya da batıdan değişik toplumlara yurt olmuş.
İstanbul-Bağdat demiryolu yapıldığı dönemlerde Rum halkından Serendi Efendi Adana’dan Karataş’a demiryolunu getirmeyi planlayarak büyük düşünmüşse de bölge halkından gerekli desteği görememiş hatta önceden getirdiği demiryolu rayları çalınmış.
Bu duruma kızan Serendi Efendi demiryolunu Karataş yerine Mersin’e döşenmiş.
Ne kötü talih ki bu durum da Karataş için bir dönüm noktası olarak tarihe kazınmış.
1957’lere kadar adı İskele Köyü iken o tarihte Karataş olarak değiştirilmiş.
Karataş’ta Gezilecek Yerler
-Aydınlar-Tabaklar-Dalyan-Tuzla
İlçeye bağlı olan bahse konu belde ve köylerin ana geçim kaynakları tarım ve balıkçılık.
Bölgedeki toprağın kumlu olması sebebiyle ağırlıkla Karpuz-Kabak-Biber yetiştiriliyor.
Balıkçılık bölgenin ana geçim kaynaklarından biri.
Bölgede tutulan balıklar sahildeki restoranlarına satıldığı gibi Adana ve Mersin gibi büyük merkezlere de gönderiliyor.
Tuzla sahilinde ‘İbişin Yeri’nde lezzetli balık çeşitlerinden yiyebileceğiniz gibi, kendi getirdiğiniz kumanyalarla piknikte yapabilirsiniz.
-Yedi Kardeşler Türbesi
Yöre halkının çok tanrılı dine inandığı Roma dönemde 6 kardeş, halkı tek tanrılı bir dine davet etmiş. Bu kardeşlere sadece bir çoban inanmış. Yöre halkı, olanlardan tedirgin olmuş. 6 kardeş ile onlara inanan çobanı öldürüp bölgedeki palamut ormanlarının içerisine gömmüşler.
Daha sonradan aynı halk Allah’ın bir olduğuna kendileri de inanınca onları gömdükleri yerden çıkarıp şimdiki Küçükkarataş Köyü’nde hepsi için bir türbe yaptırmışlar. Bundan dolayı buraya Yedi Kardeş Ziyareti ya da Yedi Kardeşler Türbesi deniliyor.
-Karataş Balıkçı Barınağı
İlçe merkezinden geçerek sahile ulaştığımızda, balıkçı barınağını da fotoğrafladık.
Fotoğraf adına teknelerde çalışan balıkçılar, balıklar ve kullanılan malzemeler oldukça görsel zenginlikteydi.
Gizemli dokuları vardı. Balıkçı barınağındaki çekimlerimizden sonra yemek için öğle arası verdik.
-Magarsus Antik Kenti
Yemekten sonra fotoğraf çekimi için Magarsus Antik Kenti’nde bulunan Magarsus Antik Tiyatrosu’nun yolunu tuttuk. Magarsus Antik Kenti Karataş İlçesi’nin 4 km. batısında Dört Direkli mevkiinde yer alıyor.
Magarsus Antik Kenti’nin tarihi MÖ. 5. yy.a kadar uzanıyor. Önceleri Antik Yunanlıların hakimiyetinde olan kent, daha sonra bir dönem Perslilerin hakimiyeti altına girmiş. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait yazıtlar ile sikkeler ile diğer resmi belgelerde kentin ismi hep Mallos olarak geçmekte.
Coğrafya biliminin kurucusu Strabon’a göre kentin Troia Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Mopsos ile Amphilokhos tarafından kurulduğunu söylüyor.
Ardından, Amphilokhos’un Argos’a döndüğünü yazan Strabon, bir süre sonra Amphilokhos’un tekrar Mallos’a geri geldiğini, Mopsos’la aralarında başlayan iktidar mücadelesi sonucunda, her ikisinin de öldüğünü, kentte birbirine uzak iki yere gömüldüğünü söylüyor.
330 yılında Büyük İskender’in ordusu İssos’ta Pers ordusunu yenince antik kent Büyük İskender’in hakimiyeti altına girmiş.
1800 yıl önce yaşayan antik coğrafyacı Arianos’un kayıtlarında Büyük İskender’in bölgeye geldiği zaman alanın kuzeyindeki alandan akan Ceyhan Nehri’nin üzerine bir köprü inşa ettirip önce Magarsus kentine geldiği, antik tiyatronun 200 metre kuzeyindeki Athena Magarsia Tapınağı’nı ve kentin kurucusu Anflakos’un mezarını ziyaret ettiğini aktarılmakta.
Kentte bulunan Athena Magarsia’ya adanmış olan Athena Magarsia Tapınağı, Helenistik dönemde tüm Doğu Akdeniz’deki en önemli kehanet merkezlerinden biri olarak kabul edilmekte.
Kentin diğer bir gözdesi olan Magarsus Antik Tiyatrosu’nun ise 150 m uzunluğunda, 30 m genişliği ile yaklaşık 3.000 kişilik olduğu düşünülüyor.
Karataş’ta Ne Yenir? Nerede yenir?
Buraya kadar gelip balık yemeden ayrılmak olmazdı. Tepede sıra sıra dizilmiş balık restoranları var.
Burada güzel manzara eşliğinde nefis balık çeşitlerinden yiyebiliyorsunuz. Biz Serintepe Aile Balık Restoran’ı tercih ettik. Ben Levrek’i çok beğendim doyurucu ve lezzetliydi tavsiye ederim. Ücrete gelince salata ve çay ikram olmak üzere kişi başı 45,00 TL (2019) ödedik. Çok memnun bir şekilde mekandan ayrıldık.
Gezimizi giderken fotoğraflama şansı bulamadığımız yerleri fotoğraflayarak dönüşümüzü gerçekleştirdik.
Dolu dolu geçen (Günübirlik) bir gezi daha sona erdiğinde doğada olmanın ve yörenin mistik güzelliği hafızalarımıza kazındı.
Malesef hiç istememize rağmen artık dönüşe geçiyoruz. Mevsimin bahar olması, yeşilin her tonunun üzerine kondurulmuş gibi duran kulübe tarzı evler nereye baksanız seraların geometrik dizaynı insanların sıcak yaklaşımları açıkçası beni büyüledi.
Bir kez daha ve yeniden doğanın bizlere sunduğu bu güzelliklere sahip olduğumuz için binlerce kez teşekkür ettim. Bizimle ve bir başka gezide kalın….