Montpellier, Avrupa’nın Tıp Merkezi

Languedoc-Roussillon bölgesinde bulunan Montpellier, Avrupa’nın Tıp Merkezi olarak kabul ediliyor. Tıp biliminin Avrupa’daki başlangıç noktası burası. Nostradamus bile burada okumuş.

Düşünün 985 yılında Guilhem Hanedanı tarafından kurulan şehre 1180 yılında aynı hanedana mensup William VIII tarafından tıp fakültesi kurulmuş, tıp eğitim ve öğretim özgürlüğü verilmiş ve o dönemde özellikle de İspanya’da bulunan Müslüman doktorlar da dahil olmak üzere Avrupa’da tıp ile ilgili ne kadar bilgili insan varsa buraya davet edilmiş. Özgür çalışma ortamı da bizzat yönetici kesim tarafından sağlanmış.

Sonuç ne mi olmuş? Eğitim merkezi olması şehri ekonomik olarak da beslemiş. 1200’lü yıllara gelindiğinde Montpellier, Paris’ten sonra Fransa’nın en önemli şehri olmuş, Batı Akdeniz’in ticaretin merkezi haline gelmiş. Hatta o dönemde şehirde Müslümanlar, Yahudiler ve Protestanlar hep beraber uyum içerisinde yaşıyor bu da diğer şehirlere örnek gösteriliyormuş. Marsilya‘nın öne çıktığı 1500’lü yıllara kadar da bu böyle devam etmiş.

Gelelim bu güne. Bugün tam 840 yıl önce kurulan o tıp fakültesi hala ayakta ve Montpellier hala Avrupa’nın tıp eğitim ve öğretim merkezi.

300.000 nüfuslu şehirde 4 üniversite 3 enstitütü var. Şehir tam bir öğrenci kenti. Nüfusun 100.000’i ise öğrenci. Yani bizim Eskişehir gibi. Bu yüzden genç nüfus çok fazla.

Eğitime yatırım direkt olarak ekonomiyi de etkilemiş tabii ki. Son 25 yılda Fransa’nın en çok gelişen yeri olduğunu söylüyorlar. Örneğin Montpellier, özürlüler için Dünya’nın en yaşanabilir şehri. Şehrin tüm yolları, kaldırımları, binaları, toplu ulaşım araçları özürlülere uygun şekilde yapılmış ve tüm yollarda yer sinyalizasyonları mevcut. Gözümle görmesem inanmazdım.

Burada benim dikkatimi çeken en önemli husus biraz da zıpırlıktan olsa gerek her tarafa özellikle de tarihi eserlerin üzerine grafiti yapıyorlar devlette bunu engelleyemiyor. Düşünün birileri Dolmabahçe Sarayı’nın her tarafına grafiti yapmış öyle bir durum.

Dikkatimi çeken diğer bir husus da tramlar. Modacı Christian Lacroix imzalı. Tramvay vagonları tuhaf deniz yaratıkları ve egzotik deniz çiçekleriyle süslenmiş.

Montpellier Gezisi

Montpellier’de Ulaşım

-Montpellier-Méditerranée Havalanı (MPL)’ndan Şehir Merkezine Ulaşım

Havaalanı Montpellier’in 9 km doğusunda. Havalimanından saatte bir kalkan shuttle (Navette Aéroport) ile merkezdeki Place de l’Europe ‘a 1,5 € luk bir bilet alarak 15 dakikada ulaşabilirsiniz. Oradan da her yere 15-20 dakikada yürüyebilirsiniz.

Eğer gara gidecekseniz Mosson’a giden Tram Line 1 hem şehir ana tren garından (Gare Saint-Roch) hem de şehir merkezinden geçiyor. Bu durumda tram aktarması da içeren 2,6 € ‘luk kombine bilet alın.

3-4 kişiyseniz taksi ile şehir merkezine 30 € karşılığında gelebilirsiniz.

-Tren

Gare Saint-Roch hem bölgesel hem de uluslararası  tren hizmeti veriyor. Tren garı şehrin hemen merkezinde. Bu gardan TGV ile Paris’e (3,5 saat) gidebilirsiniz. Mosson’a giden tram line 1 hem şehir ana tren garından (Gare Saint-Roch) hem de şehir merkezinden geçiyor.

-Tram ve Otobüs

Montpellier’de toplu taşıma tramlar ile sağlanıyor desem yanlış olmaz. Tek yön bilet kişi başı 1,6 €. 4 farklı tramvay hattı var.

Montpellier’in merkezi olan meydan 1755 yılından itibaren tarihi belgelerde görülüyor. Zaten meydan ve Rue Foch’da inşa edilen tüm binalar neredeyse o dönemin ürünü.

Yine meydana çıkan ara sokaklardan Rue du Bras de Fer Montpellier’in ortaçağdaki görünümüne güzel bir örneği.

Meydanın tam merkezinde Fontaine des Trois Grâces çeşmesi var. 1790 tarihinde heykeltıraş Étienne d’Antoine tarafından inşa edilmiş.

Arkamda gördüğünüz bina ise bir opera binası. Adı Opéra Orchestre National Montpellier Occitanie.  1888 yılında  inşa edilmiş.

-Peyrou Parkı (Promenade du Peyrou)

Comedie Meydanı’ndan Rue de la Loge yönünde dümdüz 10 dakika kadar yürürseniz Peyrou Parkı’nagelirsiniz. Bu yol üzerinde bir şeyler yiyebileceğiniz ya da bir şeyler içerken arkadaşlarınız ile sohbet edebileceğiniz çok güzel yerler var.

Tram ile buraya gelecekseniz Place Albert 1 durağında ineceksiniz. Meydanın tam karşısında klasik bir Arc de Triomphe anıtı var. Hem park hem de tak 17. yy.da inşa edilmiş. Burada gün batımı izlemek gerçekten çok güzel. Rue François Franque yönünde sola  devam ederseniz yol sizi tekrar Comedie Meydanı’na götürür.

-Tour de la Babote

Guilhem hanedanına mensup William VIII  tarafından 1200’lü yıllarda şehri koruma amaçlı olarak inşa ettirilen  surlardaki 25 kuleden kalan son parçadır. 18. yy.da gözlem evi olarak da kullanılmıştır.

-Cathédrale Saint-Pierre

Kilise aslen 1364 yılında inşa edilmiş. 16. yy.da Din Savaşları sırasında büyük hasar görünce 17. yy.da yeniden inşa edilmiş.

Monpellier ‘de Ne Yenir ? Nerede Yenir ?

Tercihinize bağlı olarak Comedie Meydanı civarında çok fazla kebapçı var. İşletmecileri genelde Türk. 6-7 € civarında doyabilirsiniz.

Burada daha da uygun fiyatlı yiyecek düşünürseniz gardan Comedie Meydanı’na çıkarken solda çalışanları da Türk olan CROC VITE var. Aamericain adlı etli patatesli sandviçleri içecekle birlikte 4 €’ya alabilirsiniz. İçecek olmadan 3 € ‘ya satılıyor.

Gece bir şeyler içmek için de Place de l’europe durağına yakın Australian Bar veya Manhattan Bar düşünülebilir.

Le Quartier de l’écusson bölgesi ise asmalı mescit muadili bir yer. Çok hoşunuza gidecektir.

Monpellier ‘de Alışveriş ve Monpellier ‘de Nerede Kalınır ?