Montmartre, Paris’in Sanat Merkezi

1800’lü yıllardan itibaren Dünya’nın kültür merkezi olmaya başlamış olan Paris‘e gelip burada kendini kanıtlamaya çalışan sanatçılar, hem bohem bir yaşama hitap etmesi hem de fiyatların uygun olması sebebiyle yaşamak için öncelikle Montmartre Tepesi’ni seçmiş. Hal böyle olunca da 1930’lara gelindiğinde Montmartre, Paris’in sanat merkezi haline gelmiş.

O dönemde Pablo Picasso, Claude Monet gibi dünyaca ünlü ressamlar Mortmartre ‘de birçok ünlü çalışmaya imza atmış. Bölge ressamlar dışında heykeltıraşlara, yazarlara ve şairlere de ev sahipliği yapmış.

Bugün de bölgede sanatın izlerini her yerde görmeniz ve hissetmeniz mümkün. Bu nedenle sizlere burada öncelikli tavsiyem toptenler bir tarafa kendinizi özgürce sokak aralarına bırakmanız.

Çünkü bu bölgeyi en iyi anlamanın yolu sadece ama sadece yürümekten geçiyor. Ne zaman nerede ne ile karşılaşabileceğinizi bilemiyorsunuz.

Montmartre Gezisi

Montmartre’e Ulaşım

-Metro

Montmartre’ye M12 Abbesses Metro İstasyonu’ndan yürüyerek 9 dakikada ulaşabilirsiniz. M2 Anvers Metro İstasyonu’ndan da yürüyerek ulaşabilirsiniz. Her iki istasyondan da fenikülere binebilirsiniz.

-Feniküler

1900 tarihinde inşa edilen ve her yıl 2 milyon kişinin kullandığı fenikülere (Funiculaire-Gare Basse) binip Sacre-Coeur Bazilikası’nın çok yakınında inebilirsiniz. Ancak 1,5 dakikalık bir yol olduğu dikkate alındığında değip değmeyeceğine siz karar vermelisiniz.

Ayrıca buraya gelmek için aldığınız metro biletini atmadığınız takdirde bu fenikülere ücretsiz olarak aktarma yapabilirsiniz. Eğer fotoğraf çekmeyecekseniz ve engel teşkil eden bir durumunuz varsa feniküleri mutlaka kullanın.

-Otobüs

Yakınlık sırasına göre 30, 31, 80  ve 85 Numaralı Otobüsler ile Anvers Sacré-Coeur durağında inip yürüyerek 8 dakikada Sacré-Coeur Bazilikası’na ulaşabilirsiniz.

-Sacre-Coeur Bazilikası (Sacre-Coeur Basilica)

Bazilika Paris’in Eyfel Kulesi’nden sonra en yüksek noktası olan Montmartre Tepesi’nde 1874 yılında inşa edilmiş.

Bazilika, ismini ise 3. yy.da burada şehit edilen Paris’in ilk Hristiyanlarından almış. Sacre-Coeur’un anlamına gelince gizli kalp demek ve burada o kalbin Hazreti İsa’nın kalbi olduğuna inanılıyor.

Bazilikanın inşası Fransa-Prusya Savaşı ile ilgili. 1870 yılında Fransa Prusya’ya yenilince ilerleyen Prusya Ordusu Paris’i kuşatmış. O zamanlar Parisli 2 iş adamı da şehir bu kuşatmadan kurtulabilirse bir çeşit adak gibi burada bir kilise yapmayı vaat etmiş. Şehir kurtulunca da savaş sırasında ölen 60.000 asker ve vatandaşın anısına bazilika inşa edilmiş.

Sacre Coeur Bazilikası şehrin en yüksek tepesinde inşa edildiği için 83 metrelik kubbesi ile birlikte şehrin her tarafından görülebiliyor. 19 ton ağırlığındaki çanı halihazırda dünyanın en ağır çanlarından biri. Her sene 11,5 milyon kişinin ziyaret ettiği bazilika 06:00-22:30 saatleri arasında açık. Giriş ise ücretsiz. 300 basamak çıkılarak ulaşılan kubbe için ise kişi başı 5 € ücret alınıyor.

-Ressamlar Tepesi (Place du Tertre)

Paris’in mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri de hiç şüphesiz Ressamlar Tepesi.

 Sacre Coeur Bazilikası’nı ziyaret ettikten sonra Paris’e yüzünüzü dönüp sağ tarafa doğru yürürseniz bir kaç dakika içerisinde buraya varabilirsiniz.

1900-1940 yıllar Paris’in Dünya’da kültürün başkenti kabul edildiği yıllar. İşte o kültür anlayışının merkezi de Mortmartre. 

Burada ressamlar hem resim yapıyor hem de yapmış oldukları yağlı boya resimleri satıyor. Biz de oğlumuzun bir anı karikatürünü yaptırdık.

Sanatçıların çalışmalarını izlemek dışında eğer resim yaptırmak isterseniz boyuta göre ciddi ya da karikatür şeklinde resminizi yapıyorlar.

Ücret ise resmin boyutuna göre 20-30€ arasında değişiyor. Ancak bu faaliyet hayatta bir kere yapılacak anılar sınıfına girdiğinden hepinize burada duvara asılacak bir resim yaptırmanızı tavsiye ederim.

Mortmartre’de Ne yenir? Nerede Yenir?

Öncelikle burada insan yemek yemeyi pek aklına getiremiyor çünkü tüm cazibe sokak aralarında sizi bekliyor.

Tüm restoran ve kafeler 1800’lü yıllardan kalma ve aynen korunuyor. Zamanınız da kısıtlı olunca yemeği bir kenara bırakıp her yeri görmek her yerde fotoğraf çekmek ya da çekilmek istiyorsunuz.

Özel bir yer ismi vermeye de gerek görmüyorum. Çünkü bölge günümüzde birçok cazip restoran ve kafeler ile çevrelenmiş durumda. Önemli olan kendinize bir yer bulup etrafı seyredebilmeniz. Bu gerçekten çok güzel bir duygu. Fiyatların ise merkez bölgeye göre daha uygun olduğunu söyleyebilirim. 

Özel bir yer ismi vermeye de gerek görmüyorum. Çünkü bölge günümüzde birçok cazip restoran ve kafeler ile çevrelenmiş durumda. Önemli olan kendinize bir yer bulup etrafı seyredebilmeniz. Bu gerçekten çok güzel bir duygu. Fiyatların ise merkez bölgeye göre daha uygun olduğunu söyleyebilirim.

Eğer illaki bir şey yemek istiyorsanız bizim Kanlıca Yoğurdu gibi buranın da krepi ünlü. Krep seviyorsanız burada her yerde yiyebilirsiniz.

Değerlendirme

Bence burada öncelik vermeniz gereken en önemli konu sokak araları. Kendinizi bırakın ve birçok ünlü sanatçının yaptığı gibi ilham almak için en az yarım gün sokak aralarında gezin. Sadece gezerken bile birçok anınız olacağından emin olun.

Paris ile ilgili diğer yazılarımız için Paris Gezi Rehberi‘ne, daha geniş bir planlama için Fransa Gezi Rehberi‘ne, Benelüks ülkelerine de gitmek istiyorsanız Benelüks Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.