Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Amasra’da Yılbaşı

Yazı Dizisi : Bartın Gezi Rehberi

Yazar : Serhat ÇELEBİOĞLU

“Amasra’da Yılbaşı” fikri aslında hiç aklımızda yoktu. Yurt dışı için planladığımız yılbaşı programımızı zaruri şartlar sebebiyle iptal etmek zorunda kalınca bir dergide gördüğümüz bir yazı ile ortaya çıktı ve fazla tartışılmadan kabul gördü. Yılbaşı programı olan otel arayışı için de çok fazla zorlanmadık.

Hedefimiz yılbaşı fırsatını aynı zamanda bir fotoğraf gezisi haline de getirmekti. Yılın son günü sabahı fotoğraf malzemelerimizi de alarak Ankara’dan hareketle Amasra’ya doğru yola koyulduk. Otobüsteki kitle bize yazın bodrum otobüsleri havasını verince bizim gibi düşünen çok fazla Ankaralı olduğunu görerek bir nebze olsun rahatladık.

Amasra’da Yılbaşı

Amasra’ya Ulaşım

Amasra

Amasra, İstanbul’a 440, Ankara’ya 300 ve Bartın’a 17 km uzaklıkta. Ankara ve İstanbul’a direkt otobüs seferleri mevcut. Amasra’ya otobüsle Ankara’dan 5 İstanbul’dan 6 saatte ulaşabilirsiniz.

Amasra

Amasra bizi kar yerine yağmak üzere olan bir yağmur ve şiddetli bir fırtına ile karşıladı. Meteorolojik ölçümlere göre hava patlamak üzereydi. Bu durumda kritik bir karar alarak otele girmek yerine fotoğraf çekim planımızı hızla uygulamaya karar verdik. Amasra; tarihi ve doğası ile Batı Karadeniz bölgesinin en önemli turizm merkezi. Sanırım Ankaralılar için en yakın deniz sahilinin burada olması da Amasra turizmine önemli bir katkı sağlıyor.

Amasra

Amasra bizi kar yerine yağmak üzere olan bir yağmur ve şiddetli bir fırtına ile karşıladı. Meteorolojik ölçümlere göre hava patlamak üzereydi. Bu durumda kritik bir karar alarak otele girmek yerine fotoğraf çekim planımızı hızla uygulamaya karar verdik. Amasra; tarihi ve doğası ile Batı Karadeniz bölgesinin en önemli turizm merkezi. Sanırım Ankaralılar için en yakın deniz sahilinin burada olması da Amasra turizmine önemli bir katkı sağlıyor.

Belki de bu alışkanlık geçmişten geliyor. Amasra zaten 1950’li yıllardan başlayarak iç turizmde kendinden söz ettirmiş. Mesela Türkiye’de ilk ev pansiyonculuğu Amasra’da başlamış. Hatta Ege ve Akdeniz’in ünlenmeden önce Ankara’nın sayfiye yeri olarak görülüyormuş.

Sormagir Kalesi

Amasra, tarih boyunca zor zamanlarda gemicilerin sığınma yeri olmuş. İstanbul Boğazı’nın doğusundaki korunaklı ilk liman Amasra’nın doğusunda ve batısında bulunan 2 doğal koymuş. Bu durum şehrin tarihini de etkilemiş tabii ki. Bölge uygarlıkların hepsi kendi dönemlerinde Amasra’ya sahip olmak istemiş.

Şehri daha iyi anlayabilmeniz için bu haritayı kullanabilirsiniz. Bilmeniz gereken en önemli konu Amasra’nın yekpare bir kaleye sahip olmadığı, doğanın sağladığı korumaya da dayanarak iki kale ve bir köprüden oluşan savunma hattına sahip olduğu.

Birinci kale harita’da da gördüğünüz gibi Boztepe’de bulunan ve eski mendirek ile Ağlayan Ağaç arasında ince bir hat olarak devam eden Sormagir Kalesi. Eskiden Boztepe bir ada olduğu ve kuzey ve batı tarafı da dik yarlardan oluştuğu için bu durumun savunmaya olan katkısı da dikkate alınarak kale beklenenin aksine sadece limanı koruyacak şekilde yapılmış.

Diğer kale ise hem küçük hem de büyük limana hakim olacak şekilde şehir tarafına bakan ve içerisinde zindanların ve kiliselerin olduğu Zindan Kalesi. Bu iki kale ise en yakın noktadan Romalılarca yaptırılan Kemere Köprüsü ile birbirine bağlanmış.

Amasra Otogarı

Gelen fırtınayı da düşünerek çekimlerimize indiğimiz Amasra Otogarı’ndan başlayacağız. Otogar küçük limanın başlangıç noktasında ancak denize de açık. Bu nedenle fırtına ile birlikte açık denizden şiddetli rüzgâra maruz kalıyoruz. Çekimleri yaparken bölge için Amasra’nın önemini yerinde görüyoruz.

Otogardan hem açık denize hem de küçük limana doğru çekim yapma imkânı mevcut. Otogarın sol tarafı liman koruması altında olmadığından fırtınanın da etkisiyle dalgalar sahili şiddetli şekilde dövüyor.

Amasra
Amasra

Amasra’nın tarihi bölgesini tam olarak görebilmek için en iyi açıyı otogardan yakalayabilirsiniz. Hatta biz yapamadık ama otogarın üzerindeki Amasra’ya hakim tepeye çıkılırsa sanırım en güzel fotoğraf görüntülerini de almak mümkün olur. Kış döneminde tamirat ve bakım için teknelerin sahile çekildiğini görüyoruz. Onlardan biri bizim için güzel bir obje. Hemen Amasra manzaralı resimlerini çekiyoruz.

Amasra Gezilecek Yerler

-Direkli Kaya

Küçük liman bölgesindeki en eski yapılardan biri olan Direkli Kaya Kraliçe Amastris’in zamanında kullandığı kendine özel havuzu. Amasra’nın ismini de İran Kraliçesi Amastris’ten aldığı sanılıyor. Amastris aynı zamanda İskender’in de baldızı. Tarih böyle bir şey. Kimler gelmiş kimler geçmiş. Herkes buranın güzelliğine hayran olmuş. Fatih Sultan Mehmet bile Amasra‘yı almak için şehre geldiğinde şehre zarar vermek istememiş haber gönderip teslim olmalarını istemiş.

Direkli Kaya

Dilekli Kaya’ya gitmek için rengarenk bir merdiven yapılmış. Bu merdiveni kullanarak Dilekli Kaya’ya zar zor ulaşabildim. Fırtına iç limanda bile hissediliyor. Rüzgarın şiddeti oldukça sert. Dilekli Kaya’dan etrafa bakınca binlerce yıl önce buranın nasıl bir ihtişama sahip olduğunun tasavvur edebiliyorsunuz. Beklediğimiz şiddetli yağmur hala patlamadı. Biz de gezimizin birinci bölümünü tamamlayıp bir yemek arası verdik.

-Sormagir Kalesi

Yemeğimiz yedikten sonra küçük limandan Boztepe’ye doğru yürüyoruz. Kemere Köprüsü’nü ve kaleleri Romalılar inşa etmiş. Bizans döneminde ise kale geliştirilmiş.

Sormagir Kalesi

Ceneviz döneminde kaleye azami önem verilmiş ve Osmanlı dönemlerinde kale ciddi onarım görmüş. Biz şu an Sormagir Kalesi’ne girmek üzere anakarayı Boztepe’ye bağlayan Kemere Köprüsü’nün tam üzerindeyiz.

Sormagir Kalesi

Sormagir Kalesi’ne, tonozlu ana kapıdan giriliyor. Biz girmek üzereyken bir araba buradan geçip gitti. İnanılır gibi değil binlerce yıllık köprü ve kapı hala ulaşım yolu olarak kullanılıyor. Başka bir ülkede olsa acaba böyle bir şey olabilir mi? Kapıdan sola dönünce batı surlarının yaklaşık 50 metrelik bir kısmının hala sağlam ve ayakta olduğunu görebiliyorsunuz.

-Kemere Köprüsü

50 metrelik surların bitimine doğru ilerledik. Amacımız uzaktan gördüğüm açık balkonu olan kafenin balkonundan Kemere Köprüsü, Zindan Kalesi ve Dikili Kaya’nın birlikte Amasra manzaralı fotoğraflarını almak. Amacımıza tam olarak ulaşamadık. Kış zamanı olduğu için balkon bölümü depo olarak kullanıldığından sandalye ve masa öbekleri arasından ancak sahnenin bir kısmını fotoğraflayabildik. Yazın bu işin daha düzgün ve kısıtsız şekilde yapılabileceği aşikar.

Kemere Köprüsü

Normal bir ülke de fotoğrafların en iyi çekileceği noktalar güven altına alınır ve buradan çekilecek karelerin bir şekilde Dünya’ya geçilmesi sağlanır. Tabii ki bu turizm kafası olan ülkelerde olur. Arkadaşlar turizm kafası derken tam işte bunu diyordum. Köprüden geçen su borusunu görüyor musunuz? Emeği olan herkesi kutluyorum.

-Ağlayan Ağaç

Ağlayan Ağaç

Son çekimlerimizi yapıp Ağlayan Ağaç’a doğru yürüyoruz. Kış olmasına rağmen yol üzerinde yöresel meyve, sebze, konserve ve el yapımı malzeme satanlar var. .

Ağlayan Ağaç

Şu anda Ağlayan Ağaç bölgesindeyiz. Meşhur ağaç hemen sol tarafta. Nemlenme etkisiyle oluşan tepkinin neticesinde kendisine Ağlayan Ağaç demişler. Ancak ben olsaydım ona ağlayan değil mutlu ağaç derdim. Hemen karşınızda Tavşan Adası, elinizde soğuğa karşı içilen tavşankanı çayınız, yanınızda sevdiğiniz… Allah aşkına böyle bir manzarada ağlanır mı?

-Büyük Liman

Ağlayan Ağaç bölgesi ve civarında yaptığımız çekimlerden sonra gitmediğimiz son nokta olan büyük limana doğru gidiyoruz. Küçük limandan Boztepe’ye doğru yol alırken Kemere Köprüsü’ne varmadan yolun sağ tarafında bulunan tüm yokuşlar sizi limanın diğer tarafına yani büyük limana götürüyor.

Büyük Liman

Büyük liman bölgesi küçük liman bölgesine göre daha canlı. Her keseye uygun ayaküstü balık pişirme yerleri var. Balığın kokusunu alan martılar ise her yerde. Büyük limanda son fotoğraflarımızı çekip otelimize yerleşmek üzere turumuzu bitiriyoruz.

Amasra’da Ne Yenir ? Nerede Yenir?

Burada ne yiyeceğinize gelince Genel olarak internette basit bir araştırma yaparsanız Amasra’nın balık çeşitleri, salatası, pidesi, yoğurt tatlısı ve pidesi ile öne çıktığını göreceksiniz. Konu ile ilgili yaptığım detaylı araştırmada ise ufak tefek şikayetler var tabii ki ama Mustafa Amca’nın Yeri’nin revaçta olduğun gördüm. Mekanın hikayesi şöyle.

Mustafa Amca’nın Yeri

Mustafa Amca (Mustafa AYYILDIZ) çok eskiden beri Çekiciler Çarşısı’nda küçük bir balık lokantası işletmiş ancak işini de iyi yapmış. 1945 yılında küçük dükkânı kapatıp edindiği tecrübesine de güvenerek küçük limanda Canlı Balık Restaurant adlı bugünkü mekanı açmış. Çok da ünlü bir yer olmuş. 2003 yılında rahmetli olunca işi devam ettiren çocukları mekanın adını ona hitaben “Mustafa Amca’nın Yeri” yapmışlar.

Mekanın önce negatif yanlarından bahsedelim. Mekan küçük olduğu için özellikle kışın hafta sonları cam kenarı yer bulmak oldukça zor. Genelde sorunlar yer ile ilgili çıkıyor. Diğer bir problem ise işletim ile ilgili. Burası arkadaşlarınızla ya da sevgilinizle uzun uzun sohbet edebileceğiniz içkinizi yudumlayabileceğiniz bir mekan. Ancak özellikle öğle yemeklerinde bebekli ya da çok küçük çocuklu ailelerin gelmesi nedeniyle neredeyse konuştuğunuzu bile duymuyorsunuz. Bu sorunun mutlaka çözülmesi gerekiyor.

Mustafa Amca’nın Yeri

Gelelim balık ve yanındakilere. Burası mevsimine uygun taze balıkları sunuyor. Bu gerçekten harika ve önemli. Porsiyon yerine tava almak (3 kişilik) hem fiyat olarak hem de pişirme kolaylık ve kalitesi açısından daha iyi. Biz 3 kişi olduğumuz için mevsimine de uygun barbun tava aldık. Yanına da kalamar ve meşhur Amasra salatası.

En son ise burada ünlü olan yoğurt tatlısı. Tavanın lezzeti gerçekten muhteşem ve üç kişi için oldukça doyurucu. Merak edenler için bir karşılaştırma yapalım. Üç kişilik Barbun Tava’ya biz 90 TL (2018) ödedik. 2 hafta sonra aynı miktarda temizlenmiş Barbun’un balıkçı fiyatının 85 TL olduğunu gördüm. Genelde buranın gereksiz pahalı olduğunu söylüyorlar. Takdiri size bırakıyorum. Diğer ürünlerin ise güzel olmakla birlikte çok özel olduğunu söylemem zor.

Amasra’da Nerede Kalınır?

Diamond Hotel

Nerede kalacağınıza gelince. Bölgenin en iyisi değil ama en güzel manzaralı oteli hiç kuşku yok ki Diamond Hotel. Yılbaşını burada geçirmeye karar verdikten sonra manzarasından da etkilenerek balo dâhil çok iyi oda teklifi veren bahse konu oteli seçtik. Verdiğimiz paraya göre gerçekten uygun bir seçim olduğunu söyleyebilirim.

Değerlendirme

Burası ile ilgili geldiğim sonuca gelince, gerçekten bir hafta sonu güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer. Zamanında tarihi olarak koruma altına alınmış olsaydı bence Dünya’nın sayılı ama butik tarihi şehirlerinden biri olabilirdi. Maalesef artık kalanları korumaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Amasra

Yılbaşında nasıldı derseniz beklediğimden iyiydi. Burada olmak kesinlikle güzel ve keyifliydi. Mümkünse yılbaşı programınızı genişletmeyi ihmal etmeyin.

Bu nedenle bölgesel planlama için Batı Karadeniz Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.

Exit mobile version